BABA OCAĞI
BABA OCAĞI
Bir akşamüstü
Gün aşarken dağların arkasından
Gölgelenirken dereler damlar
Kantarma’da in vesaitten
Ayağı sekili
Sevdiğin al tayla geleceğim
Yol üstünde bekleyeceğim seni
Yüreğim ağzımda
Geceler tekin değildir
Yollar tekin değildir
Akşamın kaşık çalımı
Düşmanın alımıdır
Düşmana fırsat verme
Kaşık çalımı karanlığa kalmadan gel
Mevsimi bahar yapalım
Çiğdemler açsın karların içinde
Saati sabaha kuralım
Güneş yeniden doğsun
Gün yeniden başlasın
Nelerden sonra
Nicelerden sonra
Yatsı vakti bir köpek havlasın
Tan ağarırken bir horoz ötsün
Sabah ezanı okusun hoca
Birlikte namaza duralım
Bütün aile topluca
Her şey olağan
Herşey sıradan olsun
Çarığın çizmen yerinde duruyor
Yatağın yorganın yüklükte yığılı
Anan ekmek ediyor
Gözleri buğulu
Gelsin de sabahları yumurta dürersiniz diyor
O mahalleye gitmene kızmayacağım artık
Sana sevdiğin kızı da alacağım
Dalına tüfek takacağım
Urkekliği avlayacağız Berit’in başında
İhtiyat askeriydim
Doğduğunu göremedim
Babamın ölümünde
Acılı bir günde
Mazeret izniyle
Baba ocağına döndüğümde
Yaslı kalabalıklar arasında
İlk kez gördüm seni
Apalak topalak bir çocuktun
Oğlum olduğunu bilmeden sevdim seni
Aktım sana
Bugün yollara baktığım gibi
Baktım sana
Beni bekletme
Gel
Gel bre oğlum
Gel artık
Yolun sonuna geldim
Günler kısaldı
Ölüm var zulüm var
Dost var düşman var
Gel de bir odun at baba ocağına
Üfle de bir nefes ver
Bacamız tütsün
Nereden çıktı bu kurşun
Osman Gökçe
Sabah Gülü, Zeus Kitabevi, İzmir
Bir yanıt yazın