SEÇKİ-177- BENDE KALAN MEKTUPLAR-I-
Dün bir dosttan Uzun bir mektup aldım. Beni anlatmış sana, Ve sen ona, demişsin. Hem bu sözü gülerek Medar-ı iftiharla söylemişsin Unutamazsın! Nokta noktam Unutamazsın! Çünkü inan, Unutmak için, Önce unutulmak gerek, Oysaki sen, Hala bende esen, Eski kavak yelisin. Unutamazsın.. Kan değil, tüküremezsin, Ruj değil, Silemezsin, Dişi dudaklarına, dişlerimle yazdığım, Dört heceli
SEÇKİ 44-ÇOBAN ÇEŞMESİ
Derinden derine ırmaklar ağlar,Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,Ey suyun sesinden anlıyan bağlar,Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi. “Göynünü Şirin’in aşkı sarıncaYol almış hayatın ufuklarınca,O hızla dağları Ferhat yarıncaBaşlamış akmağa çoban çeşmesi…” O zaman başından aşkındı derdi,Mermeri oyardı, taşı delerdi.Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi.Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi. Vefasız Aslı’ya yol gösteren bu,Kerem’in sazına cevap veren bu,Kuruyan gözlere yaş
SEÇKİ-109 SU
Kalbinden kalbime akan bir sesti Akşam gölgesinde çağlayan o su… Sesini en tatlı yerinde kesti Bizi sonsuzluğa bağlayan o su. O su, bir sır gibi mırıldanırdı; Göğsünde bir sarı ay yıkanırdı; Bizi Leyla ile Mecnun sanırdı Gamlı yolumuzda ağlayan o su… Sessiz ruhumuzu o bestelerdi, Bize “Unutalım dünyayı” derdi… Bir aldı sonunda verdi bin
SEÇKİ-101 RÜZGAR SAATLERİ
RÜZGAR SAATLERİ * Gel benim ruhumun gerçek sesi gel Yıllardır sönmeyen alevim, korum Gel benim ömrümün hikayesi gel Şiirim, sonsuzum, gerçeğim, zorum Gökle yerin birleştiği kavşakta Seni bulup bulup kaybediyorum. İlkin rüzgar değil sanki nefesti; Bir kez başlayınca estikçe esti… Sonra bir upuzun karanlık bastı; Sürdü hep aynı düş, hep aynı yorum Şimdi duraklarda
SEÇKİ-103 KIZ SEVİM
Kız Sevim;Kız Sevim, beni çıldırtacaksın!Ben, uzak taşranın cahil delikanlısı,Ben, güzelleri seven insan canlısı,Yüzüme bakma öyle! … Yakacaksın! … Ne var öyle, senden bana doğru akan! .. Bahar kadar ılık, bahar kadar tâze… Şu, yüreğimin gümbürtüsü, Alnımdaki ter! .. Hoyrat saçlarım taranmış, Kılığımda bir çeki-düzen! .. Sevim! .. Sevim, yeter! .. İster misin seninle kaçalım dağlara…
SEÇKİ 102- KARA SEVDA
Akdeniz kıyıları, portakal bahçeleri…Uzakta balıkçılar, yelken yelken üstüneSeni düşünüyorum seni, beyaz ellerinGözlerini kapıyor ıslak melteme karşı. Bir harap tekne gibi rüzgârların elinde Kayalara çarpıyor başımı hatıralar. Kumların üzerinde unuttuğum günleri Yırtık bir yelken gibi parçalıyor dalgalar. Limon çiçeklerinden daha aydınlık göğsün Körfez suları gibi kabarıp alçalıyor; Seslen bana dağların ardında kalan çocuk; Antalya’da saatler şimdi
SEÇKİ-131 KÜREK MAHKÛMU
Zindanda müebbet bir kürek mahkûmu var kiHer yanı kalın, ağır zincirlerle bağlanmış.Zindan öyle korkunç, öyle karanlık, öyle dar ki,Asırlarca içinde ne kandil ne de mum yanmış. Ellerinde topuzlar zincirlerle bir sürüZalim suratlı haşin gardiyanlar geziyor.Yaklaşırken biri uzaklaşıyor öbürüAğır işkencelerle eziyor. Mahkûm benim.Aşkımsa bu karanlık zindanBeni bağlayan zincir saçlarındırHayallerin peşimde birer zalim gardiyanBeni ezen sevgilim senin bakışlarındır. Victor Marie
SEÇKİ-25 GİTSİN
Yücesi dumanlı boralı dağlarİncitmen sunamı bel verin gitsinEyyamı şitada bahar erişsinEline bir deste gül verin gitsin Uğratman sunamı kışa boranaKader kısmet durulmadı çare neEşinden ayrılıp giden ceylanaDüzelin a dağlar yol verin gitsin Mustafa’m der cemaline doyulmazSeni görmeyince takatim gelmezDostum gurbet elde yolun bulunmazBir takım kılavuz kul verin gitsinKayıkçı Kul Mustafa 17. yüzyılda yaşamış ve Bektaşi geleneğinde yetişmiş
SEÇKİ-157 KASIM AYINDA ÇİÇEK AÇAN ERİK AĞACINA
Aldandın erik ağacımGüneşin sıcak öpüşlerine aldandınGenç kızların açık göğüslerineŞarkıların bahar sözlerine aldandınÇocukların neş’esineAldandın erik ağacımAldandın benim gibiSen çiçek açtın erkendenBen kalbimi açtım birisine, vakitsizAldandık erik ağacımAldandık ikimizKim olsaydı senin benim yerimeAldanırdı erik ağacım, üzülme Macit Benice
SEÇKİ-82 KÂFİR
NEDÎM’İN KÂFİR REDİFLİ GAZELİ( mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün) Tahammül mülkünü yıktın Hülâgü Han mısın kâfirAman dünyayı yaktın ateş-i suzan mısın kâfir (Tahammül ülkesini yıktın, Hülâgü Han mısın kâfirAman dünyayı yaktın yakıcı ateş misin kâfir) Kız oğlan nazı nazın şeh-levend âvâzı âvâzınBelâsın bende bilmem kız mısın oğlan mısın kâfir (Nazın kızoğlan nazı, bağırışın delikanlı bağırışıBelasın, ben de bilmem kız mısın,