
Ericek – Bir Cumhuriyet Köyü
Güzel vatanımızın doğusunda Muş ili Bulanık ilçesinden batısında Bilecik ili Osmaneli ilçesine, kuzeyinde Giresun ili Espiye ilçesinden Başkentimizin Nallıhan ilçesine kadar tüm yüzeyine yayılmış 15 adet Ericek köyü vardır. Bunlardan başka, 1990 yılına kadar bir de Kahramanmaraş ili Göksun İlçesine bağlı bulunan Ericek köyü vardı. Bu köy 1990 yılında belde oldu ve köy statüsünden çıktı. Bu köy benim köyümdür.
Benim köyüm başı yaz kış karlı olan yüce Berit Dağının eteğine yaslanmış bir Cumhuriyet köyüdür. Bu Dağın doruğunun önünde ve biraz aşağısında adı Karnıyarık olan bir düzlük vardır. Bu düzlüğün karnı yarılmıştır. Hem de bir yerden beş yerden değil onbeş yerden yarılmıştır. Her yarıktan da buz gibi sular fışkırır. Karnıyarık?tan çıkan sular Esendere olur. Esendere adı üstünde eserek akar, başını taşlara çarpa çarpa akar. Türkmen kızının yayığındaki yoğurt gibi yayılır ve köpük köpük ayran olur. Esendere köyümün içinden geçer ve Güneyin en büyük nehirlerinden birisi olan Cahan (Ceyhan) nehrine, oradan da Akdeniz?e ulaşır. Dağını, elini, aşiretini terk eder ve gurbetlere karışır, benim gibi ve bir çok köylüm gibi. Biz bu köyden ham çarıkla çıktık yola, bacağımızda bir şayak şalvar ve sırtımızda bir yakasız gömlekle. Üst üste yaşanan iki dünya savaşının yıkıntılarının ve yokluklarının arkasından 1950?lerde başladı maceramız. Ürkek, çekingen ve ince boyunlu çocuklardık hepimiz. Hepimiz dediğime bakmayın topu topu 3-5 kişiydik başlangıçta. Kılavuzumuz deli fişek Hacı Resul Omar Ağa, keseri ile malası ile geçinmeye çalışan Memo Ali, Abdi Eğitmen, Rifat Ö’ğretmen ve de yok yoksul, aç çıplak, hemen hepsi okuma yazma bilmeyen, hiçbir zaman babalar günü kutlanmayan babalarımızdı, o mübarek insanlardı.
Ö’nce öğretmen okullarından başladık. Ö’ğretmen olup okutmak istedik yurdumuzun çocuklarını. Mehmet Köylü (şimdi Köylüoğlu), Mustafa Bilici, Mehmet Bal, Süleyman Köylü, Mustafa Gökçe( Off başım ağrıyor, gözlerim yaşlı Mustafa Gökçe öldü), Mirza Telli, Kadir Şeker, Kadir Telli, Ali Kızıltepe (Başımın ağrısı artıyor) ve şimdi sayıları onlarca olan öğretmenlerimiz öncülerimizdi.
Hacı Osman da (Osman Gökçe) öncülerimizdendi, Köyümüzden ilk ortaokula giden. Arkası geldi, çoğaldık. Nazmi Tatar, Hacı Gökçe, Mehmet Gökçe (Başım yere düşüyor), Kara Osman Gökçe ve sonra bir çok Mehmetler, Mustafalar, Aliler, Osmanlar, Hasanlar, Hüseyinler olduk. Mehmet Köylü Köyümüzün ilk öğretmeni, Prof. Dr. Osman Gökçe ilk profesörü, Mehmet Gökçe ilk polisi, Hacı (Gökhan) Gökçe ilk ormancısı, Ö’kkeş Gökçe ilk din görevlisi, Nazmi Tatar ilk bankacısı, Ahmet Toplama (Ergin) ilk elektronik mühendisi, Yasin Gökçe ilk makine mühendisi, Bahtiyar Tatar ilk ziraatçısı, İbrahim Gökçe ilk inşaat mühendisi, Kasım Gökçe ilk doktoru, Kurmay Albay Mümtaz Gökçe ilk subayı, İbrahim Toplama ilk avukatı, Süleyman Bal ilk Cumhuriyet Savcısı ve daha bir çok ilkler gördük.
Şimdi benim Köyümden yetişmiş doktorlar bir hastaneyi yönetecek sayıdadırlar. Onlarca mühendis, onlarca hukukçu, onlarca polis ve bir çok onlarca her meslekten Köylülerim ülkemin ve ulusumun hizmetindedirler. Yaşasın Ülkem, yaşasın Ulusum, yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Cumhuriyet Köyü Ericek ve yaşasın Cumhuriyet çocukları Ericekliler.
Bir yanıt yazın