Skip to content
Prof. Dr. Osman GökçeBu sayfa ulusumun, ülkemin, devletimin ve tüm insanlığın yararına olduğuna inandığım bilgilerimi, deneyimlerimi, düşüncelerimi ve duygularımı ilgilenen herkesle paylaşmak, tartışmak, geliştirmek ve böylelikle doğrularda, güzelliklerde ve iyiliklerde hep birlikte buluşarak çoğaltmak ve bütünleşmek için açılmıştır. Prof. Dr. Osman Gökçe
  • Ana Sayfa
  • Yazılar
    • Güncel
    • Anılar
    • Öyküler
    • Tarım
    • Ormancılık
    • Çevre
    • Genel
  • Yayınlar
    • Makaleler
    • Bildiriler
    • Kitaplar
  • Şiirler
    • Şiir Seçkisi
  • Ericek
  • Duyurular
  • Fotoğraflar
  • İletişim

İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ

9 Ocak 2011 0 comments Article Tarım

TÜRKİYE TARIMINDA İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ İLE İLGİLİ SORUNLAR VE ÇÖZÜM YAKLAŞIMLARI

Prof. Dr. Osman GÖKÇE
E. Ü. Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

 1. GİRİŞ

İşletme büyüklüğü konusu, yalnızca tarım işletmelerinde değil, adına işletme denilen tüm girişimler için temel konulardan birisidir. Çünkü, bir işetmenin başarısını etkiyen faktörler arasında en önemlilerinden birisi o işletmenin büyüklüğüdür. Bu nedenle de bu konu, işletme ile ilgili olan çevrelerin gündeminden hiç eksik olmamıştır. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de konu ile ilgili tartışmalar devam etmektedir.

Bu tartışmaların odağında büyüklüğün nasıl ölçüleceği, hangi büyüklüğün en uygun büyüklük olduğu, belirlenen en uygun büyüklüğün uygulamaya nasıl geçirileceği, bugün için belirlenen ve uygulamaya aktarılan büyüklüklerin zaman içerisinde ve yeni koşullar karşısında nasıl değiştirileceği gibi sorular ve sorunlar bulunmaktadır.   

Bu söylenenler tüm sektörler için geçerli olmakla birlikte, bu konuda tarım sektörünün durumu da diğerlerinden önemli derecede ayrıcalıklar göstermektedir. İşletme büyüklüğü konusu tarım sektöründe daha karmaşık ve çözümü daha güç bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak bu durum, çözüm arayışlarının bir engeli ya da özrü olarak görülmemelidir. Tersine bu arayışların itici ve zorlayıcı gücü olmalıdır. Çünkü, değişen günümüz koşulları tarım sektöründe ve tarım işletmelerinde de dönüşümü, değişimi ve yenibiçimciliği (reform)  zorlamaktadır.

Bu nedenle, ülkemiz tarımında işletme büyüklüğü sorununu, bu konuda yapılan tartışmalara ve çözüm arayışlarına katkıda bulunmak amacıyla, günümüz koşulları çerçevesinde ve çeşitli yönleri ile bir inceleme ve irdelemeye tabi tutmanın yararlı olacağı düşünülmüştür.     

 2. KAVRAMSAL AÇIKLAMA

2.1. Genel Kavramsal Çerçeve

Daha sonraki açıklamaların iyi anlaşılabilmesi için aşağıda kısaca bazı kavramsal açıklamalar yapılacaktır :

1) İşletmenin Tanımı : İşletmenin çeşitli bilim adamlarınca yapılmış çok sayıda tanımı vardır. Bu çok sayıdaki tanımların ortak noktaları birleştirildiğinde “işletme, başkalarının gereksinimlerini karşılamak üzere mal ya da hizmet üreten bir ekonomik birimdir” biçiminde bir ortak tanıma ulaşılabilmektedir. Yani genel kabule göre, işletme piyasa için mal üretir ve işletme ekonomik bir birimdir.
2) İşletmenin amacı : İşletmenin genellikle kabul edilen amaçları 1) kar etmek, 2) en çok satış geliri sağlamak, 3) topluma hizmet etmek, 4) varlığını sürdürmek ve büyümektir. Yani, işletmenin bir çok amaçları bulunmakla birlikte en temel amacı kar sağlamaktır.
3) İşletme Büyüklüğü Ölçütleri : İster bağıl ve isterse mutlak olarak olsun, işletmeler büyük, orta, küçük, cüce vb biçimlerde büyüklük sınıflarına ayrılmaktadır. Bu tür bir sınıflandırmada  bir ya da birden çok ölçüt kullanmak gerekir. Genel olarak, işletme büyüklüğünü belirlemede kullanılan ölçütler 1) yıllık satışlar, 2) yıllık karlar, 3) varlıklar, 4) öz sermaye miktarı, 5) yatırım toplamı, 6) çalışan sayısı, 7) sermayedar sayısı, 8) yasal statü vb biçimlerde olabilmektedir. İşletme büyüklüğünü saptamada hangi ölçütün kullanılacağı işletmenin türüne göre değişir. Örneğin, iplik fabrikalarında iğ sayısı olabileceği gibi tarım işletmelerinde de arazi büyüklüğü olabilir.
4) Optimum İşletme Büyüklüğü : Başta talep olmak üzere, işletme büyüklüğünü belirleyen çeşitli etmenler bulunmakta ve hem büyük hem de küçük işletmelerin kendilerine göre olumlu ya da olumsuz yanlarının olduğu bilinmektedir. İşte bu bağlamda olmak üzere bir de optimum ya da en uygun işletme büyüklüğü kavramı ortaya çıkmaktadır. Optimum işletme büyüklüğü ya da optimum üretim tesis ölçeği, sektör ayrımı yapılmaksızın, genel olarak iki temel ölçüte dayandırılır. Bunlardan birisi verim diğeri de ortalama maliyettir. Verime göre, en uygun işletme büyüklüğü en yüksek verimliliği sağlayan büyüklüktür. Yani, Verim = f(İşletme Büyüklüğü) ya da imgelerle y = f(x) denkleminde (y)yi en büyük kılan (x) değeridir.  Ortalama maliyete göre de, en uygun işletme büyüklüğü = f(İşletme Büyüklüğü) ya da imgelerle y = f(x) denkleminde (y)yi en küçük kılan (x) değerdir. Genel olarak, işletme ekonomisi literatüründe en uygun işletme büyüklüğü, uzun dönem ortalama maliyetin en düşük olduğu büyüklük olarak tanımlanır.  

2.2. Tarım İçin Kavramsal Çerçeve

Yukarıda kısaca açıklanan kavramsal çerçeve içerisinde tarım işletmelerinin durumu da şöylece özetlenebilir :

1) Günümüz tarımı tarihsel olarak toplayıcılık, ilkel avcılık, balıkçılık ve geçimlik tarım aşamalarını geçirmiş olup ticari ve endüstriyel tarım sürecine girmiştir. Her ne kadar bu gelişimi tamamlayamamış ya da bu sürecin neredeyse bütün aşamalarını bünyesinde taşıyan ülkeler olsa bile, artık günümüz tarımı ve tarım işletmeleri de diğer ticari ve endüstriyel faaliyetler ve işletmeler gibi piyasa için mal üreten bir ekonomik faaliyet ve bir ekonomik işletme konumuna gelmiştir. Bu süreci tamamlayamayan ülke ve bölgeler için gelişimin yönü bellidir, açıktır ve onlar da bu konuma gelmek durumundadırlar. 
2) Tarım bir stratejik sektör olarak kabul edildiği için, tarımın ve tarım işletmelerinin amaçları konusu diğerlerine oranla daha çok tartışılan ve üzerinde yeterince düşünce birliği sağlanamayan bir konudur. Bu konuda ülkemizde de büyük bir karışıklık ve bulanıklık görülmektedir. Tarımın görevleri, tarımdan beklentilerimiz ve tarımsal faaliyetlerin amaçları üniversitelerde okutulan derslerde, Devletin plan ve programlarında, hükümetlerin program ve projelerinde ve nihayet kamuoyu tartışmalarında birbirlerinden çok büyük farklılıklar ve zıtlıklar göstermektedir.
3) Tarımda işletme büyüklüğü ölçütlerinin sayısı bir hayli kalabalık olmakla birlikte, üzerinde en çok durulan ve önerilen ölçütler toprak, kapital ve işgücüdür. Güncel olarak, ülkemizde yapılan tarım işletmelerinin büyüklüğü tartışmaları da daha çok işletmelerin sahip olduğu toprak büyüklüğü temelinde yapılmaktadır.
4) Genelde her faaliyet kendi amacına uygun olarak örgütlenir, yapılanır ya da yapılandırılır. Tarım ya da tarım işletmeleri için de durum böyledir. Dolayısıyla, tarımda en uygun işletme büyüklüğüne göre bir yapılanma ya da yapılandırma, amacın açıkça belirlenmiş olmasına bağlıdır. Eğer amaç, yukarıda da açıklandığı gibi, ulusal ve uluslararası yarışmacı bir piyasada ekonomiklik sağlamak ise en uygun tarım işletmesi büyüklüğü ya birim alandan en yüksek verimi ya da uzun dönem en düşük birim maliyetini sağlayan büyüklük olacaktır.

3. TARIMDA İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ İLE İLGİLİ TARTIŞMALAR

Kavramsal çerçeve yukarıda kısaca sunulan gibi olmakla birlikte, tarımda işletme büyüklüğü tartışmaları henüz ortak bir temele oturtulamamıştır. Aşağıda, düşünce ve görüş geliştirmelerimize yardımcı olabilir diye bu konudaki tartışmalardan kısa bir kesit verilmiştir :

1) Yalnızca tek ürün yetiştiren tarım işletmelerinde en uygun işletme büyüklüğü hem marjinal gelirin marjinal masrafa eşit olduğu büyüklük olarak saptanabilir ve hem de en düşük maliyet esasına göre saptanabilir. Birden çok ürün yetiştiren tarım işletmelerinde durum biraz daha karışıktır. Ancak bu durumlarda da  masraf minimizasyonu ile değil ve fakat fırsat maliyeti ile en uygun işletme büyüklüğü belirlenebilir (Erkuş vd., 1995). 
2) Tarımda işletme büyüklüğünün saptanmasında çeşitli girdilerden (toprak, gübre, ilaç, işgücü vs) önemli görülen birisinin verimliliğini ençoklayan büyüklük kullanılabilir. Örneğin, bir çok çalışmada traktör verimliliği kullanılmıştır (Çetin ve Rehber, 1987).
3) Tek bir girdi kullanılabileceği gibi birden çok girdi için de büyüklükler  hesaplanabilir. Örneğin döner sermaye, işgücü ve traktör gücü esas alınarak bu tür çalışmalar yapılmıştır ( Çetin, 1992-Tatlıdil, 1992).
4) En küçük maliyete göre yapılan hesaplamalarda, bu hesap toplam maliyet yerine girdilerden yalnızca birisinin ya da bir kaçının maliyetinden yola çıkılarak da yapılabilir. Örneğin, bir yurt dışı çalışmada böyle bir yol denenmiştir. Burada, ulaşım ve mekanizasyon maliyeti esas alınmıştır (Maca, 1991).  
5)  Bilindiği gibi, her tür faaliyette ve bu arada üretim faaliyetinde de çevre faktörü giderek en duyarlı faktör durumuna gelmektedir. Bu nedenle de, en uygun işletme büyüklüğü saptanırken çevre faktörünün temel faktör olmasını savunan görüşler de ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda olmak üzere, 1997 yılında Almanya’da domuz işletmelerinde yapılan bir çalışmada en uygun işletme büyüklüğü için çevresel etki esas alınmıştır (Kleversaat ve Nellig, 1997). Doğrusal programlama yöntemi ile yapılan bu çalışmada araştırma yöresine  en uygun domuz çiftliği büyüklüğü 1999 baş domuz olarak saptanmıştır.
6) En uygun işletme büyüklüğünün saptanmasında bir başka görüş de bu işin tek bir faktörle yapılmaması ve şablonculuktan da özenle kaçınılması yönündedir. Yani olaya hem bütüncül bir bakış açısı ile bakılmalı ve hem de her kural, her koşul için geçerli sayılmamalıdır. Farklı koşullar için farklı en uygun büyüklüklerin olabileceği düşünülmelidir. Örneğin, bağcılıkla ilgili olarak yapılan bir çalışmada üretim bölgesinden tutun da üzüm çeşidine, bağ tipine, üzümden üretilen ürün tipine, üzümden üretilen ürünlerin kalitesine, pazarlama kanallarına ve benzerlerine kadar bir çok faktör dikkate alınmıştır (Botos, 1999).
7) Bu konuda bir başka görüş de küçük işletmelerde en uygun işletme büyüklüğünün saptanamayacağı ve bunun yerine gönüllü kooperatif temeli üzerinde daha büyük işletmeler yani ortak işletmeler oluşturularak bu işin gerçekleştirilmesi yönündedir (Klose, 1991). Bu görüş, tarımda küçük işletmeler aleyhinde oldukça yaygın olan bir görüştür.
8) Çok yaygın olan bir başka görüş göre de tarımda en uygun işletme büyüklüğü saptanamaz  Bunun yerine YETER İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ kavramı kullanılmalıdır (Işıklı, 1970-Talim, 1974-Okularczyk ve Marciniak, 1995-Shaffer, 1997-Karahocagil ve Bayaner, 2001).

Tarımda işletme büyüklüğü ile ilgili bu tartışmaların temelinde, tarımın özelliklerinden kaynaklanan ve  aşağıda sıralanan sorunlar yatmaktadır (Gökçe ve Adanacıoğlu, 2002) : 

1) Tarımda işletme amaçlarının saptanması güçtür. Örneğin, yalnızca ekonomik değil sosyal amaçlar da ön plana çıkabilmektedir.
2) Tarımda işletme büyüklüğü belirleyicileri endüstriye oranla daha çoktur.
3) Bir çok ülkede ve bu arada ülkemizde de yeterli ve güvenilir bir veri tabanı yoktur ve oluşturulması da kolayca gerçekleştirilememektedir.
4) Tarım işletmeleri çok büyük oranda yeni kurulacak işletmeler değildir. Tarihsel bir süreç içerisinde uzun yıllarda oluşmuş olup değişime  direngen bir yapıdaki eski işletmelerdir.
5) Tarım işletmeleri çoğunlukla birden çok ürün üretirler.
6) Özellikle az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin tarımında ölçeğe göre sabit getiri söz konusudur ve pozitif ölçek ekonomisi yeterince ortaya çıkmamaktadır.         
         
4. TARIMDA İŞLETME BÜTÜKLÜĞ İLE İLGİLİ UYGULAMALAR

Hem kapitalist ve hem de sosyalist sistemlerde, tarımda işletme büyüklüğü ile ilgili çeşitli uygulamalar vardır.

Kapitalist sistemlerde, tarım işletmeleri tarım dışı alanlardaki şirketlerle önsel ve gerisel bir ilişki içine girerek, orta işletmeler çok büyük işletmelere dönüşebilmektedir. Ya da birden çok tarım işletmesi yalnız üretim alanında değil üretim sonrası süreçte de işbirliği yaparak büyüyebilmektedir. Koloniyal dönemin tarım işletmeleri kapitalist sistemin büyük tarım işletmeleri uygulamalarına bir örnektir. Ancak bu uygulamaların tümünün başarılı olduğu da söylenemez. Örneğin, Fransa’da iki savaş arasındaki devrede kurulan tarımsal anonim ortaklıklar, çok az gelir getirdiği gerekçesiyle, ortakları tarafından süratle terkedilmiştir (Dinler, 1988).

Bilindiği gibi, sosyalist sistemde de tarım işletmelerinin büyüklüğü ile ilgili uygulamalar yaygındır. SSCB’de, 1917 Ekim Devriminden hemen sonra girişilen tam bir toplumlaştırma hareketi başarısız olunca bundan vazgeçilerek tarımsal aile işletmesi uygulamasına geçilmiştir. Daha sonra 1931’de bu uygulama da terk edilerek sovkhoz ve kolkhoz gibi iki büyük tarım işletmesi tipi oluşturulmuştur. Şimdi ise eski sosyalist ülkelerde yeni dönüşümler yaşanmaktadır.

Bu konuda ülkemizde de, geçmişten günümüze kadar çeşitli tartışmalar ve uygulamalar yapılmıştır ve de yapılmaktadır. Bunları da kısaca özetlemekte yarar vardır :

1) Medeni kanunun yürürlüğe girmesi ve Tatbikat Kanununun 43. maddesine dayanılarak 1926 yılında miri toprak sistemi tümüyle kaldırılmıştır. O dönemde ortalama 15 000 dönüm büyüklüğünde olan işletmeler (%0.01) genel alanın %3.70’ini ve ortalama 3 000 dönüm büyüklüğündeki işletmeler (%0.23) de genel alanın %9.95’ini kaplamaktaydı (Barkan, 1944). 1923-1934 yılları arasında göçmenlere, topraksız çiftçilere ve az topraklı çiftçilere 731 234 dönüm toprak dağıtılmıştır.  1934-1938 tarihleri arasında da 14.6.1934 tarih ve 2510 sayılı İskan kanunu hükümlerine göre 2 999 825 dönüm toprak dağıtılmıştır(Aksoy, 1969).
2) Tarım işletmelerinin büyüklüğü üzerinde oynama ve bir toprak reformuna esas olma özelliği taşıyan 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu 11.06.1945 tarihinde çıkarılmıştır. Bu yasa 50 dönümü aşan özel mülklerin kamulaştırılabileceğini hükme bağlamakla bir anlamda tarım işletmesi için bir büyüklük ölçüsü getirmiş olmaktadır. Ayrıca kanunda, dağıtılacak toprak miktarı için bir ölçü olarak önce 10 ton, 1968’de yapılan bir değişiklikle de 13.4 ton değerine eşit yıllık geliri sağlayacak işletme büyüklüğü ölçüsü getirilmiştir. Diğer yandan, bu kanun gereğince 446 825 aileye 22 054 280 dönüm arazi dağıtılmış ve 50’şer dönüm  büyüklüğünde 446 825 adet tarım işletmesi oluşturulmuştur. 
3) 1961 Anayasasının toprak konusundaki olumlu getirilerine dayanılarak 17.7.1973 tarihinde 1757 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Kanunu yürürlüğe girmiştir. 10 Mayıs 1978’de yürürlükten kalkan bu kanuna göre, işletme büyüklüğünün ölçüsü 1971 yılı cari fiyatları ile 15 bin liralık safi geliri sağlayan arazi miktarıdır. Uygulanabildiği kadarıyla bu yasaya göre dağıtılan arazi büyüklüğü aile başına ortalama 180 dönümdür (Çavdar, 1978).
4) 1757 sayılı yasanın yürürlükten kalkmasının üzerinden 6 yıl sonra 1 Aralık 1984’te 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu çıkarılmıştır. Bu yasa, hem toprak dağıtımını ve hem de toplulaştırmayı amaçlamakta olup işletme büyüklüğü ölçütü olarak, 1984 yılı toptan eşya fiyatları endeksine göre işletme gelirini en az 1 milyon lira olarak sağlayacak toprak büyüklüğünü getirmiştir.   
5) İşletme büyüklüğü ile ilgili en önemli uygulamalarda birisi de arazi toplulaştırma çalışmalarıdır. Ülkemizde arazi toplulaştırması çalışmalarına ilk olarak 1961 yılında kapatılmış olan TOPRAKSU genel Müdürlüğü tarafından, 27.02.1960 tarih ve 7457 sayılı Ziraat Vekaleti Toprak Muhafaza ve Zirai Sulama Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunun 2. maddesi (j) bendi ve Medeni Kanunun 678. maddesine dayanılarak Konya İli Çumra İlçesi Karkın Köyünde başlanmıştır. Verilen bilgilere göre, 1961-1999 yılları arasında uygulanan 392 adet proje ile 295 695 hektarlık bir alanda toplulaştırma çalışması tamamlanmış  ve 276 318 hektarlık alanda da çalışmalar sürdürülmektedir (Anonim2, Erişim tarihi 05.01.2006). Bu gerçekleşme tüm tarım alanlarına göre %1.95, ekonomik olarak sulanabilir tarım alanına göre %3.47 ve sulamaya açılmış tarım alanına göre de %6.57’dir. Gerek TOPRAKSU ve gerekse de Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından bugüne kadar yapılan toplulaştırma çalışmaları ise toplam 420 000 hektardır (Anonim1, Erişim tarihi. 03.01.2006). Bu da, sulamaya açılmış alanların %9.33’ü kadardır.
6) Büyük tarım işletmeleri konusundaki uygulamalardan birisi de ülkemizde ve özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde son yıllarda ortaya çıkmaya başlayan tarımsal şirketlerdir. Yaygın ve gelişmiş olmamakla birlikte bunlardan da kısaca söz etmekte yarar vardır. Bilindiği gibi, tarım ürünleri işlemesi, pazarlaması ve endüstrisi konusunda şirketleşme eskiden beri vardır ve oldukça da yaygındır. Burada sözü edilen şirketler bunlar değildir. Burada sözü edilen şirketler birincil ürünler üreten tarım şirketleridir. Bu şirketler konusunda kayıt, rapor, istatistik, araştırma vb biçimlerde derlenmiş bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, tez aşamasında olan bir doktora çalışmasından elde edilen bazı bilgilere ulaşılabilmiştir . Buna göre, bu şirketler genellikle zengin ve büyük arazili ailelerin eğitimli ikinci kuşakları ve az sayıda da girişimciler tarafından kurulmaktadır. İzmir’de yaklaşık 70 ve Antalya’da da yine yaklaşık 120 adet tarımsal üretim şirketi saptanabilmiştir. Bitkisel üretimde sebze, fidan, süs bitkisi, meyve ve pamuk yetiştiriciliği ön plana çıkmaktadır. Hayvancılıkta ise ağırlıklı olarak kanatlı ve sığır yetiştiriciliği seçilmektedir. Bitkisel üretimde arazi büyüklükleri 15-2000 dekar arasında değişmektedir. Hayvan sayısı bakımından da 36 milyon etlik civciv üreten şirketler olduğu gibi 1700 adet büyük baş hayvana sahip olan şirketler de bulunmaktadır.    
7) Son olarak, 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunundan da söz etmek gerekir. Bu yasaya göre, tarımsal faaliyetin ekonomik olarak yapılabildiği en küçük alana sahip ve daha fazla küçülmemesi gereken yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğü Bakanlık tarafından belirlenir(Madde 8). Bu yasaya göre  çıkarılan uygulama yönetmeliğinin 11. maddesi şöyledir : “Tarım arazilerinde parsel büyüklüğü yörelere göre toplumsal, ekonomik ve ekolojik veriler gözetilerek belirlenir. Belirlenen parsel büyüklüğü; mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 1 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektar ve marjinal tarım arazilerinde 2 hektardan küçük olmamak kaydı ile tarım makinelerinin arazi bozulmasına neden olmadan verimli çalışmasını mümkün kılacak büyüklükte oluşturularak kullanılır. Tarım arazileri bu büyüklüklerin altında ifraz edilemez, bölünemez. Arazi eğimi % 3 ten fazla olan yerlerde parselin uzun kenarı eğime dik olarak planlanır. Ancak çay, fındık, zeytin gibi özel iklim ve toprak istekleri olan yerler ile seraların bulunduğu alanlarda, yörenin arazi özellikleri daha küçük parsellerin oluşmasını zorunlu kılıyor ise yukarıda belirtilen parsel büyüklüklerinden daha küçük parseller oluşturulabilir” (Resmi Gazete, Tarih ve No: 15.12.2005 / 26024). Yine bu yasaya göre, isteğe bağlı ya da bağlı olmaksızın arazi toplulaştırması yapılabilir. Ancak, uygulamada isteğe bağlı toplulaştırmalara öncelik verilir. Ekonomik ölçekte, yaşayabilir ve gelişebilir tarım işletmeleri oluşturabilmek için tarım arazisi bulunmayan ya da yetersiz olan çiftçilere bedeli karşılığında arazi dağıtılabilir. Bakanlık, yeter büyüklükte olmayan tarımsal arazileri, daha sonra bedeli karşılığında dağıtmak üzere gerektiğinde kamulaştırabilir (Madde 17).

5. DURUM DEĞERLENDİRMESİ

Buraya kadar verilen ve gerektiğinde de verilecek olan yeni bilgiler ışığında bir durum değerlendirmesi yapılabilir. Şöyle ki :

1) Gerek bilimsel çevrelerde ve gerekse de başlıca uygulayıcı olan Bakanlık dahil uygulama ile ilgili çevrelerde tarım işletmelerinin büyütülmesi konusunda ortak bir görüş vardır. Ancak, her iki çevrede de bu büyüklüğün ne olması gerektiği konusunda henüz bir ölçüt ve özellikle de ölçü oluşturulabilmiş değildir. Örneğin, a) Bakanlık 3 Aralık 2001 gün ve 4390 sayılı bir yazı ile  “ …iller ve bölgeler bazında optimum (Ekonomik) işletme büyüklüğünün tespiti konusunda Bakanlığımız bir çalışma başlatacaktır” diye çeşitli üniversitelerden bu konuda bilgi istemiştir, b) 29 Kasım-1 Aralık 2004’te gerçekleştirilen II. Tarım Şurası Sonuç Bildirgesinde “Toplulaştırma çalışmalarının hızlandırılması” ve “İşletme ölçeklerinin optimum düzeye getirilmesi” Şura kararı olarak açıklanmıştır, c) Tarım Stratejisinde (2006-2010) “Arazi toplulaştırması” ve “İşletme ölçekleri ve alt yapılarının iyileştirilmesi” tarımsal işletmelerin rekabet gücünün artırılması için benimsenmiştir. Ancak, bugüne kadar bu konuda ne üniversitelerden ve ne de Bakanlıktan somutlaşmış bir görüş ve bir bilgi ortaya çıkmamıştır.
2) Geçmişte Devlet eliyle bile küçük tarım işletmeleri yaratıldığına göre, bugünkü büyük tarım işletmeleri yönündeki ortak eğilimin yeni ve başka gerekçeleri olmak gerekir. Bu konuda bir çok gerekçe sayılabilir. Bunlar arasında AB faktörünün önemli bir faktör olduğu düşünülmektedir. Ancak, yalnızca AB faktörüne dayalı öykünmeci bir eğilimin de tümü ile doğru olmadığı düşünülmektedir. Gerçekte, AB ortalaması Türkiye’den büyüktür. Alan olarak 14 hektara karşılık 6 hektardır. Hayvancılık işletmelerinde de AB’deki ortalama 45 baş besi sığırına karşı bizde 1-4 baş besi sığırına sahip olan işetmelerin oranı %87’dir. Ancak, AB ülkeleri arasında da çok büyük farklar vardır. Örneğin, Çek Cumhuriyeti’nde ortalama işletme büyüklüğü 669 dekar iken İngiltere’de 574, Fransa’da 453, Hollanda’da 235, Polonya’da 70, Slovenya’da 63, Kıbrıs’ta 35 ve Malta’da 10 dekardır. Yine örneğin, ABD’de 2241 ve Japonya’da da 22 dekardır   (European Comission, 2004). Kendi koşullarımıza göre kendi optimumuzu kendimiz oluşturamazsak (biz bunlardan hangisine öykünmeliyiz) sorusu haklı olarak sorulur ve her yanıt da yanlış olabilir.
3) Büyük tarım işletmeleri yönündeki ortak eğilimin, hiç değilse sıkça yinelenen bir gerekçesi de ekonomiklik ve yarışabilirliktir. Büyüklüğe bir ölçüt ve ölçü getirmek koşuluyla bu görüşe katılmamak mümkün değildir. Ancak, ekonomiklik ve yarışabilirlik için, işin içinde başka sorunların bulunduğu da yadsınamaz bir gerçektir. Örneğin tarafımdan, şimdiye kadar Türkiye’de yapılmış tarım ekonomisi araştırmaları, alan olarak işletme büyüklüğü ile verim ve maliyet arasındaki ilişkiler açısında taranmaktadır. Bu tarama bitmemiş olmakla birlikte, bugüne kadar 18 ayrı ürünün ortalaması olarak elde edilen sonuçlar ülkemizde alan olarak daha büyük işletmelerin daha verimli ve daha düşük maliyetli olduğu görüşünü kanıtlamamaktadır (Çizelge 1). Özellikle meyve ve sebzelerde küçük işetmeler daha üstün gözükmektedir.

Çizelge 1. İşletme Büyüklüğü ile Verim ve Maliyet Arasındaki İlişkiler (%)

İlişki

Verim kg/dekar

Maliyet Tl/kg

Büyük işletme daha iyi

50.0

34.8

Küçük işletme daha iyi

18.6

39.1

Fark yok

31.4

26.1

Toplam

100.0

100.0

 4 Ülkemizde, tarım işletmelerinin büyüklüğü ile ilgili uygulamalar incelendiğinde çelişkili durumlarla karşılaşılmaktadır. İşletmelerin büyütülmesi gereğini açıklayan yetkililer ve yetkili organlar uygulamada bunun tam tersini yapmaktadırlar. Köylüye birer ikişer inek dağıtmaktan tutun da çeşitli desteklemelere ve vergi muafiyetlerine kadar aklınıza gelen hemen her konuda küçük işletmeler lehine yığınla uygulama örneklerleri ile karşılaşılmaktadır. Son günlerde ise, apaçık kanıtlanmış olan organize büyük tavuk işletmelerinin başarısına karşın bile 3-5 adetlik küçük köy tavukçululuğunun bir çok yazar, çizer ve uzmanlarca gökyüzüne çıkartılmasını anlamak mümkün değildir. Yani bu konuda bir tutarsızlık ve kararsızlık karmaşası yaşanmaktadır. Örneğin, bir yandan kırsal nüfusun %5’lere kadar indirilmesinden söz edilmekte diğer yandan da yamaç arazilerde 25-30 dekarlık cüce işletmelerin başında bekçi gibi duran kırsal nüfusun göçünü önlemek için iğne oyacılığı, ağaç oymacılığı gibi uğraşlar desteklenmektedir.   
5 Ülkemizde tarım işletmelerinin arazi parçalılığının giderilmesi, optimum parsel büyüklüğü ve optimum işletme büyüklüğünün sağlanmasının, bugün olduğu kadar, kökü derinlere  giden ve geçmişten gelen önemli sorunları da bulunmaktadır. Bu işi gerçekleştirmenin gerçekten çok güç olduğu bilinmektedir. Örneğin, toplulaştırmada a) toplulaştırma hızının parçalanma hızından düşük seyretmesi, b) toplulaştırma ile ilgili kurumsal dağınıklığın olumsuz etkisi, c) kadastro çalışmalarının yetersizliği, d) ayrılan ödeneklerin azlığı vb sorunlar bugün için henüz aşılabilmiş değildir. Yine örneğin, bugün ülkemizde gördüğümüz ve düzeltmeye çalıştığımız  a) optimumdan daha büyük ve b) optimumdan daha küçük işletmeler biçiminde ortaya çıkmış olan çarpık tarımsal yapıda, çokça yazılıp çizildiği gibi, Osmanlı dönemi toprak sisteminin damgası bulunmaktadır. O dönemde toprak, biri mülkiyetin niteliğine ve diğeri de askeri örgütlenmeye göre iki feodal sisteme bağlı olarak örgütlenmişti. Ancak, timar sisteminin 1839’da Tanzimat Fermanı ile kaldırılmasından sonra miri toprakların bağrında, bir yandan eski feodaller güçlenmiş ve diğer yandan yeni yerel feodaller ortaya çıkmıştır. Daha sonra, 1841’de getirilen mültezim uygulaması da bir kısım köylülerin mülksüzleşmesini sonuçlandırmıştır (Erdost, 1989). 1847 yılında çıkarılan ve o tarihe kadar topraktan miras yolu ile pay alamayan kız çocukların da topraktan pay almasını sağlayan tebliğ de toprak parçalanması ve küçülmesinin nedenlerinden birisi olmuştur (Çağlayan, Erişim tarihi 22.02.2006). Dolayısıyla, yineleyerek belirtmek gerekir ki Türkiye’de toprak düzenini ekonomiklik ve yarışabilir işletme temelinde bir optimizasyona kavuşturmak çok temel ve fakat çok zor bir iştir. 

6. ÖNERİLER

Konu ile ilgili olarak geliştirilen öneriler şunlardır :

1) Tarımımızdaki yapısal sorunların çözümlenmesi ve işletmelerin ekonomiklik ve yarışabilirlik temelinde köklü bir dönüşüm sürecinden geçmesi konusunda, hiçbir özre sığınmadan, tam bir kararlılık içinde olunmalı ve ikircikli davranışlardan vazgeçilmelidir. 
2) Tarımda böyle bir sürecin yaşanması, hiç kuşkusuz ki ağır ve acılı bir operasyon olacaktır. Bu iş  hiç kimse incinmesin, durumu idare edelim, ne şiş yansın ne kebap gibi bir mantıkla, sözde halkçılık (popülist) politikalarıyla ve  herkesi memnun ederek yapılamaz. Dolayısıyla başta siyasiler olmak üzere her kesim, böyle bir gerçek reformun bedelini ödemeye hazır olmalıdır.  
3) Kanımızca, gerçek bir tarım reformu içinde yeter gelirli işletme büyüklüğünün yeri yoktur. Yeter gelirli işletme büyüklüğüne göre tarımı biçimlendirmeye çalışmak tarımı ilkelliğe ve nefis körletmesine mahkum etmek demektir. Bireyleri yeter gelirli kılmakla işletmeleri yeter gelirli kılmak birbiriyle karıştırılmamalıdır. Bireyleri yeter gelirli kılmak doğru bir düşüncedir. Ancak bunu işletmelere de uygulamak işletmeleri ekonomik birim olmaktan çıkarıp sosyal birim haline dönüştürmek demektir. Bu yanlış olur.
4) Elbette, matematiksel bir kesinlikte olmamakla birlikte,  kabul edilebilir güven sınırları içinde kalınmak kaydı ile her yöre ve her üretim dalı için ayrı ayrı olmak üzere  optimum işletme büyüklükleri saptanabilir. Bu bilgi, özel olarak bu amaçla oluşturulacak kurumsal araştırma ekipleri ile en çok bir yıl içerisinde üretilebilir. Böyle bir çalışmanın bütün teknik ayrıntılarını bu tür bir makale çerçevesinde açıklamak mümkün değildir. Ancak, şu kadarını belirtelim ki ülkemizin her yöresinde ve her üretim dalı için optimum kavramına uygun düşecek işletmelerimiz vardır. Ve yine belirtelim ki bu iş için asla yurtdışı uzmana ve  asla yurtdışı kaynağa muhtaç değiliz.
5) İşletmelerin nasıl olması gerektiği böylece ortaya konulduktan sonra yapılacak iş bir uygulama planı ve projesine göre eyleme geçmektir. Böyle bir uygulama plan ve projesinin esaslarının neler olması gerektiğini ise siyasal iktidarlar belirler. Çünkü bu konuda asıl olan, işi gerçekleştirmektir. Gerçekleştirmenin bir çok yollarından hangilerinin seçileceğini siyasal iktidarlar kararlaştırır. Örneğin, işe toptan mı başlanacak yoksa pilot bölgelerle mi başlanacak, pilot bölgelerle başlanacaksa hangi bölgeler ve hangi ürünlere öncelik verilecek, gönüllülüğe dayalı ya da zorunlu birleştirmelerde izlenecek yol ve yöntemler neler olacak, bu iş için gerekli olan kaynak nereden nasıl sağlanacak gibi sorulara farklı iktidarların farklı biçimde yanıt bulmasını olağan görmek gerekir. Bir önceki şıkta da olduğu gibi, bir uygulama plan ve projesinin bütün ayrıntılarına burada ve bu çerçeve içerisinde girmek mümkün değildir. Ancak, örnek niteliğinde olmak üzere bazı seçeneklerden söz edilebilir. Şöyle ki
a) Özellikle dar ve marjinal arazili küçük köyler için bir köy tek bir işletmeye dönüştürülebilir,
b) Büyük ve farklı özellikli arazileri olan köylerde bir köyde birden çok büyük işletmeler oluşturulabilir,
c) Bazen bir köyün bütün arazisi olmasa bile ortak özellikleri taşıyan yeterli büyüklükteki bir kısım arazisi üzerinde özellikle uzmanlaşmış işletmeler biçiminde birleştirmelere gidilebilir,
d) Birleşmeler kooperatif çatısı altında olabileceği gibi köy tüzel kişiliği, birlikler ve şirketleşmeler biçiminde de olabilir,
e) İşletmelerin büyütülmesi ya da yeni büyük işletmelerin kurulması  bireysel ya da örgütsel yeni girişimciliklerle desteklenebilir,      
f) Yeni işletmeler tarıma dayalı sanayi ile önsel ya da gerisel birleşmeler biçiminde gerçekleştirilebilir,
g) Sözleşmeli tarıma yeni kimlik kazandırarak yeni işletmeler kurulabilir,
 

Kaynakça

1. Aksoy, S., Türkiye’de Toprak Meselesi, Gerçek Yayınevi, 1969, İstanbul.
2. Anonim1 , Arazi Toplulaştırma, www.tb-yayin.gov.tr, Erişim Tarihi : 03.01.2006. 
3. Anonim2, Ülkemizde Arazi Toplulaştırması, Gelişimi, Uygulamaları ve Hedefleri, www.tarim.gov.tr Erişim Tarihi : 05.01.2006
4. Barkan, Ö. L., Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ve Türkiye’de Zirai Bir Reformun Ana Meseleleri, İktisat Fakültesi Mecmuası cilt 6, Ekim 1944-Ocak 1945, İstanbu.l
5. Botos, E. P. , The Optimum Farm Size or Economics of  Scalein Grapeand Wine Proıduction, magyar-Szolo-Esborgazdasag, 9:2, 1999, Hungary.
6. Çağlayan,T., Osmanlı İmparatorluğunda Tarım, www.tarim.gov.tr Erişim tarihi : 22.02.2006.
7. Çavdar, T., Urfa’da Toprak Reformu Uygulaması Üzerine, Toprak reformu kongresi, 1978, ilkyaz Basımevi, Ankara.
8. Çetin, B., Bursa İli Kemalpaşa İlçesi Sulu Tarım İşletmelerinde Traktör ve Mibzer Kapasiteleri İçin Optimal İşletme Planlarının Saptanması, U. Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi Cilt 9, 1992, Bursa.
9. Çetin, B., Rehber, E., Tekirdağ İli Merkez İlçesi Tarım İşletmeleri Mekanizasyon Düzeyi ve Bir traktör İçin Optimal İşletme Büyüklüğünün Saptanması üzerine Bir Araştırma, U. Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 1987/6, 1989, Bursa.
10. Dinler, Z., Tarım Ekonomisi, Uludağ üniversitesi Basımevi, 1988, Bursa.
11. Erdost, M. İ., Osmanlı İmparatorluğunda Mülkiyet İlişkileri Asya Biçimi ve feodalizm, Onur Matbaası,1989, Ankara.
12. Erkuş vd. Optimum İşletme Büyüklüğünün Saptanması TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, IV. Türkiye Ziraat Mühendisleri Teknik Kongresi, 1995, Ankara.
13. Eurropean Comission, Agriculture In The European Union Statistical and Economic Information-2004, http://europa.eu.int/comm/agriculture , Erişim tarihi : 28.02.2006.
14. Gökçe, O., Adanacıoğlu, H., Tarımda Optimum İşletme Büyüklüğünün saptanması üzerinde Bir İnceleme, Türkiye V. Tarım Ekonomisi Kongresi, 18-20 Eylül 2002, Erzurum.
15. Işıklı, E., Çivril İlçesi Ova Köyleri Tarım İşletmelerinin Ekonomik Yapısı, Faaliyet SonuçlarınınAnalizi, ve optimum İşletme Genişliğinin Tespiti, e. Ü. Ziraat Fakültesi Basılmamış Doktora Tezi, 1970, İzmir.
16. Karahocagil, P., Bayaner, A., yeter gelirli İşletme Büyüklüğü : Bir Literatür İncelemes, Tarımsal Ekonomi Araştırma Enstitüsü Yayını, 2001, Ankara.  
17. Kleversaat, K.,Nellinger, L. Optimal Size of Pig-FatteningFarms With regardTo Environmental Regulations, Brichteuber-Landwirtschaft, 75:2, 1997, Germany.
18. Klose, M., Special Features in the Development of Farm Sizes in Eastern German Agriculture, Institute Fur Landwirtschaftliche Betriebslehre und Agrarwirtschaft, Martin-Luther-Universitathalle, Tierzucht, 45.6, 1991, Germany.   
19. Maca, E. Determination of The Optimum farmproduction Structure, Zemedelska-Ekonomika,37:12, 1991, Czechoslovakia.
20. Okularczyk, S., Marciniak, M., Studies On The Factors of Optimum Livestoc Production Size and Structure, Instytut zootechniki, Zaklad Economiki Organizacji Produkcji Zwierzecej, Balice, 1995, Poland
21. Shaffer, B.,Whtat Is The Optimum Size For A Grape Farm, hpp://lenewa.netsync.net/public/BM10697.htm. 1997.
22. Talim, M., Tarımda Yeterli (Asgari) İşletme Cesameti Sorunu ve Yeterli Cesameti tayin Metotları Üzerinde Bir Araştırma, E. Ü. Ziraat Fakültesi Yayını No : 256, 1974, İzmir.
23. Tatlıdil, F., Konya İli Sulu ve Kuru Koşullarındaki Tarım İşletmelerinde İşgücü, Döner Sermaye ve Traktör Güçlerine Göre Optimal İşletme Büyüklüğünün Tespiti, A. Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, 1992, Ankara.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

TÜRKİYE TARIMINDA İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ İLE İLGİLİ SORUNLAR VE ÇÖZÜM YAKLAŞIMLARI

Prof. Dr. Osman GÖKÇE
E. Ü. Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

İÇİNDEKİLER

1.GİRİŞ

2. KAVRAMSAL AÇIKLAMA
2.1. Genel Kavramsal Çerçeve
2.2. Tarım İçin Kavramsal Çerçeve

3. TARIMDA İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ İLE İLGİLİ TARTIŞMALAR

4. TARIMDA İŞLETME BÜYÜKLÜĞ İLE İLGİLİ UYGULAMALAR

5. DURUM DEĞERLENDİRMESİ

6. ÖNERİLER

7. KAYNAKÇA

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1. GİRİŞ

İşletme büyüklüğü her işletme  türü için önemlidir.

Optimum işletme büyüklüğünde olmayan işletmeler başarısız olurlar.

Optimum işletme büyüklüğü sorunu tarım sektöründe daha karmaşık bir sorundur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Genel Kavramsal Çerçeve

İşletme piyasa için mal üretir ve işletme ekonomik bir birimdir.

İşetmenin en temel amacı kar etmektir.

İşletme büyüklüğünü belirlemede kullanılan ölçütler 1) yıllık satışlar, 2) yıllık karlar, 3) varlıklar, 4) öz sermaye miktarı, 5) yatırım toplamı, 6) çalışan sayısı, 7) sermayedar sayısı, 8) yasal statü vb biçimlerde olabilir.

Verime göre, optimum işletme büyüklüğü en yüksek verimi sağlayan büyüklüktür.

Maliyete göre, optimum işletme büyüklüğü uzun dönem ortalama maliyetin en düşük olduğu büyüklüktür.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

2.2. Tarım İçin Kavramsal Çerçeve

Artık tarım da piyasa için mal üreten ekonomik bir birimdir.

Tarım işletmelerinin amaçlarında, özellikle ülkemiz için,  bir birlik yoktur.

Ülkemizde tarım işletmeleri büyüklük ölçütü olarak daha çok toprak büyüklüğü üzerinde durulmaktadır.

Amaç ekonomiklik ise ya en yüksek verimi ya da en düşük maliyeti sağlayan toprak büyüklüğü optimum işletme büyüklüğüdür.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

3. TARIMDA İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ İLE İLGİLİ TARTIŞMALAR

1) Tek ürün yetiştiren işletmelerde  hem marjinal gelirin marjinal masrafa eşit olduğu büyüklük ve hem de en düşük maliyeti sağlayan büyüklük kullanılabilir. Karışık işletmelerde de  masraf minimizasyonu ile değil ve fakat fırsat maliyeti ile en uygun işletme büyüklüğü belirlenebilir  

2) Tarımda işletme büyüklüğünün saptanmasında çeşitli girdilerden (toprak, gübre, ilaç, işgücü vs) önemli görülen birisinin verimliliğini ençoklayan büyüklük kullanılabilir.

3) Tek bir girdi kullanılabileceği gibi birden çok girdi için de büyüklükler  hesaplanabilir.

4) Toplam maliyet yerine tek girdi maliyetine göre hesaplanabilir.

5) Çevresel etki esas alınabilir : En az çevresel sorun yaratan büyüklük optimum büyüklüktür.

6) Her koşul için başka bir ölçüt kullanılabilir.

7) Küçük işletmelerde en uygun işletme büyüklüğü saptanamaz.

8) Tarımda en uygun işletme büyüklüğü saptanamaz  Bunun yerine YETER İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ kavramı kullanılmalıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

TARIMDA İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ KONUSUNDAKİ BU TARTIŞMALARIN TEMELİNDE ŞU SORUNLAR YATMAKTADIR

1) Tarımda işletme amaçlarının saptanması güçtür. Örneğin, yalnızca ekonomik değil sosyal amaçlar da ön plana çıkabilmektedir.

2) Tarımda işletme büyüklüğü belirleyicileri endüstriye oranla daha çoktur.

3) Bir çok ülkede ve bu arada ülkemizde de yeterli ve güvenilir bir veri tabanı yoktur ve oluşturulması da kolayca gerçekleştirilememektedir.

4) Tarım işletmeleri çok büyük oranda yeni kurulacak işletmeler değildir. Tarihsel bir süreç içerisinde uzun yıllarda oluşmuş olup değişime  direngen bir yapıdaki eski işletmelerdir.

5) Tarım işletmeleri çoğunlukla birden çok ürün üretirler.

6) Özellikle az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin tarımında ölçeğe göre sabit getiri söz konusudur ve pozitif ölçek ekonomisi yeterince ortaya çıkmamaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

4. TARIMDA İŞLETME BÜYÜKLÜĞ İLE İLGİLİ UYGULAMALAR

Kapitalist sistem uygulamaları vardır : Koloniyal dönemi büyük tarım işletmeleri gibi.

Sosyalist sistem uygulamaları vardır : sovkhoz, kolkhoz vb.

Ülkemizdeki uygulamalar şöyledir :

1) Medeni kanunun yürürlüğe girmesi ile 1926 yılında miri toprak sistemi tümüyle kaldırılmıştır.

2) 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu 11.06.1945 tarihinde çıkarılmıştır. Bu yasa  gereğince 446 825 aileye 22 054 280 dönüm arazi dağıtılmış ve 50’şer dönüm  büyüklüğünde 446 825 adet tarım işletmesi oluşturulmuştur.
 
3) 17.7.1973-10.5.1978 tarihleri arasında yürürlükte olan 1757 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Kanunu ile dağıtılan arazi büyüklüğü aile başına ortalama 180 dönümdür.

4) 1 Aralık 1984 tarih ve 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununa göre işletme büyüklüğü ölçütü, 1984 yılı toptan eşya fiyatları endeksine göre işletme gelirini en az 1 milyon lira olarak sağlayacak toprak büyüklüğüdür.
  
5) Ülkemizde arazi toplulaştırması çalışmalarına ilk olarak 1961 yılında TOPRAKSU tarafından Konya İli Çumra İlçesi Karkın Köyünde başlanmıştır. Gerek TOPRAKSU ve gerekse de Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından bugüne kadar yapılan toplulaştırma çalışmaları  toplam 420 000 hektardır. Bu da, sulamaya açılmış alanların %9.33’ü kadardır.
 
6) Büyük tarım işletmeleri konusundaki uygulamalardan birisi de ülkemizde ve özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde son yıllarda ortaya çıkmaya başlayan tarımsal üretim şirketleridir.
    
7) Son olarak, 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu da bu konuda yeni hükümler getirmiştir.

 

 

 

 

 

 

 

5. DURUM DEĞERLENDİRMESİ

1) Gerek bilimsel çevrelerde ve gerekse de başlıca uygulayıcı olan Bakanlık dahil uygulama ile ilgili çevrelerde tarım işletmelerinin büyütülmesi konusunda ortak bir görüş vardır. Ancak, bugüne kadar bu konuda ne üniversitelerden ve ne de Bakanlıktan somutlaşmış bir görüş ve bir bilgi ortaya çıkmamıştır.

2) Bugünkü büyük tarım işletmeleri yönündeki ortak eğilimin nedenleri arasında AB faktörü ön planda gözükmektedir. Ancak, yalnızca AB faktörüne dayalı öykünmeci bir eğilimin de tümü ile doğru olmadığı düşünülmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çizelge 1.
TÜRKİYE VE AB ÜLKELERİNİN TARIM İŞLETMELERİ SAYISININ VE TOPRAK VARLIKLARININ KARŞILAŞTIRILMASI
TÜRKİYE İşletme Sayısı Toplam Alan (Dekar) Ort. İşlletme Büyüklüğü (Dekar) Ort. İşlletme Büyüklüğü (Ha)
Türkiye-I  (50dekar dan küçük) 1958266 39331133 20,085 2,008
Türkiye-II  (50-99 arası) 559999 38123216 68,077 6,808
Türkiye-III  (100-499 arası) 481018 85957939 178,700 17,870
Türkiye-IV  (500-999 arası) 17431 11218554 643,598 64,360
Türkiye-V  (1000+  ) 4476 9698645 2166,811 216,681
Türkiye Genel (*) 3021190 184329487 61,012 6,101
(*)arazisi olmayan 54321 işletme dahil edilmemiştir.
Kaynak: www.die.gov.tr; 2001 tarım sayımı sonuçlarından alınmıştır.

AB ÜLKELERİ İşletme Sayısı Toplam Alan (ha) Ort. İşlletme Büyüklüğü (ha)
Almanya (*) 420697 17007968 40,428
Avusturya 199470 6804610 34,113
Belçika 61710 1426780 23,121
Çek Cumhuriyeti 56487 5607935 99,278
Danimarka 57830 2878730 49,779
Estonya 83808 1705136 20,346
Finlandiya 81190 5865530 72,244
Fransa 663810 29897670 45,039
Hollanda 101550 2239290 22,051
İngiltere 233250 16527630 70,858
İrlanda 141530 4714970 33,314
İspanya 1764456 42180951 23,906
İsveç 81410 7641890 93,869
İtalya 2590674 19607094 7,568
Kıbrıs 52089 177760 3,413
Letonya 180263 3586200 19,894
Litvanya(**) 634768 2955941 4,657
Lüksemburg 2810 137600 48,968
Macaristan 966916 6448000 6,669
Malta (***) 11887 10013 0,842
Polonya 2933000 19324800 6,589
Portekiz 415969 5188955 12,474
Slovak Cumhuriyeti 71038 3462427 48,740
Slovenya 86465 950269 10,990
Yunanistan 817060 3875180 4,743
Kaynak: http://www.fao.org/es/ess/census/wcares/ (alındığı tarih: 27.03.2006)
(*) Federal Statistical Ofiice Germany (http://www.destatis.de/e_home.htm) (alındığı tarih: 27.03.2006)
(**) www.eiro.eurofound.eu.int/2005/09/word/lt0506102s.doc(alındığı tarih: 27.03.2006)
(***) http://www.nso.gov.mt; Census of Agriculture 2001(alındığı tarih: 27.03.2006)

5. DURUM DEĞERLENDİRMESİ

3) Büyük tarım işletmeleri yönündeki ortak eğilimin, hiç değilse sıkça yinelenen bir gerekçesi de ekonomiklik ve yarışabilirliktir. Ancak, ekonomiklik ve yarışabilirlik için, işin içinde başka sorunlar da vardır.
Çizelge 2. İşletme Büyüklüğü ile Verim ve Maliyet Arasındaki İlişkiler (%)
İlişki Verim kg/dekar Maliyet Tl/kg
Büyük işletme daha iyi 50.0 34.8
Küçük işletme daha iyi 18.6 39.1
Fark yok 31.4 26.1
Toplam 100.0 100.0

4) Ülkemizde, tarım işletmelerinin büyüklüğü ile ilgili uygulamalar incelendiğinde çelişkili durumlarla karşılaşılmaktadır. İşletmelerin büyütülmesi gereğini açıklayan yetkililer ve yetkili organlar uygulamada bunun tam tersini yapmaktadırlar. Bu konuda bilimsel çevrelerin de kafaları karışık gözükmektedir.

5) Ülkemizde, optimum parsel büyüklüğü ve optimum işletme büyüklüğünün sağlanmasının, bugün olduğu kadar, kökü derinlere  giden ve geçmişten gelen önemli sorunları da bulunmaktadır. Bunu gerçekleştirmek  çok temel ve fakat çok zor bir iştir. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

6. ÖNERİLER

1) Tarımımızdaki yapısal sorunların çözümlenmesi ve işletmelerin ekonomiklik ve yarışabilirlik temelinde köklü bir dönüşüm sürecinden geçmesi konusunda, hiçbir özre sığınmadan, tam bir kararlılık içinde olunmalı ve ikircikli davranışlardan vazgeçilmelidir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

6. ÖNERİLER
 
2) Tarımda böyle bir sürecin yaşanması, hiç kuşkusuz ki ağır ve acılı bir operasyon olacaktır. Bu iş  hiç kimse incinmesin, durumu idare edelim, ne şiş yansın ne kebap gibi bir mantıkla, sözde halkçılık (popülist) politikalarıyla ve  herkesi memnun ederek yapılamaz. Dolayısıyla başta siyasiler olmak üzere her kesim, böyle bir gerçek reformun bedelini ödemeye hazır olmalıdır.  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

6.ÖNERİLER

3) Kanımızca, gerçek bir tarım reformu içinde yeter gelirli işletme büyüklüğünün yeri yoktur. Yeter gelirli işletme büyüklüğüne göre tarımı biçimlendirmeye çalışmak tarımı ilkelliğe ve nefis körletmesine mahkum etmek demektir. Bireyleri yeter gelirli kılmakla işletmeleri yeter gelirli kılmak birbiriyle karıştırılmamalıdır. Bireyleri yeter gelirli kılmak doğru bir düşüncedir. Ancak bunu işletmelere de uygulamak işletmeleri ekonomik birim olmaktan çıkarıp sosyal birim haline dönüştürmek demektir. Bu yanlış olur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

6.ÖNERİLER

4) Elbette, matematiksel bir kesinlikte olmamakla birlikte,  kabul edilebilir güven sınırları içinde kalınmak kaydı ile her yöre ve her üretim dalı için ayrı ayrı olmak üzere  optimum işletme büyüklükleri saptanabilir. Bu bilgi, özel olarak bu amaçla oluşturulacak kurumsal araştırma ekipleri ile en çok bir yıl içerisinde üretilebilir. Böyle bir çalışmanın bütün teknik ayrıntılarını bu tür bir makale çerçevesinde açıklamak mümkün değildir. Ancak, şu kadarını belirtelim ki ülkemizin her yöresinde ve her üretim dalı için optimum kavramına uygun düşecek işletmelerimiz vardır. Ve yine belirtelim ki bu iş için asla yurtdışı uzmana ve  asla yurtdışı kaynağa muhtaç değiliz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

6. ÖNERİLER

5) İşletmelerin nasıl olması gerektiği böylece ortaya konulduktan sonra yapılacak iş bir uygulama planı ve projesine göre eyleme geçmektir. Böyle bir uygulama plan ve projesinin esaslarının neler olması gerektiğini ise siyasal iktidarlar belirler. Çünkü bu konuda asıl olan, işi gerçekleştirmektir. Gerçekleştirmenin bir çok yollarından hangilerinin seçileceğini siyasal iktidarlar kararlaştırır. Örneğin, işe toptan mı başlanacak yoksa pilot bölgelerle mi başlanacak, pilot bölgelerle başlanacaksa hangi bölgeler ve hangi ürünlere öncelik verilecek, gönüllülüğe dayalı ya da zorunlu birleştirmelerde izlenecek yol ve yöntemler neler olacak, bu iş için gerekli olan kaynak nereden nasıl sağlanacak gibi sorulara farklı iktidarların farklı biçimde yanıt bulmasını olağan görmek gerekir. Bir önceki şıkta da olduğu gibi, bir uygulama plan ve projesinin bütün ayrıntılarına burada ve bu çerçeve içerisinde girmek mümkün değildir. Ancak, örnek niteliğinde olmak üzere bazı seçeneklerden söz edilebilir. Şöyle ki
h) Özellikle dar ve marjinal arazili küçük köyler için bir köy tek bir işletmeye dönüştürülebilir,
i) Büyük ve farklı özellikli arazileri olan köylerde bir köyde birden çok büyük işletmeler oluşturulabilir,
j) Bazen bir köyün bütün arazisi olmasa bile ortak özellikleri taşıyan yeterli büyüklükteki bir kısım arazisi üzerinde özellikle uzmanlaşmış işletmeler biçiminde birleştirmelere gidilebilir,
k) Birleşmeler kooperatif çatısı altında olabileceği gibi köy tüzel kişiliği, birlikler ve şirketleşmeler biçiminde de olabilir,
l) İşletmelerin büyütülmesi ya da yeni büyük işletmelerin kurulması  bireysel ya da örgütsel yeni girişimciliklerle desteklenebilir,      
m) Yeni işletmeler tarıma dayalı sanayi ile önsel ya da gerisel birleşmeler biçiminde gerçekleştirilebilir,
n) Sözleşmeli tarıma yeni kimlik kazandırarak yeni işletmeler kurulabilir,
 

 

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

  • YANIK KOKUSU
  • EVRENSEL BAYRAM
  • ZERKA
  • SOSYALLEŞME
  • SABAHIM ÇALINDI

Kategoriler

  • Anılar
  • Bildiriler
  • Çevre
  • Duyurular
  • Ericek
  • Genel
  • Güncel
  • Güncel Yazılar
  • Kitaplar
  • Makaleler
  • Ormancılık
  • Öyküler
  • Şiir Seçkisi
  • Şiirler
  • Tarım
  • Yayınlar
  • Yazılar Çevre

Copyright Prof. Dr. Osman Gökçe 2025 | Theme by ThemeinProgress | Proudly powered by WordPress