Skip to content
Prof. Dr. Osman GökçeBu sayfa ulusumun, ülkemin, devletimin ve tüm insanlığın yararına olduğuna inandığım bilgilerimi, deneyimlerimi, düşüncelerimi ve duygularımı ilgilenen herkesle paylaşmak, tartışmak, geliştirmek ve böylelikle doğrularda, güzelliklerde ve iyiliklerde hep birlikte buluşarak çoğaltmak ve bütünleşmek için açılmıştır. Prof. Dr. Osman Gökçe
  • Ana Sayfa
  • Yazılar
    • Güncel
    • Anılar
    • Öyküler
    • Tarım
    • Ormancılık
    • Çevre
    • Genel
  • Yayınlar
    • Makaleler
    • Bildiriler
    • Kitaplar
  • Şiirler
    • Şiir Seçkisi
  • Ericek
  • Duyurular
  • Fotoğraflar
  • İletişim

SEÇKİ 1-ANAMDAN ÖYKÜLÜ DÖRTLÜKLER

9 Ekim 2013 0 comments Article Şiir Seçkisi

 

ANAMDAN ÖYKÜLÜ DÖRTLÜKLER

I

Kurtpınarı diye bir yer, pınarın başında bir alaçık (küçük kıl çadır), bir söğüt ve  önünde bir tarla var. Alaçıkta o tarihlerde köyümüzün neredeyse tümü yoksul olan yoksul ailelerinden birisi yaşar yaz aylarında. Anasına göre, ailenin dorlayıp (yetişip) gelen kızlarının aklı tepesinden bir karış yukarıdadır. Söz dinlemez, işten kaçar, delikanlılara yakın durur. Anası kızın bu halini hem evin erkeklerinden gizlemeye ve hem de kızını yola getirmeye çalışır. Ama bunda gereğince başarılı da olamaz. Birgün kızının  bir densizliğini babası görür ve anasını da kızını da döver. Ortalık sessizleşip sakinleşince anası kızı için şu dörtlüğü söyler:

Kutrpınarı’nın söğüdü
Verdim almadı öğüdü
Evvelden biliyom Zalha (Zeliha)
Beynigde bir şey yoğidi

II

Anam iki evli olan babamın ilk hanımı idi. Evin içi çocuk dolu. Arazi geniş, hayvan çok. Tarlada çalışan çıraklar, koyun kuzu çobanları da horantanın (ailenin) nüfusuna dahil. Evin yönetiminden sorumlu kişi ise evin büyük hanımı yani anam.

Abim Ali evin en büyük erkek çocuğu, akıllı mı akıllı, çalışkan mı çalışkan. Babam eve ara sıra geldiği için evin dış işlerini de abim yönetiyor. Anam ondan çok memnun. Ama ikinci oğlan Osman yani ben kök söktürüyorum herkese ve özellikle de anama. Yaramazlığım konu komşunun ve hatta köyün dilinde.

O yıllarda mezramız olan Urumkocalar’dan dul kadın Mavili Eşe ailesi ortaklarımızdan birisi. Mısırı, Oluğun Altı Tarla’dan biçip getirmişler, evin arkasına harman etmişler. Çevreden de yardımlaşarak karı kız sömek ayıklıyorlar. Sömek ayıklayanlardan biri de komşu kızı Göbelek Eşe. En büyüğümüz olan Habba ablam yaşında. Beni her zaman çok kızdırıyor. Ben de sık sık taş değnek kovalıyorum onu. Güle oynaya ve şakalaşarak işlerini yaparken Göbelek Eşe bana takılmadan edemiyor ve kıyamet kopuyor. Anam koşuyor, aman yaman diyor ama ben dur durak bilmiyorum, sözden anlamıyorum.

Bir yolunu bulup Göbelek Eşe’yi yüklüğe saklıyorlar. Bulamıyorum, elimde değnek yüzüm pörtlemiş pancar gibi ayakta duruyorum. Mavili Eşe “Gel Osman’ım yanıma  “ diyor bana ve “Osman’ım yaz mayısına benzer. Bulaştığı yerden çıkmaz. Değmeyin Osman’ıma” diyerek beni yanına oturtuyor. Ben o zaman mayısın baharda taze ot yiyen hayvan ötürüğü olduğunu bilmiyorum. Babam gibi iriyarı olan ve babamdan da yaşlı olan Mavili Eşe’nin sözlerini övgü sanıyorum ve rahatlıyorum. Ama Göbelek Eşe, Mavili Eşe’nin sözü üzerine yerinde duramıyor ve basıyor kahkahayı. Ben de avının üzerine atlayan it gibi saldırıyorum. Bunun üzerine canı burnuna gelmiş olan anam dayanamıyor ve aşağıdaki dörtlüğü söylüyor:

Aman niderim niderim
Başımı alır giderim
Ali oğlum akıllı oğlum
Osman’ı kurban ederim

 

III

Gebeş kızının kocası kahveden çıkmayan tembelin birisi. Kendisinden kocasına mı kocasından kendisine mi geçtiği bilinmez ama Gebeş Kızı da kocasından tembeldir. Bütün yaz, mekanı Esendere’nin kenarındaki serin söğütlerin altıdır. Kendisi gibi boş ve aylak diğer kadınlarla laklak etmektir işi gücü. Hem tembeldir hem de kalaklılığı yani üstün görünme ve havalılığı da elden bırakmaz. Belki biraz da bu nedenle geleni gideni de eksik olmaz.

 

Birgün yine bir geleni olur dışarıdan. Gebeş Kızı her zamanki gibi komşuya koşar. Çir pişirecektir konuğuna. Çir, o zaman bizim köyün en ağır ve en hatırlı kişiler için pişirilen ve ekmekle yenilen bir tatlısıdır. Biz sarı erik derdik kaysıya. Çir, sarı erik kurusudur. Az suda pişirilir ve üzerine eritilerek tereyağ dökülür. Sanıyorum çirin tadı az olursa bal, pekmez ya da şekerle tatlandırılır.

 

Gebeş Kızı çir pişirecektir ama evde ne çir var ne de tereyağ. Kapısına gittiği komşusu bunu bilir. Çiri vermekle yetinmez, nasıl olsa isteyecektir diye başından çabucak savmak için o istemeden yağı da verir.  Arkasından da aşağıdaki dörtlüğü söyler.

Yatarak geçirir yazı
Kışın aklını şaşırır
Dortukludur (1) Gebeş Kızı
Misafire çir pişirir

1) Dortuklu : Çokbilmişlik ve üsten görünme anlamında yerel bir sözcük

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

  • YANIK KOKUSU
  • EVRENSEL BAYRAM
  • ZERKA
  • SOSYALLEŞME
  • SABAHIM ÇALINDI

Kategoriler

  • Anılar
  • Bildiriler
  • Çevre
  • Duyurular
  • Ericek
  • Genel
  • Güncel
  • Güncel Yazılar
  • Kitaplar
  • Makaleler
  • Ormancılık
  • Öyküler
  • Şiir Seçkisi
  • Şiirler
  • Tarım
  • Yayınlar
  • Yazılar Çevre

Copyright Prof. Dr. Osman Gökçe 2025 | Theme by ThemeinProgress | Proudly powered by WordPress