MÜHRE KUŞU
MÜHRE KUŞU Bilirim mühre kuşlarını Cilveli ötüşlerini Bilirim yüzü boyalı Albenili Aşka çağırışlarını Çok aldanmışlığım vardır Yalancı baharlara Çok don yedim Ayaz yedim Gönüllü Ayrılmadı kendinden Özüne ihanetsiz gönlüm Aşka veda edemedim Alıştım vurgun yemeye Alıştım vurulmaya Yandım ama yakınmadım Güneşin rengi solmuş dağlarda Yalnızlaşmış yaylalarda Son ıslığımı çalarken Yeniyetme havalarda Alazlanırken yüreğim son kez
BUNALIM
BUNALIM Kalkıyorum erkenden Kuşlar yeni güne cıvıldaşırken Gözlerimde çiy Yüreğim serçe ABD Suriye’yi vurmuş Bütün ajanslar Bütün yayın organları Kara kara kalın başlıklarla veriyorlar haberi O kara gözlü çocuk geliyor aklıma Bomba düşmüş evin önündeki Büzüşmüş bir duvar dibine Korku gözlerinde cellat Ağlayamıyor bile Soluksuz kalıyorum Bunalıyorum Kerpiç duvar toprak dam İki göz ev İçinde
DOĞRU HANGİSİ
DOĞRU HANGİSİ Bir doğrunun farklı bin bir yorumu Var mı fizik kimya yasalarında Bu kadar çok doğru hepsi doğru mu Kaç doğru var inanç kasalarında Osman Gökçe
SENİN GİBİ
SENİN GİBİ Güneş her ikindi O yüce dağın başında Kayaların en yücesine oturur Bir nefeslik dinlenir Yanında sen Güneşe yoldaş Güneşe eş Ben başlangıcı bilinmeyen Öncesiz yıllardan beri Bir denizin dibinde otururum İmbikten çekilmiş Hilesiz katıksız en sert hasreti içerim Yanımda sen Hasrete yoldaş Hasrete eş Bazı ölümsüzler vardır evrende Gökyüzü gibi Aşk da öyle
insanlar
İNSANLAR Çok Çok hak yediler İnsanlar Hayvanlar değil Kuşlar balıklar börtü böcekler değil İnsanlar Emeği emdiler Acımasız Sömürdüler yoksulları güçsüzleri Çok Çok can yaktılar İnsanlar Bitkiler değil Ağaçlar otlar yosunlar değil İnsanlar Kalbinden vurdular özgürlüğü Düşünceyi zindanlara kilitlediler Ticarileştirip tezgaha koydular ruhu Alınıyor satılıyor haraç mezat Çok Çok kan döktüler İnsanlar Zehirli bitkiler Vahşî hayvanlar
AK SAÇLARIM
AK SAÇLARIM Ak saçlarımı yolacağım Yollarına sereceğim Üzerine bas da gel Tırnağına taş değmesin Yüreğim yorulmadı sevmekten Her vuruş aşkadır Vuruluş aşka O sesi duy da gel Yolun yabana düşmesin Yüreğim yollarda kalmasın Yüreğimi yüreğine koy da gel Osman Gökçe Bornova, Mart 2016
SEN HİÇ
SEN HİÇ Sen hiç gökyüzü olmayan sabaha uyandın mı Yeryüzü yok olmuş sağır bir boşlukta kaldın mı Nereden bilirsin yanmayı başkası yanarken Sen hiç kolsuz bacaksız korlara düşüp yandın mı Osman Gökçe 25.02.2018
SANA VEDA EDEMEM
SANA VEDA EDEMEM -Mümtaz’a- Seni paylaşamam Sen hepimizinsin Biraz benim Biraz başkasının değilsin Hepimizin tümüne sahip olduğumuz Gökyüzü gibisin Yokluğun da öyle Hepimizin başına çöken Sabahsız Aysız Kör geceler gibi Hepimizin yoksunluğumuzsun Hüzün çiçeğisin yakamızda Yüreğimizde küllenmeyen korsun Sana veda edemem Bırakma bizi Osman Gökçe 05.Şubat.2018
AH ŞU MEKTUPLAR
AH ŞU MEKTUPLAR Aah şu mektuplar Dili tatlı mektuplar Öpüyorum Kucaklıyorum Seviyorum diye biten Sözü bahar kokulu Özü başka baharlara havale Vaatte cömert Vefada yalan mektuplar Hasreti dilde Vuslatı bekaya kalan mektuplar Ah şu mektuplar Umut mektupları Kaf Dağı’nın arkasından Simurg’un gagasında gelen Gök kuşağı gibi ulaşılamayan Uzaktan gülen Yedi veren yedi renk mektuplar Umutsuzluğu
AĞLAMA ÇOCUK
AĞLAMA ÇOCUK I Ağlama çocuk Ağlama öyle feryat figan Yangına düşmüş gibi Sen ağlarsan ben yanarım Kerem yanar Aslı saçlarından tutuşmuş gibi Ağlama kurbanın olam Ağlama çocuk Ağlama öyle hıçkıra hıçkıra Sen ağlarsan Kaynaklar kurur Dereler, nehirler akmaz Denizler çekilir Hayat durur Ağlama kurbanın olam Ağlama çocuk Ağlama öyle içini çeke çeke Sen ağlarsan Yıldızlar