BABAMIN TÜRKÜSÜ
Sevdalanmak
Kurbanlık koyun alış verişine benzemez
Karşılıklı
-Ver elini
-Hayrını gör der gibi
El sıkışıp satılamaz
Satın alınamaz
-İyi iş başardık
-Aldık ihaleyi
-Kutlayalım bunu bu gece der gibi
Bir birliktelik oyunu değildir
Sevda kutludur
Kutlanmaz
Yaşanır yalnızca
-Allahın emri
-Peygamberin kavli ile diye başlamaz
-Eh ne diyelim
-Allah yazdı ise
-Hayırlısı ise diye
Gizli ya da açık bir onaya sunulmaz
Sevdalanmayı kimse yazamaz
Kimse de bozamaz
Sevda fetvaya bağlı değildir
Cebir problemi çözer gibi
Kılı kaçbin kırk yararcasına
Düşüne düşüne bulunan
Sınana sınana öğrenilen
Hesap işi
Ders konusu değildir
Öğretilemez
Öğrenilemez
Sevdalanılır yalnızca
Ucuz ve çok aşınmış
Yıpranmış
Dönüp dönüp kullanılmış
Özentili tumturaklı cilâli sözcüklerle süslenen
Sahte duygularla beslenen
Tiyatrolaştırılan
Taklit ürünü
Bir şiir değildir
Nedensiz
Kuralsız
İzinsiz
O kendiliğinden gelen
Kendi kendine var olan
Kendinden başkasına benzemeyendir
Sevda tek başınadır
Gün olur da
Sevda sevdaya değerse
Sular coşar
Kuşlar ötüşür
Çiçekler açar
Çiğdem karı deler de çıkar güneşe
Gülümser
Ama güneş günlüktür
Tez batar
Kar erir
Çiğdem boynunu büker
Sevda yine yalnızdır
Bazen bir resimle
Bir gülüş
Bir yürüyüş
Bir bakış
Bazen de hiç bir şeyle
Gelir sevda
Babamın türküsündeki gibi yani
“Çektiler sürü koyunu
“Yandım dövünü dövünü
“Konağın önünden geçtim
“Bir kere gördüm boyunu” der gibi
Girer gönül sarayına sevda
Sonra
“Ondört yıl oldu görmezdim
“Gülmez yüzümü güldürür” der gibi aydınlatır
Isıtır gönül sarayını
Babamın türküsüdür sevda
Osman Gökçe
15.01.2017
Bir yanıt yazın