Skip to content
Prof. Dr. Osman GökçeBu sayfa ulusumun, ülkemin, devletimin ve tüm insanlığın yararına olduğuna inandığım bilgilerimi, deneyimlerimi, düşüncelerimi ve duygularımı ilgilenen herkesle paylaşmak, tartışmak, geliştirmek ve böylelikle doğrularda, güzelliklerde ve iyiliklerde hep birlikte buluşarak çoğaltmak ve bütünleşmek için açılmıştır. Prof. Dr. Osman Gökçe
  • Ana Sayfa
  • Yazılar
    • Güncel
    • Anılar
    • Öyküler
    • Tarım
    • Ormancılık
    • Çevre
    • Genel
  • Yayınlar
    • Makaleler
    • Bildiriler
    • Kitaplar
  • Şiirler
    • Şiir Seçkisi
  • Ericek
  • Duyurular
  • Fotoğraflar
  • İletişim

HAYAL VE HAYALCİLİK

6 Mayıs 2021 0 comments Article Güncel

HAYAL VE HAYALCİLİK
Hayal ve hayalcilik, sözlüklerde verilen anlamlarla sınırlandırılabilir kavramlar değildir. Bu sözcüklerin anlamı, daha çok kullanıcılara göre genişler, çoğalır ve varsıllaşır. Bu nedenle bu sözcükler tek bir tanıma ya da birkaç tanıma sığmazlar. Toplumsal bilimlerde bu tür kavramlar betimsel (Tasvirsel) tanımlamalarla açıklanır. Örneğin aşk ve kültür gibi kavramlar da böyledir. Böyle kavramların her birisi için yüzlerce ve hatta binlerce tanımlar yapılabilir. Örneğin, kültür için 164 tanım olduğu ve bu kadar çok çeşitli tanımı yapılan kavramın da bilimsel olarak tanımlanamayacağı ileri sürülür (Köy Toplumbilimi II, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi,1993).

Dava Arkadaşlarım başlık bir şiirimde
“Bir hayalim var diye yola çıkan
Teni karaların özgürlüğünü
Eşitliğini savunan
Bir teni kara dava adamını
Bir teni kara kadına
Hançerlettiler

“Martin Luther King
Hançere canını vermedi
Ama karşıtları kararlıydı
4 Nisan 1968’de otuz dokuzunda
Bir kurşunla aldılar canını

“Ben eşitlik
Ben özgürlük
Yoldaşınızım sizlerin
Yürüyorum sabaha
Yollar çok çetin
Yollar çok çıtırık
Varamadım menzile daha” diye yazmıştım (Issız Işıklar, 2019, Etki Yayınları, İzmir). Afrikalı-Amerikalı (Afroamerikalı) Baptist papaz ve Amerikan yurttaş hakları hareketi söylencesel önderinin diliyle böyle övmüştüm hayalciliği.

Benim Babam adlı şiirimin bir bölümünde de
“Bir köy ağasıydı benim babam,
Ama bildiğiniz gibi değil.
Köyleri bırakınız kainata sığmazdı hayalleri,
Ama hepsi güzel, hepsi iyi, hepsi gerçek gibi.
Her dara düştüğümde hayalleri ile gelecek gibi,
Gelip tutacak gibi ellerimden arslan pençesi gibi elleri” dizeleriyle kendi bakış açıma göre övmüştüm hayalciliği.

Bu tanımlamalar bana göre bir hayal ve hayalciliktir. Başkalarına göre de yüzlerce, binlerce başka türlü hayal ve hayalcilikler de vardır. Bakış açılarına göre övülen ve yerilen yüzlerce ve binlerce hayal ve hayalcilikler bulunabilir. Aşağıda, bunlardan bazı ünlülere göre, bazı örnekler veriyorum:
• Hayal gücü, ruhun gözüdür. Joseph Joubert
• İnsanın hayatı, insanın hayalidir. Andre Gide
• Hayal ettiğiniz her şey gerçektir. Pablo Picasso
• Hayatta hep mutlu olursam, hayalini kuracak neyim kalır. Dostoyevski
• İnsan dünyada, hayal ettiği müddetçe yaşar. Yahya Kemal Beyatlı
• Başarılarım, gençliğimdeki hayallerimin bir ürünüdür. Napoleon Bonaparte
• Hiç düş kırıklığına uğramayanlar, hiç umut beslememiş olanlardır. Bernard Shaw
• Hayatta mutlu olmayanlar için en tatlı mutluluk hazinesi, hayal kurmaktır. Ziya Gökalp
• Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. Hayal gücü ise her yere. Albert Einstein

Hayal ve hayalcilikle ilgili bu kısa bilgiler ışığında ve eşliğinde başka bir hayal ve hayalcilikten söz etmek istiyorum.

Bu bozkırın hayalciliğidir. Bu Cumhuriyet’in, Cumhuriyetçilerin hayalciliğidir. Bir şiirimde yazmıştım :
“Tor taylar gibiydik Toroslarda
Koşardık yalınayak
Başı kabak
Hayallerimiz vardı
Büyük büyük
Kınından çekilmiş kılıç gibi
Karanlığa parlardık

“Yıldızlar avuçlarımızda
Taş yastıkta başımız
Düşlerimiz vardı
Venüs’e uzanan
Ardıç kokan, çam sakızı kokan, kekik kokan

“Yeşile boyardık tüm dağları
Akdeniz’in ak köpüklü mavisi
Yeşil yamaçlara yansırdı
Sürüsünün arkasında Türkmen kızı
Çiçekkırı giysiler içinde
Türkü çağırırdı
Yeşil çamlar altında”

Bu idi hayalimiz. Bu hayaldi, yüce dağlarımız gibi yüce ve yıkılmaz bir inançla paylaştıklarımız. Her yaştan, her baştan, her düşten hayalcilerimiz vardı. Omuz omuzaydık birbirimizle. Öğretmenlerimiz, mühendislerimiz, tarımcılarımız ve kısaca diğer tüm iş ve çalışma alanlarındaki yurttaşlarımız yani tüm Türkiye’miz ayni hayallerdeydik.

Biz ormancılar da bu hayalcilerden biriydik, bir bölümüydük. Yoksulluğun ocağından gelmiştik. Yıllar yılı hor görülmüş, sömürülmüş, bakılmamış uzak köşelerden gelmiştik. Güneş yüzlü, toprak elliydik. Dağlarımız kadar da dikbaşlı ve kendimize güvenliydik. Her birimiz her yönüyle ülkemizin yaşadıklarını yaşadık.

Ülkesinin yaşadıklarını yaşayanlardan birisi, bir Bozkır Hayalcisi yaşadığının öyküsünü yazdı. Andre Gide’in “İnsanın hayatı, insanın hayalidir” dediği gibi hayatı hayali olan Sayın Abdullah Arslan yaşamının yolculuğunu yazdı. Yazarı kutluyorum. Okunası bir kitap, okunası bir belgesel. Cumhuriyetin bozkır hayallerini ve hayalcilerini tanımak ve bugünlere değgin çıkarımlarda bulunabilmek için çok değerli bir örnek ve çok değerli bir kitap.

Osman Gökçe
07.05.2021

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

  • YANIK KOKUSU
  • EVRENSEL BAYRAM
  • ZERKA
  • SOSYALLEŞME
  • SABAHIM ÇALINDI

Kategoriler

  • Anılar
  • Bildiriler
  • Çevre
  • Duyurular
  • Ericek
  • Genel
  • Güncel
  • Güncel Yazılar
  • Kitaplar
  • Makaleler
  • Ormancılık
  • Öyküler
  • Şiir Seçkisi
  • Şiirler
  • Tarım
  • Yayınlar
  • Yazılar Çevre

Copyright Prof. Dr. Osman Gökçe 2025 | Theme by ThemeinProgress | Proudly powered by WordPress