Skip to content
Prof. Dr. Osman GökçeBu sayfa ulusumun, ülkemin, devletimin ve tüm insanlığın yararına olduğuna inandığım bilgilerimi, deneyimlerimi, düşüncelerimi ve duygularımı ilgilenen herkesle paylaşmak, tartışmak, geliştirmek ve böylelikle doğrularda, güzelliklerde ve iyiliklerde hep birlikte buluşarak çoğaltmak ve bütünleşmek için açılmıştır. Prof. Dr. Osman Gökçe
  • Ana Sayfa
  • Yazılar
    • Güncel
    • Anılar
    • Öyküler
    • Tarım
    • Ormancılık
    • Çevre
    • Genel
  • Yayınlar
    • Makaleler
    • Bildiriler
    • Kitaplar
  • Şiirler
    • Şiir Seçkisi
  • Ericek
  • Duyurular
  • Fotoğraflar
  • İletişim

BİR CUMHURİYET KÖYÜ

24 Aralık 2017 0 comments Article Güncel, Güncel Yazılar

Berit’in Gözyaşları adlı kitabımın ilk yazısını ilgisi ve fırsatı olup okuyabilecekler için, iletim ile bağlantısı nedeniyle, aşağıda sunuyorum.

Köyümüz Ericek’in eğitim önderlerinden Rahmetli Babam deli fişek Hacı Resul Omar Ağa’nın bir torunu daha Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde uzman doktor oldu (23.12.2017). Yeğenim İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Onur Gökçe’yi dedesinin yaşayan en büyük çocuğu olarak, dedesine vekaleten, dedesinin heyecanı, dedesinin hayalleri ile kutluyorum. Ülkesine, ulusuna, ailesine dedesinin ölçülemez iyilikseverliği anlayışı ile hizmet etmesini diliyorum.

Osman Gökçe
24.12.2017
————————————————————————————————————-
BİR CUMHURİYET KÖYÜ

Güzel vatanımızın doğusunda Muş ili Bulanık ilçesinden batısında Bilecik ili Osmaneli ilçesine, kuzeyinde Giresun ili Espiye ilçesinden Başkentimizin Nallıhan ilçesine kadar tüm yüzeyine yayılmış 15 adet Ericek köyü vardır (1). Bunlardan başka, 1990 yılına kadar bir de Kahramanmaraş ili Göksun İlçesine bağlı bulunan Ericek köyü vardı. Bu köy 1990 yılında belde oldu ve köy statüsünden çıktı. Bu köy benim köyümdür.

Benim köyüm başı yaz kış karlı olan yüce Berit Dağı’nın eteğine yaslanmış bir Cumhuriyet köyüdür. Bu dağın doruğunun önünde ve biraz aşağısında adı Karnıyarık olan bir düzlük vardır. Bu düzlüğün karnı yarılmıştır. Hem de bir yerden, beş yerden değil onbeş yerden yarılmıştır. Her yarıktan da buz gibi sular fışkırır. Karnıyarık’tan çıkan sular Esendere olur. Esendere adı üstünde eserek akar, başını taşlara çarpa çarpa akar. Türkmen kızının gümbülündeki (ahşap yayık) yoğurt gibi yayılır ve köpük köpük ayran olur. Esendere köyümün içinden geçer ve Güneyin en büyük nehirlerinden birisi olan Cahan (Ceyhan) nehrine, oradan da Akdeniz’e ulaşır. Dağını, elini, aşiretini terk ederek gurbetlere karışır bencileyin ve bir çok köylüm gibi.

Biz bu köyden ham çarıkla çıktık yola, bacağımızda bir şayak şalvar ve sırtımızda bir yakasız gömlekle. Üst üste yaşanan iki dünya savaşının yıkıntılarının ve yokluklarının arkasından 1950’lerde başladı maceramız. Ürkek, çekingen ve ince boyunlu çocuklardık hepimiz. Hepimiz dediğime bakmayın topu topu 3-5 kişiydik başlangıçta. Kılavuzumuz deli fişek Hacı Resul Omar Ağa, keseri ile malası ile geçinmeye çalışan Memo Ali, Abdi Eğitmen, Rifat Öğretmen ve de yok yoksul, aç çıplak, hemen hepsi okuma yazma bilmeyen, hiçbir zaman babalar günü kutlanmayan babalarımızdı, o mübarek insanlardı.

Önce öğretmen okullarından başladık. Öğretmen olup okutmak istedik yurdumuzun çocuklarını. Mehmet Köylü (şimdi Köylüoğlu), Mustafa Bilici, Mehmet Bal, Süleyman Köylü, Mustafa Gökçe (Off başım ağrıyor, gözlerim yaşlı Mustafa Gökçe öldü), Mirza Telli, Kadir Şeker, Kadir Telli, Ali Kızıltepe (Başımın ağrısı artıyor) ve şimdi sayıları onlarca olan öğretmenlerimiz öncülerimizdi.

Hacı Osman da (Osman Gökçe) öncülerimizdendi, köyümüzden ilk ortaokula giden. Arkası geldi, çoğaldık. Nazmi Tatar, Hacı Gökçe, Mehmet Gökçe (Başım yere düşüyor), Kara Osman Gökçe ve sonra bir çok Mehmetler, Mustafalar, Aliler, Osmanlar, Hasanlar, Hüseyinler olduk. Mehmet Köylü köyümüzün ilk öğretmeni, Prof. Dr. Osman Gökçe ilk profesörü, Mehmet Gökçe ilk polisi, Hacı (Gökhan) Gökçe ilk ormancısı, Ökkeş Gökçe ilk din görevlisi, Nazmi Tatar ilk bankacısı, Ahmet Toplama (Ergin) ilk elektronik mühendisi, Bahtiyar Tatar ilk ziraatçısı, İbrahim Gökçe ilk inşaat mühendisi, Kasım Gökçe ilk doktoru, Yasin Gökçe ilk makine mühendisi, Kurmay Albay Mümtaz Gökçe ilk subayı, İbrahim Toplama ilk avukatı, Süleyman Bal ilk Cumhuriyet Savcısı ve daha bir çok ilkler gördük.

Şimdi benim Köyümden yetişmiş doktorlar bir hastaneyi yönetecek sayıdadırlar. Onlarca mühendis, onlarca hukukçu, onlarca polis ve bir çok onlarca her meslekten köylülerim ülkemin ve ulusumun hizmetindedirler. Yaşasın Ülkem, yaşasın Ulusum, yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Cumhuriyet Köyü Ericek ve yaşasın Cumhuriyet çocukları Ericekliler. Bu “Çam sakızı çoban armağanı” kitabı sizlere adadım.

Osman Gökçe
Berit’in Gözyaşları, Zeus Kitabevi, 2010, İzmir

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

  • YANIK KOKUSU
  • EVRENSEL BAYRAM
  • ZERKA
  • SOSYALLEŞME
  • SABAHIM ÇALINDI

Kategoriler

  • Anılar
  • Bildiriler
  • Çevre
  • Duyurular
  • Ericek
  • Genel
  • Güncel
  • Güncel Yazılar
  • Kitaplar
  • Makaleler
  • Ormancılık
  • Öyküler
  • Şiir Seçkisi
  • Şiirler
  • Tarım
  • Yayınlar
  • Yazılar Çevre

Copyright Prof. Dr. Osman Gökçe 2025 | Theme by ThemeinProgress | Proudly powered by WordPress