Skip to content
Prof. Dr. Osman GökçeBu sayfa ulusumun, ülkemin, devletimin ve tüm insanlığın yararına olduğuna inandığım bilgilerimi, deneyimlerimi, düşüncelerimi ve duygularımı ilgilenen herkesle paylaşmak, tartışmak, geliştirmek ve böylelikle doğrularda, güzelliklerde ve iyiliklerde hep birlikte buluşarak çoğaltmak ve bütünleşmek için açılmıştır. Prof. Dr. Osman Gökçe
  • Ana Sayfa
  • Yazılar
    • Güncel
    • Anılar
    • Öyküler
    • Tarım
    • Ormancılık
    • Çevre
    • Genel
  • Yayınlar
    • Makaleler
    • Bildiriler
    • Kitaplar
  • Şiirler
    • Şiir Seçkisi
  • Ericek
  • Duyurular
  • Fotoğraflar
  • İletişim

BİLGİSEL SÜREÇLER VE ÜNİVERSİTELER

7 Mayıs 2010 0 comments Article Güncel

Prof. Dr. Osman Gökçe (E)
Bornova,01.07.2007

Bir çok kavramın tanımında olduğu gibi, bilginin tanımında da çeşitlilik ve farklılıklar vardır. Tek bir tanım değil birden çok tanım bulunmaktadır. Bu makalenin amacı açısından bilgi tanımları üzerinde ayrıntıya girilmeyecektir. Yalnızca, üç adet tanım verilecektir:

1) Bilgi, insan aklının alabileceği gerçek olgu ve ilkelerin tümüdür (1). 2) Bilgi, bir iş, bir konu, bir olay ya da bir şey konusunda bilinenlerdir (2). 3) Bilgi, doğruluğu, verili nesnel ve öznel koşullarda gerekli ve yeterli sayılan kanıtlarla temellendirilmiş, önermeler biçiminde dile getirilen bilinç içeriğidir(3).

Bilgi felsefesi, insan bilgisinin yapısını ve geçerliliğini inceleyen felsefe dalıdır. Buna göre 6 çeşit bilgi türü vardır :

Gündelik Bilgi : İnsanların gündelik yaşamında sıradan deneyleri sonucunda elde ettikleri sıradan bilgilerdir. Özneldir, doğruluğu kesin değildir.
Bilimsel Bilgi : Bilimsel yöntem ve kurallarla doğrulanabilen bilgilerdir.
Felsefi Bilgi : Eleştirel düşünmelerle ulaşılan bilgilerdir. Özneldir, akla dayalıdır.
Dini Bilgi : İnançsal temelli bilgilerdir. Dogmatiktir, kanıtsızdır, kesindir, emredicidir, değişmez.
Sanat Bilgisi : Sanatçı bilinciyle ortaya çıkan bilgilerdir. Özneldir, duygulara dayalıdır.
Teknik Bilgi : Kuramın uygulamaya geçmesi sonucu ortaya çıkan bilgilerdir. Gündelik ve bilimsel bilgilerden yararlanır. Faydaya dönüktür.

Bu makalede ele alınan bilgi bilimsel bilgidir. Genel hatlarıyla bilimsel bilgi nesneldir, evrenseldir. Birikimli olarak ilerler. Bilimsel gözlem ve deneye dayanır. Olanı inceler, olması gerekenler hakkında öngörüde bulunur. Nedensellik ve gerekirlilik ilkelerine dayalıdır. Sistemlidir, düzenlidir.

Bu tanıma uygun bilgi kavramı ile ilgili süreçler de 3 ana sınıfta toplanabilir .

Bilgi Üretim Süreçleri
Bilgi Öğretim ve Öğrenim Süreçleri
Bilgi Kullanım süreçleri.

Bu süreçlerin planlanması, örgütlenmesi, yönetilmesi, eşgüdümü, denetimi vb işlevlerin nasıl yerine getirileceği sorusu bilginin temel sorunlarından birisidir. Örneğin, bu süreçler ayrı ayrı mı ele alınmalı yani her süreç grubu ayrı ayrı mı planlanlanmalı, örgütlenmeli ve yönetilmelidir yoksa her üç süreç grubu da birlikte ve bir çatı altında mı toplanmalıdır? Bir başka anlatımla bilgi üretim kurumları yani araştırma kurumları ayrı, öğretim ve öğrenim kurumları ayrı, bilgiyi kullanan kurumlar ayrı mı olmalı yoksa bütün bu işler aynı kurum içerisinde mi yapılmalıdır?

Bilgi ile ilgili bu sorun ve bu soruna bakış açısı üniversiteleri ve üniversitelerle ilgili tartışmaları çok yakından ilgilendirmektedir. Bu soruna bakış açısı bilgisel süreçleri bir çatı altında yürütme yönünde ise üniversiteler hem araştırma yapıp bilgi üretecekler, hem bu ürettikleri bilgileri başkalarına öğretecekler ve hem de daha sonra bu bilgileri kullanarak mal ve hizmet üretiminde de bulunabileceklerdir.

Örneğin tıp fakülteleri böyle yapıyor. Bilimsel tıp bilgileri üretiyor, ürettiği bu bilgileri diğerlerine yani öğrencilere öğretiyor, ayrıca da ürettiği bilgileri, adı araştırma hastaneleri olan ve fakat gerçekte daha çok da tedavi kurumları biçiminde çalışan üniversite hastanelerinde ve tedavi hizmetlerinde kullanıyor. Hatta bir çok çevredeki yaygın genel kanıya göre, tıp hocaları zamanlarının en çoğunu da bu üçüncü aşamada harcıyorlar. Bazı vakıf üniveristelerine bağlı tıp fakülteleri ise çeşitli illerde adeta hastane işletmeleri zinciri oluşturmaya çalışyor. Böylece de, bilgi ile ilgili her üç süreç grubu bir arada gerçekleştirilmiş oluyor.

Tıp fakültelerindeki bu durumu örnek alan, tıp fakültelerinin ve hocalarının bu tür bir uygulamadan sağladıkları bütçe olanaklarına ve maaş dışı gelirlere özenen ve hatta belli oranda kıskanan bazı diğer fakültelerin de bu yolda önemlice çaba harcadıkları görülmektedir. Şaraptan ekmeğe kadar, araştırma amaçlı olduğu ileri sürülen mallar üretilmektedir. Kurslar düzenlenip para kazanılmaya çalışılmaktadır. Otel ve dilim varmıyor ama otopark işletmecilikleri yapılmaktadır. Öylesine ki üniversiteler, (Kaynağını kendin bul) yarışına girmiş gibi gözükmektedirler. Onlara başarı övgüleri de daha çok bu bu konudaki hünerlerine bağlı olarak yapılmaktadır.

Yukarıda sınıflandırılan bu bilgisel süreçlerin farklı özelliklerde olduğu ve dolayısıyla bunların aynı çatı altında toplanmasının doğru olmadığı görüşü benimsendiğinde ise üniversiteler araştırma üniversiteleri ve eğitim-öğretim üniversiteleri diye en az iki sınıfa ayrılacaklardır. Buna üniversitelerin uzmanlaşması da diyebiliriz.

Bu tartışmalar ne bizde ve ne de dünyada yeni tartışmalar değildir. Örneğin, Avrupa Araştırma Üniversiteleri Birliği (League of European Research Universities-LERU) 2002’de oniki üye ile kurulmuş olup bugün yirmi üyeli bir birlik haline gelmiştir. Birlikle ilgili kısa ve özet bilgiler şöyledir (http://www.leru.org) :

Avrupa Arastırma Universiteleri Birliği temel arastırmaları geliştirmek için kurulmustur. Birlik, uluslararası rekabetçi arastırma ortamında yüksek nitelikli öğretimin degerlerine kendini adayan araştırma özellikli Avrupa üniversitelerinin birliğidir.
Birlik, toplumdaki yenilikçiliğin temel araştırmalarla yeni bilgiler üretilmesine dayandığını, bu araştırmaların geniş bir biçimde desteklenmesi gerektiğini, bu şekilde yeni fırsatların yaratılabileceğini ve sorun çözme kapasitesinin artırılabileceğini öngörür.
Birlik, Avrupa’nın temel araştırmalar konusunda geçmişteki önemini yitirdiğini, bu durumun ivedilikle giderilmesi gerektiğini kabul etmekte ve bunun için de kökten değişiklikler istemektedir. Araştırma üniversitelerinin, sanayi ile işbirliği bağlamında kendilerine önemli görevler düştüğünü ileri sürmektedir.
Birlik, temel ve uygulamalı araştırmaların bir arada yürütüldüğü birleşik yaklaşımı desteklemektedir. Ayrıca, teknoloji taşıma birimleri olan büyük üniversitelerin de sanayi için önemli oyundaşlar olduğunu ve fakat kar amaçlı kuruluşlar olmadığını benimsemektedir.
LERU üyesi üniversiteler şunlardır :

Amsterdam Üniversitesi
Cambridge Üniversitesi
Edinburgh Üniversitesi
Abert-Ludwigs Freiburg Üniversitesi
Cenevre Üniversitesi
Ruprecht-Karls Heidelberg Üniversitesi
Helsinki Üniversitesi
Leiden Üniversitesi
Leuven Katolik Üniversitesi
Londra Üniversitesi Koleji
Lunds Üniversitesi
Universite degli Studi di Milano
München Ludwig-Maximilians Üniversitesi
Oxford Üniversitesi
Pierre ve Marie Curie Üniversitesi, Paris
Güney Paris Üniversitesi
Karolinska Enstitüsü, Stockholm
Louis Pasteur Üniversitesi, Strasbourg
Utrecht Üniversitesi
Zürich Üniversitesi
Yine örneğin, Uluslararası Araştırma Üniversiteleri Birliği (International Alliance of ResearchUniversities-IARU) 2006 yılında on üniversite tarafından kurulmuş olup bazı ilkeleri özetle şöyledir (http://www.iaruni.org) :

Birlik, evrensel görüş ve gelecegin dünya liderlerini eğitme sorumluluğu gibi benzer değerleri paylaşan araştırma temelli üniversiteleri bir araya toplayacak ve bu değerleri merkez haline getirmeyi akademik farklılığın ve ulaslararası işbirliğinin gereği sayacaktır.
Birlik, eğitim kadrosuna ve öğrencilere başka türlü elde edemeyecekleri olanaklar saglayarak yeni degerler kazandıracak ve üyeleri kendi başlarına başaramayacakları olanaklara kavuşturacaktır.
Birlik, geleneksel uluslararası üniversite grupları ve ortaklıklarından çok daha derin ve daha kapsamlı ilişki fırsatları yaratacaktır.
Birlik üyelerin, uluslararası araştırma, öğretim ve öğrenim etkinliklerine yeni bir boyut getirecektir.
Birlik, baslangıçta merkezi öneme sahip konuları işaret etmek amacyla, üyelerin birbirlerini tamamlayıcı araştırma kapasitelerinden yararlanılması yönünde çağrı yapmıştır. Bu konular arasında global güvenlik, yaşlılık, sağlık, gelişme ve çevresel sürdürülebilirlik yer alır.
IARU üyesi üniversiteler şunlardır :

Avustralya Ulusal Üniversitesi
Cambridge Üniversitesi
Oxford Üniversitesi
Kaliforniya, Berkeley Üniversitesi
Yale Üniversitesi
Pekin Üniversitesi
Singapur Ulusal Üniversitesi
Tokyo Üniversitesi
Kopenhag Üniversitesi
ETH Zürich

Araştırma Üniversiteleri tartışması bizde de yeni değildir. Bu konuda, geçmişte yeterli ilgiyi görmese de bazı kurum, kuruluş ve akademisyenler çeşitli görüş ve düşüncelerini çeşitli biçimlerde dile getirmişlerdir. Ancak konu, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’nın 05 Mart 2009 Perşembe günü gazetelere yansıyan açıklaması ile güncellik kazanmıştır. YÖK Başkanı “Yakında üniversiteleri , araştırma üniversiteleri ve eğitim-öğretim üniversiteleri diye ayıracağız” biçiminde bir açıklamada bulunmuş ve bu konuda bazı bilgiler vermiştir. Bunun üzerine de karşıt ya da yandaş tepkiler ortaya çıkmıştır.

Bazı çevreler araştırma üniversiteleri düşüncesinin, üniversite kurmada Fen-Edebiyat fakültelerini kurma zorunluluğunun kaldırılması ile başlayan ve üniversiteleri sermayenin gereksinimlerine göre örgütlemek isteyen bir anlayışın sonucu olduğunu ileri sürmektedirler. Gerçekte de iş çevreleri, TÜSİAD’ın 1994 ve MÜSİAD’ın 2008 tarihli raporları ile, üniversitelerin araştırma üniversiteleri ve eğitim-öğretim üniversiteleri olarak ayrılması düşüncesini savunmaktadırlar.
Bazı üniversitelerde de böyle bir ayrımın, kendilerini ikinci sınıf konumuna düşüreceği korkusu ya da kuşkusu yaşanmaktadır. Bunlar, araştırma üniversitelerini birinci sınıf üniversiteler saymakta ve bu sınıfa girememe kaygısı taşımaktadırlar.
Araştırma üniversitelerinin çeşitli sorunlar yaşadığını ileri süren ve bu üniversiteleri geleneksel bulan bazı başka çevreler de var olan araştırma üniversitelerinin girişimci üniversitelere dönüşmesini savunmaktadırlar (4).

Bu konuda daha başka görüş ve düşünceler de vardır. Burada değinilen ve değinilmeyen tüm görüşlerin önemli olduğu ve üzerinde durulması gerektiği kuşkusuzdur. Ancak bütün bunların dışında, üniversitelerin örgütlenmesini bir de “Bilgisel Süreçler” açısından incelemek ve değerlendirmek son derecede yararlı olacaktır. Bu süreçlerin en iyi, en doğru ve en verimli bir biçimde gerçekleşmesi için nasıl bir örgütlenmeye gidilmesi gerektiği önyargılardan uzak ve bilimsel temelde tartışılmalı ve ulaşılan sonuçlar da alınacak kararlara yansıtılmalıdır.
Yine üniversitelerin örgütlenmesi konusu tartışılırken, ister çok işlevli üniversiteler modeli benimsenmiş olsun isterse de uzmanlaşmış üniversiteler modeli benimsenmiş olsun, her modelin nasıl uygulanacağı konusu da ayrıntılıca açıklanmalı ve irdelenmelidir. Çünkü aynı modelin farklı uygulamaları ve dolayısıyla farklı sonuçları da olabilecektir. Örneğin, araştırma üniversiteleri düşüncesi benimseniyorsa, bu görüş (Nasıl bir araştırma üniversitesi) sorusunun yanıtı ile birlikte açıklanıp ortaya konulmalıdır. Kuşkulu ve örtük alanlar olmamalıdır.

AÇIKLAMA

1. Püsküllüoğlu, A. (2003), Türkçe Sözlük, Arkadaş Yayınevi, Ankara
2. Doğru, D.M.(1990), Büyük Türkçe Sözlük, Rehber Yayınları, Ankara
3. Ana Britanica (1987), Ana Yayıncılık ve Sanat Ürünlerini Pazarlama A.ş., İstanbul
4. Çetin, M. (2007), “Bölgesel Kalkınma ve Girişimci Üniversiteler”, Ege Akademik Bakış/Ege Academic Review 7(1)2007;217-238,

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

  • YANIK KOKUSU
  • EVRENSEL BAYRAM
  • ZERKA
  • SOSYALLEŞME
  • SABAHIM ÇALINDI

Kategoriler

  • Anılar
  • Bildiriler
  • Çevre
  • Duyurular
  • Ericek
  • Genel
  • Güncel
  • Güncel Yazılar
  • Kitaplar
  • Makaleler
  • Ormancılık
  • Öyküler
  • Şiir Seçkisi
  • Şiirler
  • Tarım
  • Yayınlar
  • Yazılar Çevre

Copyright Prof. Dr. Osman Gökçe 2025 | Theme by ThemeinProgress | Proudly powered by WordPress