HASRET DAĞI
HASRET DAĞI
Ne çok hasretlerim var benim
Ulansa uç uca
Kuşak olur gökyüzünün beline
Her biri
Hasret olduğundan beri
Gün günü büyür
Gün günü yürür üstüme üstüme
Yakınmam
Hasretim çoğalır ben çoğalırım
Nerede boynu bükük bir çocuk görse
Gözyaşlarını tutamayan
O çocukların tümüne
Kendi çocuklarına düşlediği gibi düşler kuran
Babam gibiyim biraz ben
Hasretim
Babamın hasretine
Hasretim
Babama
Dayanırım
Hasretim çoğalır ben çoğalırım
Doğdu doğalı
Çoğu kendi gibi
Bir eli
Gözyaşlarını silen
Emekçi analar gibiyim
Anam gibiyim ben biraz
Hasretim
Anaların hasretine
Hasretim
Anama
Doyamam
Hasretim çoğalır ben çoğalırım
Berit Dağı’nın taşı
Yüreğimin sırdaşı
Karşımda durur
Kitapların arasında
Bir demet baytaranla
Bir cam kavanozun içinde
Doğduğum topraklara
Toprak damlı evime
Masallar kraliçesi sevgilime
Hasretin adı olur
Kokar burnuma
Hasretim çoğalır ben çoğalırım
En eski
Aynı zamanda en güncel tutsaklığım
İnançsal dogmalardır
En cahil
Aynı zamanda en kurnaz düşmanım
İnançsal dogmacı sömürgenlerdir
Yaslı tarihlerim yaşlandı
Ağlıyor
Kapağı açılmamış kitap sayfalarında
Herkese güler yüzlü bir sofrada
Bir dilim ekmek
Herkesle bölüşerek birlikte yemek
Öncesiz özlemimdir
Hasretim çoğalır ben çoğalırım
Sevinçlerime sevinemem
Ağlayamam acılarıma
Ağıtlar yakamam ölülerimin başında
Yasaklıyım
Tutukluyum
Zincirlerde
Demir kapıların arkasında mahkumum
Hasretim
Bir kuş sesine
Bir böcek
Bir kurbağa
Özgürce akan bir su sesine
Hasretim çoğalır ben çoğalırım
Hasret dağı olurum çoğala çoğala
Dağların en büyüğünden daha büyük
Dağların en yücesinden daha yüce
Bütün hasretleri kendimde toplarım böylece
Hasretlik kimseye kalmasın diye
Osman Gökçe
15.012017
Not : Baytaran kırk yıl değil
kırk bin yıl geçse de sevgililerin çeyiz sandıklarından
kokusu geçmeyen bir Berit Dağı çiçeğidir.
Bir yanıt yazın