BU AKŞAM YİNE SENİN
Bu akşam yine senin geçmiş mektuplarınıBirer birer okudum sayfalar ıslanarakSen evlenmeden önce bana yazdıklarınıYine o günkü gibi sözlerine kanarak Sonra işte onları masanın üzerindenToplamadan söndürdüm ışığı soyunarakTekrar kanatılırsa bir yara ki derindenUyunur mu sanırsın yatakta kıvranarak Hayalin renk verecek gece rüyalarımaBoş odam yalnız senin varlığınla dolacakBu mektuplar sinecek bütün eşyalarımaDuvarlar bile bir gün aşinası
BİR RESMİN ARKASINA-3
Titriyor dudaklarım dua edercesineGözlerim kan çanağı size yalvarıyorumResminizin önünde bak tapınırcasına Tanrı katıymış gibi secdeye varıyorum Bir hayal aleminde dudağına dudağımÇekersiniz diyerek ürpertiyle uzandıGözlerimden dökülen damlalarla yanağımOyum oyum sevgilim bir alev gibi yandı Osman GökçeBeritten beri, 2008
BİR RESMİN ARKASINA-2
Kimi der ki yıllardan arta kalan bir tortu Kimi der ki hatıra yaşanılan bir andır Bence al çehresine örtü üstüne örtü Çekmiş bir gül ki ondan anlayabildiğindir Osman GökçeBeritten Beri, 2008
BİR RESMİN ARKASINA-1
Kudretim bulunsa da dile getirebilsem Bir gün garip bülbülü güle getirebilsem Gerçi hoş değilse de hayatımın akışı Geçen kara günleri ele getirebilsem Heyhat temennilerle hep kandım kandırıldım Ümit etmekten bile artık bıktım yoruldum Sonundan ne beklenir daha işin başında Bir küçücük dal gibi yere düştüm kırıldım Osman GökçeBeritten Beri, 2008
AŞK ÖLÜR MÜ
Bin asır ötesinden mi desemYoksa daha dün müydüSen asmaların arkasından bakıyordunYaprak yeşili gözlerine çiğ düşmüştüÇaresizlikler içindeydinVe sanki tüm uğursuzluklarTüm umutsuzluklarBaşına üşüşmüştüTir tir titriyordun bir ağustos sıcağındaKader denen bir avcının ağında. Yanakları yayla kırmızısıBasma fistanlı kızMor belikli kor yürekli kızNe çok ağustoslar geldi geçtiHiç düşündün müAsmalar bin kere yaprak döktüVe ben bin kere döküldümBin kere öldümGördün müYeniden
KÖYLÜ KIZI
Şimdi bütün kalbimle sevdanı duyuyorum Nemli kirpiklerimle içerimde bir sızı Düşlerimde her gece kolunda uyuyorum Gözümde ilahlaştın mazideki köy kızı Gönlümde senin sevgin, günden güne artıyor Ruha akseden rengin benliğimi yırtıyor Bir gurup vakti gibi kızıllığın örtüyor Pembeleşen yanağın dünden daha kırmızı Bilmem hatırlar mısın pervane döndüğümü Gençlik rüzgarlarıyla parlayıp söndüğümü Saçlarınla örülmüş aşkın bu kördüğümü Boğulacağım,
AKDENİZ KIYISI
Akdeniz kıyısında bir yerdeyim Hanımeli kokuyor bahçeler Yollar, sokaklar, evlerin içiYataklar, yorganlar, yastıklar Hanımeli kokuyor sevgilinin saçıEğil dallar eğil Hanımeli olmazsa Akdeniz kıyıları bile güzel değil. Osman GökçeBeritten Beri, 2008
ŞİİR ŞÖLENİ
Şimdi şiir şölenindeyimSaçlarından savruluyor dizelerŞiir kokuyorsun bir baytaran çiçeği gibiBerit Dağı’ndanŞiir dokuyorsun ilmik ilmikŞiir bağındanOturmuşsun Tanrının çardağınaKurulmuşsun keyfinceŞiir okuyorsun güz bahçelerimeİlkbahar coşkusundaBir pınar gibi sesinOkuyan sen okunan da sensin Osman GökçeBeritten Beri, 2008
MAVİ HÜZÜN
Mavi gökMavi denizMavi hüzünNasıl da bir araya geldinizYaşamak böyle güzelBöyle doludizginBulutlarla böyle sevişirken rüzgarlarDelice ve özgünKendi bildiğince yağarken yağmurlarİzinsiz, ruhsatsız, özgürKırlarda çiçekler açmış, ağaçlar gürGöğe dikmiş dağlar başınıYıldızlara yürür Geldik derken sonunaBir uzun yolculuğunBir amansız yokuşunTam tutarken elini mutluluğunKim bozdu yuvasınıKanadını kim kırdıGurbetteki kuşun? Osman GökçeBeritten Beri, 2008
ÇARESİZLİK
Bulutlar yere indi Gökler avuçlarımın içinde Mum yakıyor yolumda yıldızlar Güneşi meşale diye tutuyorlar Bense önümü göremiyorum Ol dediğim yerde oluyor herşey Masal kahramanlarına inat Ayrı gezegenlerde ayaklarım Uzaklık kavramı kalmadı hızımdan Ama bir türlü sana ulaşamıyorum Yer yerinden oynuyor nefesimin rüzgarından Bir ünlesem Fizan’dan duyulur sesim Uykudan uyanır doğmamış çocuklar Kutup yıldızından gelir yankısı Bir tek