AKLINDAN ÇIKAR
Şardağı’nın önünden kalkanAtlas Dağı’nın eteğini dolananBir kamyon gelirDağları ovaları inleterekToz toprak içindeSuskunTülüce Dağı’nın dibindeKantarma’da dururHarıl harıl nefes alırHomurdanırBinerim fasulye çuvalları yüklü sırtınaYüküne yük eklenirMuavin “Tamam abi” derYağcı bir sesleŞoför basar gazaKurşun yemiş gibi inler motorTekerler dönerÖnüm gurbetArkam hasretNe varsa geride kalanHepsini unutAklından çıkar Boşanır dizimin bağıGözlerim dolarYarı bulanık bakarım dağlaraBerit’ten aşağı yaslı bir duman yürürDoldurur dereleriTepeleri
AKLINDAN ÇIKAR
Şardağı’nın önünden kalkanAtlas Dağı’nın eteğini dolananBir kamyon gelirDağları ovaları inleterekToz toprak içindeSuskun Tülüce Dağı’nın dibindeKantarma’da dururHarıl harıl nefes alırHomurdanırBinerim fasulye çuvalları yüklü sırtınaYüküne yük eklenirMuavin “Tamam abi” derYağcı bir sesleŞoför basar gazaKurşun yemiş gibi inler motorTekerler dönerÖnüm gurbetArkam hasretNe varsa geride kalanHepsini unutAklından çıkar Boşanır dizimin bağıGözlerim dolarYarı bulanık bakarım dağlaraBerit’ten aşağı yaslı bir duman yürürDoldurur
DUL KADINLAR GÜNÜ
Birleşmiş Milletler 23 Haziran’ı Uluslararası Dul Kadınlar Günü olarak ilan etti. Dul kadınlığı yaşamayanların böyle fantazileri oluyor. Olsun. Dul kadınlar vardırBenim ülkemdeTarla taban çalışırlarTerleriyle sularlar toprağı Dul kadınlar vardırBenim ülkemdeFabrikalarda işçidirlerEksik etekEksik ücretleEllerini makineye kaptırırlarÇocuklar ekmek beklerler evde Dul kadınlar vardırBenim ülkemdeUlu ortaKöşe bucakGeçim derdindedirlerTacizlerinde uçkurcuların Daha nice dul kadınlar vardırBenim ülkemdeDaha nice dertlerNice ağıtlarSaklanır dul kadınların yırtık yenlerindeYen
YENİ DOĞAN GÜN
Altı yüzyıl padişahla yaşadıkHakanını hünkarını Hürrem’iKutsal bildik kılıç kalkan kuşandıkMeryem gibi masum saydık haremi Dün başkaydı yeni doğan gün başkaPadişahlık halifelik yok artıkYalan talan riya başka din başkaNakilcilik, selefilik yok artık Osman GökçeBornova, 06.06.2015
SEÇKİ-183 ŞİİR SICAĞI
Bizim sıcağımız Akdeniz sıcağı canımYunus Emre sıcağıPişirir ekmeğimizi yakmazToprağımızHalk toprağı kimseyi ekmeksiz bırakmaz Sizin ateşiniz Moğol ateşi canımYakar ekmeğimizi pişirmezDöşeğiniz kuş tüyü olsaGözlerinize uyku girmez Bizim yaylamız Karacaoğlan yaylası canımÖrdek boyunludur kızlarıOndördüne basmadan ay olur yıldızlarıEğer bana inanmazsanYolun Antakya’ya düştüğündeYolun Akdeniz’e düştüğündeDallarından salkım salkım aylar sarkan ağaca sor Unutma canımBizim sıcağımız şiir sıcağı canımYunus Emre sıcağıPişirir Kerem’i yakmazToprağımız
O SEN KİMDİN
Bugün de yalnız bırakmadım geceyiBirlikte gezindik karanlık sokaklardaKör pencerelerin altlarındaBurgaçlarında daracık çıkmazlarınYağmur yedikRüzgâr yedikDon tuttukKaldırım taşlarında ayazlarınSen görmedin Beynimin kılcal dehlizlerindeDipsiz bucaksız bir evrendeYürüdük düşe kalkaMilyonlarca hücrede milyonlarca düşünceyleAydınlığıIşığıKendi güneşimizi aradıkYarım zamanlı da olsaGece erdi muradaBenim bütün hesaplarım şaştıTek başıma kaldım buradaSen görmedin Sen görmedinBoğum boğumNasıl da ağırNasıl da yoğunÇöktüğünü üzerimeKendi karanlıklarmınHavada tek bir martı bile uçmayanOkyanuslar
ELLERİN SEVDA
ELLERİN SEVDA-Tülay’a- Ellerin sevgili ellerin sevdaEllerin var olmak ellerin hayatNe zaman tökezler kalırsam dardaEllerin dermanım ellerin kanat Ellerinle bunca yıldır yazılanEllerin şiirim ellerin öykümBir başka bestedir ruha süzülenEllerin şarkımdır ellerin türküm Ellerin emektir ellerin nimetBesleyen büyüten bir kutsal anaÜreten dağıtan Tanrı’ca cömertEllerin elimde ne mutlu bana Osman GökçeBornova, 14 Şubat 2015
SEÇKİ-111 SİVAS YOLLARINDA
Sıvas yollarında geceleriKatar katar kağnılar giderTekerleri meşeden.Ağız dil vermeyen köylülerOdun mu, tuz mu, hasta mı götürürler?Ağır ağır kağnılar giderSıvas yollarında geceleri. Ne, yıldızlar kaynaşır gökyüzünde,Ne sevdayla dolar taşar gönüller.Bir rüzgâr eser ki bıçak gibiEl ayak şişer.Sıvas yollarında geceleriAğır ağır kağnılar gider. Kamyonlar gelir geçer, kamyonlar giderToz duman içinde,Şavkı vurur yollara,Arabalar dağılır şoförler söver,Sıvas yollarında geceleriKatar
SEÇKİ-182- GİDEN GELMEZ
İşittim ki benim için ağlıyormuşsun,Hâlâ adım düşmüyormuş dudaklarından!Geçenlerde bir yolcudan beni sormuşsun,Metrûk, ıssız bir manastır gibiyniş odan! Çamlıklarda tek başına geziyormuşsun,Gözyaşların anıyormuş eski günleri..Ümidini siyah ufuklarda yormuşsun,Sanmışsın ki giden günler gelecek geri! Artık elâ gözlerinin altı çürümüş,Bahçendeki kuşlar gibi susmuş kahkahan!Kalbini bir dul mevsimin hüznü bürümüş… Akşamları son yolcular geçerken kırdanNazarların dalıyormuş yıllardan beriBir seyyahın bekleniyor gibi haberi! Yusuf
SEÇKİ-180, PaoLa.
SEÇKİ-180, PaoLa. bir akşam çıktım sokaklarda yalnız dolaştımseni aradımsen belki uyuyordun paolabelki beni düşünüyordunbelki de yalnızlığına kapanmışağlıyordun niye ağlardın paola bu güzelsonbahar gecesindeniye sen de bir sevinçle heyecanlanmazdınşu bir tadımlık dünyada…..bir akşam gök ufak ufaktıbense deli deliydimkuvvetliydim ama hür değildimuçmak bir yerlere kaçmak istiyordumkaçsam da nereye gidebilirdim paolakim bana bir yudum subir lokma ekmek verirdi kaçsam sen ne