Skip to content
Prof. Dr. Osman GökçeBu sayfa ulusumun, ülkemin, devletimin ve tüm insanlığın yararına olduğuna inandığım bilgilerimi, deneyimlerimi, düşüncelerimi ve duygularımı ilgilenen herkesle paylaşmak, tartışmak, geliştirmek ve böylelikle doğrularda, güzelliklerde ve iyiliklerde hep birlikte buluşarak çoğaltmak ve bütünleşmek için açılmıştır. Prof. Dr. Osman Gökçe
  • Ana Sayfa
  • Yazılar
    • Güncel
    • Anılar
    • Öyküler
    • Tarım
    • Ormancılık
    • Çevre
    • Genel
  • Yayınlar
    • Makaleler
    • Bildiriler
    • Kitaplar
  • Şiirler
    • Şiir Seçkisi
  • Ericek
  • Duyurular
  • Fotoğraflar
  • İletişim

ANAMDAN ANILAR-Ham Düve-

27 Ekim 2017 0 comments Article Anılar

ANAMDAN ANILAR

-Ham Düve-

Mühendis olmuş, diplomayı almış, işime atanmıştım. Öğrencilik yıllarında en küçük tatilde bile, inananların Kâbe ziyareti duygusallığı gibi özgün duygularla ve büyük özlemlerle köyüme giderdim.  Devlet görevlisi olunca bu ziyaretlerim aksadı. Ancak uzun aralarla gidebiliyordum köyüme. Bir gün anama ve bana çok uzun gelen böyle bir aradan sonra köyüme gitmiştim.

Tatilin kuralı hiç değişmezdi. Köye her gidişimde en geç yatsı namazında olmak üzere beni anam uyutur, eğer evde ise  babam uyandırırdı. Mühendis olunca da bu kural değişmemişti. Bu gidişimde de anam başucumdaydı. “İpek saçlı yağmur gözlü oğlum” diyerek ve saçlarımı okşayarak uzun uzun konuştuk.  İkimizin de gözleri kapanma aşamasına gelmişti ki “Kele oğlum” diye ılık ve ezgin bir sesle söze başladı. ”Ben okullar biter, hasretim biter sanmıştım. Tam tersi oldu. Daha seyrek gelir oldun. Korkarım ki bir de oralardan evlenirsen hiç gelmez olursun. Belki beni de toprağımı da unutursun. Keşke okullar bitmeseydi” dedi ve gözünden iki damla yaş düştü yüzüme. O gün ona söz verdim. “Seni de toprağını da aklım başımda olduğu sürece hiç unutmayacağım” dedim. Seksenin eşiğindeyim. Henüz aklım başımda. Unutmadım, yüreğim tanıktır.

Babamın kuralı da değişmedi. O da her zamanki gibi sabah namazından sonra bana türkü gibi, şarkı gibi gelen Kuran okuması ile uyandırdı hepimizi. Kahvaltıda da kural değişmedi. Anam her zamanki gibi yufka ıslattı, kendi tavuklarının yumurtası ile kaygana yaptı, dürdük yedik. Konuştuk ve gülüştük.

Koca babam, koca adam epeyce yaşlanmıştı. O gün ilk kez onu bastonla yürürken gördüm. Bir şey koptu içimde. Kalbim bir boşluğa düşer gibi oldu. Akşam anamın dedikleri geldi aklıma.    Aklım çıktı. Düşünceyi yitirdim, içeri girdim, gizlice ağladım.

Üç beş saat sonra hava dağıldı, anamla duygularımı paylaştım. “İlahi oğlum, üzüldüğün şeye bak. Öküz ölmüş derimi bir ham düvenin üstüne atın diye vasiyette bulunmuş. Baban da öyle işte. O daha çok avrat eskitir. Avratlar da çok akıllı değiller. Yayılıkçı inek gibiler, her dala uzanıyorlar. Adamda da şeytan tüyü var. Üzme tatlı canını” dedi. Anamı da üzmemeye çalışarak kahkaha ile güldüm ve rahatladım. Anamın bir edebiyat ustası gibi yaptığı bu tanımlamaya da hayran kaldım.

Benim anam evecendi. “Bekleyen iş çoğalır, iş yapmakla biter, işi zamanında yapmak gerekir” derdi. İşi ertelemeden yapmayı ve eli çabukluğu anlatmak için de sıkça “Yundun mu kel kız demişler o da arındım bile demiş” deyimini kullanırdı. Anam aramızdan ayrılırken de böyle yaptı. Elini çabuk tuttu. Ellisinde, bir günümü bile görmeden, bir dakka bile hasta yastığına başını koymadan ve de herhalde üzüntülerimizi görmek istemediği için olacak önceden “Gidiyorum” bile demeden gitti (29 Ekim 1969):

Ne idi feleğin kastı
Gök yarıldı tufan esti
Berit yaslara büründü
Esendere sesin kesti

Anamın, daha çok yıllar yaşayacağı konusundaki nükteli tesellisine karşın babamı bastonla ilk görüşümün olumsuz etkisinden kurtulmuş değildim aslında. Bu karmaşık duygularla bir sonraki gelişimde babama özel ve özenli yapımda bir baston getirdim. Neredeyse yarım asra yaklaşan onun yokluk yıllarında ve bu gün de yanımda olan bu bastonu sakladım, yanımdan hiç ayırmadım. Onun elinin tuttuğu yeri her tuttuğumda beni ortaokula yazdırmaya götürürken elimi tuttuğunda duyduğum duygular gibi duygular yaşarım. Arkamda başı yaz kış karlı Berit Dağı var sanırım.

Osman Gökçe
http://www.osmangokce.com/yazilar/anilar/654-2017-10-27-09-16-06

Not :
Ham düve: Bir yaşını geçmiş boğa görmemiş dişi dana.

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

  • YANIK KOKUSU
  • EVRENSEL BAYRAM
  • ZERKA
  • SOSYALLEŞME
  • SABAHIM ÇALINDI

Kategoriler

  • Anılar
  • Bildiriler
  • Çevre
  • Duyurular
  • Ericek
  • Genel
  • Güncel
  • Güncel Yazılar
  • Kitaplar
  • Makaleler
  • Ormancılık
  • Öyküler
  • Şiir Seçkisi
  • Şiirler
  • Tarım
  • Yayınlar
  • Yazılar Çevre

Copyright Prof. Dr. Osman Gökçe 2025 | Theme by ThemeinProgress | Proudly powered by WordPress