Skip to content
Prof. Dr. Osman GökçeBu sayfa ulusumun, ülkemin, devletimin ve tüm insanlığın yararına olduğuna inandığım bilgilerimi, deneyimlerimi, düşüncelerimi ve duygularımı ilgilenen herkesle paylaşmak, tartışmak, geliştirmek ve böylelikle doğrularda, güzelliklerde ve iyiliklerde hep birlikte buluşarak çoğaltmak ve bütünleşmek için açılmıştır. Prof. Dr. Osman Gökçe
  • Ana Sayfa
  • Yazılar
    • Güncel
    • Anılar
    • Öyküler
    • Tarım
    • Ormancılık
    • Çevre
    • Genel
  • Yayınlar
    • Makaleler
    • Bildiriler
    • Kitaplar
  • Şiirler
    • Şiir Seçkisi
  • Ericek
  • Duyurular
  • Fotoğraflar
  • İletişim

TARIMIMIZIN ANLAŞILAMAYAN TEMEL SORUNU

9 Ocak 2011 0 comments Article Tarım

 Prof. Dr. Osman Gökçe (E)

osman.gokce@ege.edu.tr
www.osmangokce.net

 Şimdi çok konuşulacaktır. Bilen de konuşacak bilmeyen de. Parlak nutuklar atılacak. Ödüller verilecek yerli yersiz. Ama her konuşmacı, her yazmacı kendisine göre en temel ve en önemli sorun diye çoğunlukla ikincil sorunlara takılı kalacaklardır. Temel sorun saydıkları türev sorunları yineleyip duracaklardır. Daha önce de böyle oldu çünkü.

 İstanbul Yeşilköy Ayamama Çiftliği’nde 10.Ocak.1846’da ilk Ziraat Mektebi’nin açılışı her yıl Tarım Haftası ya da Tarım Bayramı olarak kutlanıyor. Bir bakıyorsunuz herkes tarımcı kesiliyor. Bilim adamından çiftçisine, öğretmeninden öğrencisine, yöneticisinden odacısına kadar her kesimden yetkin temsilciler boy boy sahnedeler. Elbette politikacılar ilk sırayı kimseye vermiyorlar. Yanlış anlaşılmasın diye söylüyorum, bunların hepsini önemsiyorum ve hepsini saygı ile karşılıyorum. “Olsun, konuşulsun da nasıl konuşulursa konuşulsun. Bu dahi yararlıdır” diye düşünüyorum. Ama çok açık bir gerçeğin bir türlü anlaşılamamasından da çok yakınıyorum. Bu kısa yazıda, umudumu yitirmeden yıllarca anlatmaya çalıştığım bir gerçeği bir kez daha yinelemek istiyorum.

 Sözü çok döndürüp dolaştırmak istemiyorum. İşin orasında değilim çünkü. Anlatmak istediklerimi, okuyucunun hoşgörüsüne sığınarak çok da alışılmamış bir biçimde, bir tebliğ gibi sıralayacağım :

 1. Adına işletme denirse eğer, bugünkü küçük köylü aile işletmeleri Osmanlı miri toprak rejimi ve çift-hane sisteminin bir sonucudur.    

 2. Miri arazi, devletin üzerinde mutlak mülkiyet hakkını elinde tuttuğu arazidir. Yalnızca hububat üretilir. Bağ ve bahçeleri kapsamaz. Hububat ziraatine ayrılan bu tarlalar kesinlikle bağ ve bahçe haline getirilemez. Kanunnamelere göre yasaktır.

 3. Bir çift öküzü olan aile bir işletme birimi oluşturur. Yani bir çift öküzün işleyebileceği büyüklükte bir toprak, en uygun büyüklükte bir işletme sayılmıştır. Çiftlik bir çift öküzle işlenebilen arazidir. Çiftçi de bu araziyi işleten köylüdür.

 4. Devlet bir çift öküzle işlenen arazi büyüklüğündeki işletmelere dayalı tarım sistemini kendi amaçlarına en uygun bir sistem olarak kurmuş ve bu sistemi korumak için de elinden geleni yapmıştır.

 5. Böyle bir tarım sistemi ya da tarım işletmeciliği gerçekten de doğru ve uygun bir yöntem ve bir yol mudur? Bunu, olayın tarihsel konumu içerisinde tartışabilirsiniz. Yapılanı doğru ya da yanlış bulabilirsiniz. Olayın bu yönü üzerinde durmayacağım. Yalnızca, bu sistemin o günkü koşullarda  doğru ya da yanlış olması bu gün yapılması gereken şeyi etkilememelidir diye düşünüyorum. Bu gün doğrusu ne ise o yapılmalıdır diye düşünüyorum. Bulunabilir ama, buna özür aranmamalıdır.

 6. Türkiye Cumhuriyet Devleti çift-hane ya da küçük köylü işletmeleri adı verilen böyle bir tarımsal üretim sistemini devralmıştır. Ve de bugünkü gerçek şu ki ülkemizde bugün de bu sistem yaşamakta ve yaşatılmak için de büyük çabalar gösterilmektedir. İşte yanlış olan budur.

 7. Çünkü Osmanlı askerine ekmek, toprağına bekçi ve hazineye akçe arıyordu. Bekçiye  ailesini beslemesi  ve devlete de vergi vermesi için bir çift öküzle işlenecek kadar arazi veriyordu. Üretim geçimlikti ve öztüketim artı vergi içindi. Yarışmacılık (Rekabet) yok, pazar yoktu.  Bugünkü gibi ülkeler, kıtalar arası değil kentler arası bile taşımacılık müşküldü. Yerel üretim yerel tüketim esastı. Bu tarım sistemi ekonomik değil sosyo-ekonomik bir temele dayalıdır. Belirli bir oranda da askeri amaçlara dayalıdır.

 8. Bugün için tarım geçimlik tarım sürecini çoktan gerilerde bırakmıştır. Ticari tarım sürecini çoktan tamamlamıştır. Endüstriyel tarım sürecine girilmiştir. En ileri teknolojiyi kullanır hale gelmiştir. Padişahlar döneminin kara sabanı yerine tarlaya ve ahıra elektronik girmiştir. Artık bir tarım işletmesinin nasıl olması gerektiği sorusuna, bir endüstri işletmesinin nasıl olması gerektiği sorusuna verilecek yanıtlara göre yanıt vermek gerekmektedir.

 9. Yani bir çift öküzle işlenen çiftlikler yerine bilimsel işletmeciliğe dayalı işletme gibi işletmeler kurulmalıdır tarımda da. Bu sorun tarımımızın temel sorunudur. Bu sorun çözümlenemedikçe gerisi boş laftır. Çuvallar dolusu laf edebilirsiniz, meydan sizin.

 10. Osmanlı’dan beri süregelen, kökleşmiş bugünkü küçük köylü tarım sistemi tümden değiştirilmelidir. Bu devrimsel dönüşümün yolu, yıllardır üzerinde çalışıp geliştirdiğim ve  adını “BİR KÖY BİR İŞLETME MODELİ” olarak koyduğum gerçek bir reform projesinin uygulamaya geçirilmesidir. Merak edenler bu modelin ayrıntılı açıklamalarına  (http://www.osmangokce.net/yazilar/tarim) adresinden ulaşılabilirler.

 Tarım Haftası 2011’in ülkemiz  tarımına iyilikler getirmesi dileğiyle.

 Bornova, 09.01.2011

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

  • YANIK KOKUSU
  • EVRENSEL BAYRAM
  • ZERKA
  • SOSYALLEŞME
  • SABAHIM ÇALINDI

Kategoriler

  • Anılar
  • Bildiriler
  • Çevre
  • Duyurular
  • Ericek
  • Genel
  • Güncel
  • Güncel Yazılar
  • Kitaplar
  • Makaleler
  • Ormancılık
  • Öyküler
  • Şiir Seçkisi
  • Şiirler
  • Tarım
  • Yayınlar
  • Yazılar Çevre

Copyright Prof. Dr. Osman Gökçe 2025 | Theme by ThemeinProgress | Proudly powered by WordPress