TOR TAYLAR GİBİ
TOR TAYLAR GİBİ Su başlarında tutsam seni Eteklerinden, Karlar eriyorken Mor menevşeler açıyorken Koyun kuzu meleşiyorken kırlarda. Birlikte çıksak bulutların üstüne, Bir elim sende Bir elim gök kuşağında olsa, Bir elim poyraz bir elim sam yeli savursa. Bıyıklarımın yeni terlediği çağda Ve gençliğimin tanığı, sır ortağım O güngörmüş Dağda Tor taylar gibi oynaşsak Delirsek ne
OZAN İBRAHİM BALTACI
OZAN İBRAHİM BALTACI Ozanlar, içinde yaşadıkları halkla birlikte halk kültürünü yaratırlar, yaşatırlar ve yayarlar. Böylelikle halkın maddi ve manevi tüm kültürünü inceleyen, araştıran halkbilim dalına ve halkbilimcilere de veri sağlarlar ve katkılarda bulunurlar. Karacaoğlan olmasaydı sevgiyi, sevdayı böylesine bilemezdik belki. Mendili gülün dalında kurutamazdık. “Yiğit sevdiğinden soğur sarılmayı sarılmayı” diyemezdik. Yunus olmasaydı garibi nasıl anlatırdık?
KAHRAMANMARAŞ TÜRKİYE’NİN NERESİNDE
KAHRAMANMARAŞ TÜRKİYE’NİN NERESİNDE Prof. Dr. Osman Gökçe (E) Çocukluk yıllarımda, Köyüm Ericek’te bir öykü anlatırdı büyükler. Bir Ericekli çarığı çitlemiş yola düşmüş. “Hayrola, yolculuk nereye” diye sormuşlar. “Ankara’ya gidiyorum. Haritada gözükmüyor, Maraş’ı Türkiye nüfusuna kaydettireceğim ” demiş. Ben köylümün işine karışamam. Haddim değildir. O ne demişse doğru demiştir, ne yaptıysa doğru yapmıştır. O dediği gibi
SEVGİ ÇAĞI
SEVGİ ÇAĞI Öğrenilir sanma öğrenilemez Sevgi bilgi değil bir varoluştur Mal gibi mülk gibi edinilemez Sevgi servet değil ruha doğuştur Bilgi unutulur servet kaybolur Sevgi gönüldeki düşmeyen sancak Kazanımlar biter varlık son bulur Sevenle yaşayan sevgidir ancak Bak simdi seninle konuşuyoruz Nergis topluyoruz dere boyundan Başına takıyor gülüşüyoruz Oyun oynuyoruz eski oyundan Şiir kitabımın içinde
PALAN PALDIN (M) –PALAN (M) PANDIRAS
PALAN PALDIN (M) –PALAN (M) PANDIRAS Paldın Davası başlıklı bir yazı okudum. Paldın sözcüğü ile bir dil heveslisi olarak ilgilendim. Bu ilginin sonucu derlediğim bazı bilgileri aşağıda sunuyorum. Gümüş Anam “Otu çek köküne bak oğlum” derdi. Ben sözcüklerle Gümüş Anamın bu özdeyişinde bana vermeye çalıştığı öğüde benzer bir anlamla ilgilenirim. Palan olmazsa paldın ya da
GELİNBACI
GELİNBACI Dilin ve sözcüklerin toplumbilim açısından önemli olduğunu düşünürüm. Sözcüklerin parmak izlerinin olduğunu ve onu üreten ve kullananların kimliklerini açıkladığını kabul ederim. Bu nedenle ortaokulda bir öğretmenimin yol göstermesi ve yönlendirmesi ile sözcük derlemeciliği biçiminde başlayan dil ilgim bütün yaşamım boyunca sürmüştür. Aşağıdaki yazı da böyle bir ilginin sonucudur. Önce İ.Ü. Orman Fakültesi’nde iken (1960-1964)
BİR SOYADI ÖYKÜSÜ
BİR SOYADI ÖYKÜSÜ Bir On Kasım daha yaşadık. Ulusumuz olabilecek en görkemli anmayı yaptı. En güzel sözler söylendi, yazılar yazıldı, görseller gösterildi. Mutlulukla izledim. Bir küçücük katkı olsun diye ben de bir not düşmek istiyorum : TBMM, 24 Kasım 1934 günlü oturumunda kabul ettiği 2587 Sayılı Yasa ile 21 Haziran 1934 Tarihli Soyadı Yasası gereğince
Prof. Dr. Osman Gökçe Özgeçmişi
Prof. Dr. Osman GÖKÇE’nin Kısa ÖZGEÇMİŞİ Kahramanmaraş (Göksun, Ericek) doğumludur (1940). İ. Ü. Orman Fakültesi’ni 1964 yılında bitirmiş, E. Ü. Ziraat Fakültesi Tarım İşletmeciliği Anabilim Dalı’nda doktora yapmış (1978), aynı alanda doçent (1989) ve profesör (1996) unvanlarını almıştır. Yaş sınırından Temmuz 2007’de emekli olmuştur. Üniversiteye geçmeden önce, lisans eğitiminin arkasından askerliğini yaparak (1965-67) 18 yıl