ERİCEK SÖZCÜĞÜNÜN KÖKENİ
Osman Gökçe
Sözcüklerin parmak izleri vardır. Suçbilimde (Kriminoloji) insanın parmak izleri ne ise adbilimde (Onomastik) de sözcükler odur.
Dilbilimin bir alt dalı olan, adların kökenleri ve anlamları ile uğraşan adbilim tarih, coğrafya, sosyoloji vb pek çok bilim dallarına kaynak ve dayanak oluşturan veriler sunar, bilgiler üretir. İnsan adları, hayvan adları, yer adları yani kısaca tüm ad çeşitleri üzerinde araştırmalar yapar.
Diğer yandan, söz ve sözcükler inançsal anlamda da çok önemsenmiştir. Örneğin, Oniki Havari’nin en genci olan Yuhanna’nın İncili’nin girişindeki ilk cümlesi “Önce söz vardı” biçimindedir. İslamda da inanç esaslarını inceleyen ilme Kelam (Söz) ilmi adı verilmektedir.
Yani söz, ister bir ad isterse de ad dışı bir anlamda ve anlanda kullanılmış olsun genelde hep önemli bir öge olarak değerlendirilmiş ve ele alınmıştır.
Ancak, Ericek sözcüğünün kökenini konu alan bu çalışma, tam olarak da onomastik bir çalışma değildir. Ne var ki onomastik kapsamında da değer taşıyabilecek bazı ögeler de içerebilecektir.
Ericek sözcüğünün kökeni konusundaki merakım yeni değildir. Daha ortaokulda iken köyümüzün mekteplileri ile bu sözcüğün nereden geldiği ve ne anlam taşıdığı konusunda tartışmalarımız olurdu. Fakat bu ve benzeri tartışmalar, anılarımı yazmaya başlayıncaya kadar yalnızca bir söyleşi konusu olarak kaldı. Bir bölümünü “Berit’in Gözyaşları” adı altında yayımladığım anılarımı yazdığım sırada ve bunu izleyen süreçte bu konuyu yazmam gerektiği düşüncesine kapıldım.
Sözünü ettiğim kitabı yazarken gördüm ki Ericek sözcüğü yalnızca benim köyüme konulmuş bir ad değildi. Türkiye’nin çeşitli yörelerine yayılmış 16 adet yer adı Ericek’ti. Bu çalışmaya girişmemin en önemli güdülerinden birisi bu olgudur.
Bir diğer temel güdü de bir elin parmaklarını geçmeyen sayıda bir grup arkadaşımla, ayağımızda bir ham çarık, bacağımızda bir şayak şalvar ve sırtımızda bir yakasız gömlekle gözlerimiz yaşla dolarak terkettiğim köyümüze karşı yüreğimde hiç eskimeyen ve tersine hergün biraz daha güçlenen gönül bağımdır.
Çalışma sözlü ve yazılı kaynaklara dayalı olarak gerçekleştirilmiştir. Telefon aracılığı ile muhtarlar, köy büyükleri, köyün okumuşları ve Halk Eğitim Merkezleri yetkilileri ile görüşülmüştür. Yazılı kaynaklar olarak da sözlükler, ansiklopediler ve diğer basılı kaynaklarla birlikte internetten yararlanılmıştır.
Elde edilen bulgu ve bilgiler ve bu bulgu ve bilgiler çerçevesinde yapabildiğim çıkarımlar, anlaşılabilirliği olabildiğince en üst düzeyde tutmak düşüncesiyle, maddeleştirilerek aşağıda sunulmuştur :
1. Türkçede, Azeri Türkçesinde, Başkurt Türkçesinde, Kazak Türkçesinde, Özbek Türkçesinde, Tatar Türkçesinde, Türkmen Türkçesinde, Uygur Türkçesinde, Arapçada, Ermenicede, Kürtçede ve Rusça’da Ericek sözcüğü bulunamamıştır. Yani Ericek, Türkçede ve araştırılabildiği kadarı ile sayılan diğer bu dillerde anlamlı bir sözcük olarak geçmemektedir.
2. Sözlük ve ansiklopedik araştırmalarda yalnızca 1 kayıt bulunabilmiştir. O da Türk Dil Kurumu’nun Türkiye Türkçesi Ağızlar Sözlüğü’nün 5. cildindeki kayıttır. Bu kayıtta Ericek, Amasya ili Merzifon ilçesi Gümüşhacıköy’de Sahur yemeği anlamında kullanılmaktadır. Aynı yerde bir de Ericek ekmeği kaydı bulunmaktadır.
3. Sözlüklerde ericek sözcüğü yok ama divan şiirinde ve tasavvuf şiirinde bu sözcüğün yaygın bir biçimde kullanıldığı görülmektedir. İşte bazı örnekler:
Hazret-i hünkâr mezarı göricek
Hazret-i Seyyid Sultan’a ericek
Hamdi
Her muradı öz alır göz görücek
Her merama göz erer öz ericek
Seyyid Osman Hulusi
Ma’şûktan ericek kemend
Uşşâkı eyler kayd ü bend
N’itsin Hüdâyî derd-mend
Âh n’ideyin gönül seni
Aziz Mahmut Hüdayı
Hakk ile bâtılı bu vak’a eder çunki temyîz
Ericek şehr-i gamm mâtemi feryâd edelim
Ahmed Servet
Bakiya gel olalım kâbe-i dil yoluna peyk
Diyelim sen o nidâ ericek âhir lebbeyk!
Girelim râh-ı Hudâ’ya deyüp ess’yû aleyk!
Ne Necâtî ne güzeller ne selâm ü ne aleyk
Necati
Bu dizlerde geçen ericek sözcüğü ermek fiilinden türetilmiş olup erince, ulaşınca anlamındadır. Bu tür sözcük türetimine başka örnekler de verilebilir :
Miskin Yunus ölücek sini nurla dolucak
İman yoldaş olucak ahirete şir gider
Yunus Emre
Can bedenden uçucak menziline göçücek
Olcihana geçicek göze ayan olasın
Yunus Emre
Günümüzde kullanılmamakla birlikte, verilen örneklerde de görüldüğü gibi, ermek sözcüğünden türetilmiş bir ericek sözcüğü de bulunmaktadır. Ancak burada (e) harfi uzatılarak telaffuz edilmektedir. Tıpkı cebimize soktuğumuz elimiz gibi değil de memleket anlamında kullandığımız elimiz örneğindeki gibi.
4. Aşağıda, ericek sözcüğünün nasıl üretilmiş ya da nasıl türetilmiş olabileceği konusunda bir yorum yapılabilmesi için, Türkiye’deki köy adları içinde Ericek sözcüğüne en yakın olan diğer köy adları verilmiştir. Bunlar şunlardır (Çizelge 1) :
Çizelge 1. Türkiye’de Ericek Benzeri Köy Adları
Köy |
İlçe |
İl |
Eğrice |
Pazarcık |
Kahramanmaraş |
Eğricek |
Koyulhisar |
Sivas |
Eriç |
Kemah |
Erzincan |
Erikbağı |
Adilcevaz |
Bitlis |
Erikbelen (2 adet) |
Havza, Başçiftlik |
Samsun, Tokat |
Erikdere |
Kahta |
Adıyaman |
Erikdibi |
Aydıntepe |
Bayburt |
Erikköy (2 adet) |
Mesudiye,Taşköprü |
Ordu, Kastamonu |
Erikler (2 adet) |
Merkez, Babaeski |
Kırklareli |
Erikli (16 adet) |
Çeşitli |
Çeşitli |
Eriklice (2 adet) |
Şarköy, Merkez |
Tekirdağ, Kırklareli |
Eriklik uzantılı (4 adet) |
Çeşitli |
Çeşitli |
Erikli uzantılı (5 adet) |
Çeşitli |
Çeşirli |
Eğirler (3 adet) |
Yalvaç, Beyşehir, Simav |
Isparta, Konya, Kütahya |
Eğri uzantılı (48 adet) |
Çeşitli |
Çeşitli |
Erecek (5 adet) |
Akçakale, Yazıhan, Refahiye, Ayvacık, Ayvacık |
Şanlıurfa, Malatya, Erzincan, Çanakkale, Çanakkale |
5. Daha önce de açıklandığı üzere, Türkiye’de Ericek adında 16 adet yer adı bulunmaktadır (Çizelge 2).
Çizelge 2. Ericek Adındaki Yerleşim Yerleri
|
Yer Adi |
İl |
İlçe |
Bucak |
|
|
|
|
|
|
ERİCEK |
ANKARA |
NALLIHAN |
BEYDİLİ |
|
|
|
|
|
|
ERİCEK |
AYDIN |
BUHARKENT |
BUHARKENT_MrkBucak |
|
|
|
|
|
|
ERİCEK |
BALIKESİR |
DURSUNBEY |
KAVACIK |
|
|
|
|
|
|
ERİCEK |
BALIKESİR |
MANYAS |
MANYAS_MrkBucak |
|
|
|
|
|
|
ERİCEK |
BİLECİK |
OSMANELİ |
OSMANELİ_MrkBucak |
|
|
|
|
|
|
ERİCEK |
BİNGÖL |
GENÇ |
SERVİ |
|
|
|
|
|
|
ERİCEK |
BOLU |
BOLU_Mrkİlçe |
BOLU_MrkBucak |
|
|
|
|
|
|
ERİCEK |
BURSA |
BÜYÜK ORHAN |
BÜYÜK ORHAN_MrkBucak |
|
|
|
|
|
|
ERİCEK |
BURSA |
GÜRSU |
GÜRSU_MrkBucak |
|
|
|
|
|
|
ERİCEK |
ÇANKIRI |
ILGAZ |
ILGAZ_MrkBucak |
|
|
|
|
|
|
ERİCEK |
DENİZLİ |
ÇAMELİ |
ÇAMELİ_MrkBucak |
|
|
|
|
|
|
ERİCEK |
GİRESUN |
ESPİYE |
ESPİYE_MrkBucak |
|
|
|
|
|
|
ERİCEK |
GÜMÜŞHANE |
ŞİRAN |
ŞİRAN_MrkBucak |
|
|
|
|
|
|
ERİCEK |
KASTAMONU |
SEYDİLER |
SEYDİLER_MrkBucak |
|
|
|
|
|
|
ERİCEK |
KAHRAMANMARAŞ |
GÖKSUN |
ÇARDAK |
|
|
|
|
|
ERİCEK |
MUŞ |
BULANIK |
BULANIK_MrkBucak |
|
|
|
|
|
Bu yer adlarına iki ek daha yapmak gerekir. Bunlardan birisi Ordu ili Kumru ilçesi sınırları içerisinde bulunan Ericek Yaylası’dır. Bu yayla günümüzde turizme açılmak istenen bir Karadeniz yaylasıdır. Diğeri de Erzincan ili Kemah ilçesinin Eriç köyüdür. Çünkü Eriç köyünün resmi olmayan diğer adı da Ericek olarak geçmektedir yazılı belgelerde.
Ericek adlı bu köylerle ilgili olarak elde edilen bilgi ve bulgular şöyledir :
5.1. Ercicek Köyü-Nallıhan İlçesi-Ankara İli
Köyün adı ile ilgili şu bilgiler verilmektedir :
Bir rivayete göre 1071 yılından sonra Anadolu’nun Türkleşme döneminde Oguzların kayı boyundan Fakıh ve Ercep adında iki kardeş Sakarya nehri boyunca gelip bu nehrin kollarından olan Kızıldere Çayı’na dönerler. Kızıldere Çayı’nda bir süre ilerledikten sonra bu çaya doğu ve batı yönünden tam karşılıklı akan iki dere önünde iki kardeş ayrılır. Adı Fakıh olan batı yönünden gelen dere yönünde gider. Ercep ise doğudan gelen dere yönünde ilerler. Ercep 6-7 km sonra önüne çıkan düzlükleri yurt tutar ve oraya yerleşir. Ercep ailesi zamanla büyür, gelişir ve günümüzün Ericek köyü oluşur. Fakıh, Ericek köyünün tam karşısındaki dağın zirvesine yerleşir ve bu gün Bolu Göynük sınırları içerisindeki Gürpınar köyü (Eski adı Fakılar) oluşur.
Bu köy 86 haneli küçük bir orman köyüdür. Kendilerini Oğuz Türkmenlerinden saymaktadırlar. Biz Manavız diyenler de vardır. Manavlar hakkında kaynaklarda da şu bilgiler verilmektedir (http://tr.wikipedia.org/wiki/Manavlar) :
Manavlar, Anadolu Selçuklu’dan artakalan ve yerleşik yaşama geçmiş olan Türkmen halkıdır. Anadolu’nun çeşitli yörelerine dağılmışlardır.Manav sözcüğü, Türkçe’de çiftçilikle uğraşan ve geçimini ürettikleri ürünleri satarak sağlayan insan ya da insan topluluğu anlamına da gelmektedir. Anadolu’ya ilk göçen Türkmenlerin, yerleşik hayata geçip tarım faaliyetlerine başlamalarından sonra bu sözcük kullanılmış olabilir.
Manavlar, Türkçe konuşurlar. İkinci dilleri ya da mahalli dilleri yoktur.
Manav sözcüğü, 1291 tarihindeki kayıtlarda geçmektedir. Yıldırım Bayezid döneminde İstanbul’un alınması amacıyla yapılan kuşatma kaldırılırken, yapılan anlaşma gereği Sirkeci’de bir Türk mahallesi kurulması şartına uygun olarak Göynük ve Taraklı’dan 760 hane Manav İstanbul’a yerleştirilmiştir. Yani İstanbul’a yerleştirilen ilk Türklerin, bu yöreden giden Manavlar olduğu ileri sürülmektedir.
5.2. Ericek Köyü-Buharkent İlçesi-Aydın İli
Küçük bir orman ve dağ köyüdür. Nüfusu 305’tir (2007). Muhtar “Biz Karakeçili Yörüklerindeniz” demektedir.
Köyün adı konusuında açık bir bilgi yoktur. Ancak yaşlılardan aktarıldığına göre, bu yöreye gelen Karakeçili Yörük obası, yukarılar kar ve kış olduğu için kısa bir süre aşağıda, ovada eğlenirler. Karların erimesini beklerler. Yörük kocaları “Acele etmeyin, karlar eriyecek ve yukarılara çıkacağız” derler. Bahar erişince karlar erir ve bugünkü yerleştikleri alana çıkarlar. Ericek adı da bu kar erimesi olayından kaynaklanır.
Karakeçili Yörükleri ile ilgili özet bilgiler şöyledir :
Karakeçililer bir Türkmen aşiretidir. Yaygın olarak yaşadıkları yerler Adana, Diyarbekir, Siverek, Eskişehir, Siirt, Birecik, Ankara, Kütahya, Ruha (Urfa), Rakka, Aydın, Kırşehir, Balıkesir, Haymana, Manisa, Trablus-Şam, Kula, Eşme (Kütahya), Bursa, Alaşehir’dir.
Karakeçili aşireti, Osmanlı Devleti’ni kuran Kayı boyuna mensuptur. “Kayı”, sağlam, metin, güçlü ve kuvvetli anlamlarına gelmektedir. Kayı boyu Oğuzların en büyük boyu olup, Bozoklara tâbidir.
Anadolu’nun Türkleşmesinde büyük rol oynayan Karakeçililer, 11. yüzyıldan beri varlıklarını hissettirmişlerdir. Karakeçililer, Osmanlı kayıtlarında “Ulu Yörük” şeklinde anılan ve diğer bazı boyları da ihtiva eden birliğin bir koludurlar.
Karakeçililer, Süleyman Şah ile Ertuğrul Gazi idaresinde, Fırat nehrini takip ederek Rakka üzerinden Anadolu’ya gelmişlerdir. Bu göç esnasında yaklaşık 8000 civarında Karakeçili Urfa yöresine gelmiş ve burada ikâmet etmişlerdir. Sonra bunların bir kısmı Konya, Bursa, Eskişehir, Bilecik ve Gaziantep’e yerleşmişlerdir. Bunun yanında yine Urfa’ya mücavir olan Halep ve Arappınar (Mürşitpınar) ile Elazığ çevresine yerleşenler de olmuştur. Elazığ Karakeçililerine “Çarsancaklı” denilmektedir. Gaziantep havalisine yerleşen Karakeçililer ise, “Albayramlar” adıyla anılırlar.
15.3. Ericek Köyü-Kavacık Bucağı-Dursunbey İlçesi-Balıkesir İli
Küçük bir orman köyüdür. Nüfus 203’tür. Köyün adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında açık bir bilgi yoktur. Sındırgı’dan hayvanlarla gelip burayı yayla olarak kullanan bir Karakeçili oymağı oldukları ve daha sonra da burayı yurt tuttukları bildirilmektedir (www.wikipedia.org/wiki/Ericek_Dursunbey)
Muhtardan alınan bilgiye göre de, buraya Aydın’dan gelmişler ve yaylak olarak kullanmışlar. Sonra da burayı yurt tutmuşlar. Yaylaya geldiklerinde çadırların biraz ilerisinde büyük bir erik ağacı ve dibinde de bir pınar varmış. Köyün adı bu erikten kalmış. Köydeki söylentinin böyle olduğu bildiriliyor.
15.4. Ericek Köyü-Manyas İlçesi- Bakıkesir İli
Manyas’a 15 km. uzaklıkta bir orman köyüdür. Nüfusu 176’dır.
1607 yılında Karamanoğulları Beyliği’nin yıkılmasıyla Balkanlar’a gönderilen Antalya, Mersin, Konya, Karaman, Adana, Kırşehir, Yozgat ve Kayseri’den olan yöre ahalisinden Anadolu’ya 1878’de geri göçle gelen insanların kurduğu bir köydür. Köyün Kurucusu Kerim Ağa Taşçeviren’dir. Bulgaristan Kırcaali ve Kızanlık’tan gelmiş göçmenlerdir. Bunlar önce Manyas Eşen Köyü yakınına yerleşmiş olup daha sonra sivrisinek ve sıtma hastalığı sebebiyle Koca Kaynak çeşme etrafına yerleşmişlerdir.
Köyün ismi, köyü kuran göçmenlerin uzun yolculuklarının ardından ilkin bir başka köye yerleştirildikten sonra tekrar göç ederek geldikleri bu yer için “Ere ere buraya erdik” demelerinden gelmektedir.
Ayrıca, isimle ilgili bir başka görüş de bu adın “Burası da bir gün mamur olacak” anlamında söylenen “Erecek” sözünden geldiğidir.
Köy halkı birbiriyle akraba gibidir. Düğünlerde ve cenazelerde köy halkı hep birliktedir. Köyün işleri imece ile ve uyum içinde yapılır. Köyün ünlü yemekleri ve tatlıları yabani eriklerden yapılan pekmez ve bundan yapılan pekmez hoşafı, muhacır tarhanası, kıvırma adı verilen yoğurtlu börek, papara, şaştım aşı, keşkek, paça, dizmanadır. Köyde kiraz, erik, ceviz, fındık, armut bol olarak yetişir. (http://tr.wikipedia.org/wiki/Erecek,_Manyas).
15.5. Ericek Köyü-Osmaneli İlçesi- Bilecik İli
Küçük bir orman köyüdür. Nüfus 292 ve hane sayısı 75’tir. Muhtardan alınan bilgiye göre 1893 Tarihinde Bulgaristan’dan gelen göçmenlerin kurduğu bir köydür. Asılları ise Karakeçili Yörükleridir.
Köyün adının nereden geldiği bilinmiyor.
15.6. Ericek Köyü-Genç İlçesi-Bingöl İli
Servi’ nin batısındadır. Eski adı Hemsur’dur. Diri çayının her iki yakasında yerleşmiştir. Geçimi tarım ve hayvancılık üzerinedir. Alaaddin ve Eskibağ köylerinden geçen dere burada Diri çayına dökülmektedir. Eski bir yerleşim merkezi olmasına rağmen mezarlık dışında her hangi bir kalıntı yoktur.
Köyün yaşlılarından öğrenildiğine göre eskiden köy çok büyük olup 4 tane camisi varmış. Ancak şimdi hiçbiri yoktur. Köyde maden suyu vardır. Suyun arkasındaki tepede yaşlıların anlattıklarına göre bir mağara vardır. Ancak şimdi kapanmıştır (http://www.servi.bel.tr/koy.htm#ERİCEK)
Köyün adı ile ilgili bir bilgiye ulaşılamamıştır.
15.7. Ericek Köyü-Merkez İlçesi-Bolu İli
Küçük bir dağ ve orman köyüdür. Nüfusu 279’dur (2007). Muhtardan alınan bilgiye göre, Türkçe’den başka dil konuşulmayan bir Yörük köyüdür. Karakeçili Yörüklerinden oldukları söylenmektedir.
15.8. Ericek Köyü-Gürsu İlçesi-Bursa İli
Daha önce Gemlik ilçesine bağlı olan köy bugün artık Gürsu ilçesine bağlıdır. Gürsu’ya 19 Km. uzaklıktadır. Katırlı Dağları’nın ortasında, çok az düzlük olan bir yerleşim yeridir. Nüfusu 221’dir (2007).
Bildirildiğine göre, köyün adı erişmek, ulaşmak anlamına gelmektedir. Ancak, bu konuda başka bir söylenti daha bulunmaktadır :
Bir zamanlar köye bir ermiş kişi gelir. Acıkır ve susar. Köylülerden yiyecek içecek ister. Köylüler de vermezler. Bunun üzerine ermiş kişi ya da derviş beddua eder “Köyünüz erisin gitsin, yokolsun” der. Buradaki erimek sözcüğünden köyün adının kaldığı da iddia edilmektedir.
Köyün XV. Yüzyılda Yenişehire bağlı olduğu anlaşılmaktadır. Harem-i Hümayın yani Medine Vakfına ait bir köydür. Geliri Kabe’nin gideri için harcanmaktaydı. 1530 Tarihli tahrirat defterine göre Erücek olarak anılan bu köyün diğer adının Oruçbey olduğu yazılıdır. Büyük olasılıkla Tümirtaş Paşanın çocuğu olan Oruçbey ile ilgili bir köydür (http://tr.wikipedia.org/wiki/Ericek_k%C3%B6y%C3%BC,_G%C3%Bcrsu).
15.9. Ericek Köyü-Büyükorhan İlçesi-Bursa İli
Bir dağ köyüdür. Nüfus 219’dur (2007). Köyün tarihi ve adı konusunda bir bilgiye ulaşılamamıştır.
15.10. Ericek Köyü-Ilgaz İlçesi-Çankırı İli
Köy muhtarından alınan bilgiye göre, köy 51 nüfuslu bir dağ ve orman köyüdür. Türkçe dışında dil konuşulmuyor, Sünni inançtadırlar.
Köyün geçmişi ve adının nereden geldiği konusunda bir bilgi ve söylenti yok.
15.11. Ericek Köyü-Çameli İlçesi-Denizli İli
Bir dağ ve orman köyü, nüfusu 150, ilçeye uzaklığı 30, ile uzaklığı 140 km. dir. Muhtardan alınan bilgiye göre, köy bir başka köyün mahallesi iken yakınlarda köy olmuş. Ataları yörükmüş. Köyün adı hakkında bir bilgi yok.
15.12. Ericek (Eriç) Köyü-Kemah İlçesi-Erzincan İli
Dilleri Türkçe, inançları Sünni, nüfusu 154 olan küçük bir dağ köyüdür. Köyün adının yiğit ve mert anlamına gelen er sözcüğünden türediği ileri sürülüyor.
Bir zamanlar 40 hane olan köy şimdi 16 hane kalmış. 1944’de açılan köyün ilkokulu, öğrenci olmadığı için 1989’ da kapatılmış. Köy, Zovik ve Kunt Dağlarının eteklerindedir. İçinden Gelin Deresi akar. Bu dere, ilkbaharda tabiatın bir gelin gibi süslendiği, servilerin nazlı nazlı salındığı mevsimde coşarmış ve yaza doğru da tükenirmiş. Köyün gelinleri kışın sonunda “Bahar temizliği’ni” bu derede yaparlarmış. Onun için adına Gelin Deresi demişler.
Tahrir Defterlerindeki kayıtlara göre, 1516 da ıssız ve harap bir halde bulunan köye 9 nefer sipahi ve 5 eşkincü yerleştirilmiş ve köyü mamur etmek karşılığında köyün yıllık hasılatı da kendilerine tahsis edilmiştir.
Muhtarın verdiği bilgiye göre, köye ilk yerleşenler Elazığ taraflarından gelen ve adları Haydar Ağa, Serdar Ağa ve Yekta Ağa olan kişilerdir. Yayla için davarlarıyla gelen bu ağalar, kışın karların birden bastırıp yolları kapatmasıyla burada kalmışlardır (www.eicekkoyu.com).
15.13. Erecek Köyü-Refahiye İlçesi-Erzincan İli
Erecek Köyü, Kemah beylerinden Sagiroglu’nun kahyalarindan Temir Timur Aga tarafindan tahmini olarak 18. yüzyilda ve beyin izniyle kurulmustur.
Köye ilk gelen aileler Rızvanoğlu (Gürbüzler), Bayramoğlu (Bayırlar), Ovalıgiller (Hilmi Su), Zennecioğullari (Taşlar), Tunceli-Pertek’ten Dero oğulları (Aydoğdular), Selahgiller (Yaldızlar), Kemah’tan Recepoğulları (Bulutlar), yine Kemah’tan Reşitoğulları (Sultangil), 1896’da Kafkasya’dan Gürcü Muhacirler (Tüzünler), Türkmenistan’dan Demirciler’dir.
Bugün köy 60 haneli küçük bir köydür. Halkı Türk ve Sünni’dir.
Kemah Beyinin marabacıları Ermeniler olduğundan bölgeye bir kilise kurmuşlar ve Vank Vadisi adını vermişlerdir. Bu vadide 19 muhtarlık vardır. Ancak köyde yaşayan Türkler “Vank” yerine köye “Mank” demişlerdir. 1958’e kadar bu isimle anılan köy Cumhuriyet idaresince “Erecek” Köyü olarak ismi Türkçeleştirilmiştir. Ermek yani ulaşmak sözcüğünden türetilmiştir (http://www.erecekkoyu.com , http://site.mynet.com/erecekkoyurefahiye ).
15.14. Ericek Köyü-Espiye İlçesi-Giresun İli
Köy bir dağ ve orman köyüdür. Nüfusu 1237’dir. Ericek Espiye’nin ilçeye en uzak köyüdür. Ericek’ ten yukarda yaylalar başlamaktadır. Ama gerek yol, gerek elektrik ve gerekse telefon bakımından son derece iyidir.
Köyün kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte çok eski bir yerleşim yeri olduğu sanılmaktadır. İlk gelen insanlar Hanyanı denilen yere yerleşmişlerdir. Daha sonra Ericeklicek adı verilen yere yerleşmişler ve buranın ismini Ericek olarak değiştirmişlerdir.
Köyün içinden geçen derenin üzerinde tarihi bir taş köprü bulunmaktadır. 3 tane harabe han vardır. İsimleri Ericek Hanı, Ardıç Hanı ve Palçık Hanı’dır. Ayrıca 25 km uzunluğunda taş döşemeli yol bulunmaktadır. Bu yol ilçeyi ve köyleri iç kesimlere bağlayan bir yoldur. Ericek balı meşhurdur. Bir çok hastalığa devadır. Köyün geçim kaynağı ormancılık hayvancılık ve arıcılıktır. Köyün tabii manzarası çok güzeldir. Köy İç ve dış turizme açılmayı beklemektedir (http://tr.wikipedia.org/wiki/Ericek,_Espiye).
Köyün 20 yıl muhtarlığını yaptığını belirten Eşref Uçar, tümü Türkçe konuşan Ericeklilerin Çepni Türkmenlerinden ve Sünni olduklarını bildirmekte ve köyün adı ile ilgili olarak da şu öyküyü anlatmaktadır :
Bugünkü Ericeklilerin dedeleri buraya ilk geldiklerinde daha yukarılarda orman içine yerleşmişler. Bu insanlara dağdan hergün bir yaban keçisi iner sütünü sağdırır ve tekrar dağlara dönermiş. Yani Asena gibi dağ keçişi bu insanları beslermiş. Bir zaman sonra orman içindeki bu küçük obaya bir gelin gelmiş dışardan, başka köylerden. O gelin bu öyküyü küçümsemiş ve buna inanmamış. Ama o gelinle birlikte dağ keçisinin de son gelişi olmuş. Son olarak sütünü veren keçi o gelin yüzünden son kez sütünü sağdırmış ama giderken süt güleğine bir tekme atıp devirmiş, sütü dökmüş. Çepniler çok beklemiş keçi gene gelir diye. Ama gelmemiş. Bunlar da bu uğursuzluktan kaçmak isteyip kendilerine yeni bir yer aramışlar. Eriklerin bol olduğu ve bu yüzden Eriklicek diye anılan bir yeri beğenmişler. Bu yer şimdiki yerdir. Buraya yerleşmişler. Eriklicek adı da zaman içinde Ericek’e dönüşmüş.
15.15. Ericek Köyü-Şiran İlçesi-Gümüşhane İli
Küçük bir orman köyü olup nüfus 83’tür. Muhtardan alınan bilgiye göre, köyün eski adı İslam Tersün’dür. O yörede 3 Tersün köyü varmış o günlerde : Aşağı Tersün, Yukarı Tersün ve ortada kalan Tersün. Bu ortadaki Tersün diğerlerinden ayırt edilsin ve bunun da bir ön adı olsun istenmiş. Yukarı Tersün Alevi olduğu için kendilerine Sünni anlamında İslam Tersün adını koymuşlar. Bu ad daha sonra yakınlarında bulunan Ericek mezrasının adını alarak köyün adı Ericek olmuş.
Ericek Mezrası’nın adının nereden geldiği bilinmemektedir. Bir söylenti de yoktur. Köy halkı Türkçe’den başka dil bilmemektedir. Sünni inanca sahiptirler. Kökenleri hakkında da bir bilgileri ve duyguları yoktur.
15.16. Ericek Beldesi-Göksun İlçesi-Kahramanmaraş İli
Beldenin nüfusu 3497’dir (2007). Güneyinde Berit Dağı ve Kınıkkoz köyü, doğusunda Karadut köyü ve batısında Çardak beldesi bulunmaktadır.
Ericek Belediyesi 1990 yılında kurulmuştur.
Ericek’in kuruluşu tam olarak bilinmemektedir. Oğuz boylarından oldukları söylenmektedir. Temelde, kendilerini Türkmen soyundan sayan ve biri Kıraçlar diğeri de Tecirli olduklarını ileri süren iki aşiret vardır. Bunların dışında çeşitli zamanlarda ve çeşitli yerlerden gelip yerleşen başka aileler de bulunmaktadır. Bu aşiretler konusunda yani Kıraçlar ve Tecirli aşiretleri konularında daha geniş bilgi edinmek için (www.osmangokce.net) adresine gidilebilir.
İlk yerleşim yeri olduğu söylenen Taşlıtarla yöresindeki eriklere bağlı olarak Erikcek benzetmesinden Ericek adının çıktığı kabul edilmektedir.
Türkçe dışında bir başka dil konuşulmamakta ve tüm halk Sünni ve Hanefi inanacındadır.
15.17. Ericek Köyü-Seydiler İlçesi-Kastamonu İli
Adı ve geçmişi hakkında bilgi yok. Kastamonu’ya 39, Seydiler’e 9 km. uzaklıkta 122 (2000) nüfuslu küçük bir orman köyüdür. Bu küçücük köy 7 adet mezradan oluşmaktadır. Dili Türkçe ve Hanefi inancındadırlar.
15.18. Ericek Köyü-Bulanık İlçesi-Muş İli
Köy hakkında çok az bilgi edinilebilmiştir. Bu köylü olan Bulanık Halk Eğitim Merkezi Müdürü Can Beyden alınan bilgiye göre Ericek adının nereden geldiği bilinmemektedir. Halk kendi atalarının İstanbuldan çıkarak önce Malatya’ya, sonra Ahlata ve en sonunda da buraya geldiklerini kabul etmektedir. Türkçe konuşuyorlar, Sünni inancındalar ve kendilerine Ensari diyorlar. Köyün nüfusu da 321’dir(2000).
xxx
Kısaca özetlenmeye çalışılan bu bilgi ve bulguların ışığında, elbette tartışılabilir olmakla birlikte, yapılan yorum ve çıkarımlar şunlardır :
1. Türkçe sözlüklerde ericek diye bir sözcük yoktur. Bulunma olasılığı olabileceği düşünülen 11 ayrı dilin sözlüklerinde de böyle bir sözcüğe rastlanamamıştır.
2. Buna karşın, bu sözcük temelde yer adları ya da yerleşim yerleri adı olarak yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Ayrıca soyadı olarak da kullanılığı görülmüştür. Hem bu soyadların ve hem de tarama sırasında karşılaşılan Ericek Ekmeği, Ericek Yaylası ve Ericek Han gibi adlandırmaların da yerleşim yeri adlarından kaynaklandığı düşünülmektedir.
3. Ericek sözcüğü sözlüklerde ve ansiklopedilerde bulunmamakla birlikte divan ve tasavvuf şiirlerinde ermek mastarından türetilerek erişince, varınca, ulaşınca anlamlarında kullanılmıştır. Bu şekilde üretilen bir sözcüğün ortaklaşa ve yaygın bir biçimde kullanılan yer adları olup olamayacağı konusunda kesin bir yargıya ulaşmak çok zor gibi gözükmektedir. Erişince, dilbilgisinde bir ad değildir. Dolayısıyla da bir yerleşim yerine ad olarak konulması olasılığı zorlama bir yorum gibi gelmektedir. Buna rağmen, adının ermek sözcüğünden kaynaklandığını ileri süren Ericekliler de vardır.
4. Ericek sözcüğünün türetilebileceği Eğri, Eğrice, Eğricek, Ermek (Olgunlaşma anlamında), Erik, Erimek vb Türkçe sözcükler düşünüldüğünde, halkın anlamı bilinen bu tür sözcüklerden anlamı bilinmeyen bir başka sözcük, hem da yaygın kullanımlı bir başka sözcük türetmesi olasılığı da, hiç olamaz denilmemekle birlikte, akla yakın da gelmiyor. Örneğin, erik sözcüğünden yararlanılarak konulan 39 adet köy adı var ülkemizde. Ama bu adların tümü de Erikbağı, Erikdere, Erikdibi, Erikli, Erklice, Eriklik ve benzerleri gibi anlamlı sözcüklerdir. Böyle olmakla birlikte, aşağıda da açıklandığı gibi bu benzer sözcüklerden ericek diye bir yeni sözcük türetilmesi ya da üretilmesi olasılığı hiç de yoktur denemez.
5. Ericek adını alan köylerle ilgili bazı sınırlı bilgiler yukarıda verilmiştir. Bu bilgilere dayanılarak şu çıkarımlarda bulunulabilir :
5.1. Bir yerleşim yeri olarak ericek adı, Anadolu’nun Türkleşmesi sürecinde ortaya çıkmış bir sözcük olarak gözükmektedir.
5.2. Sıkça görüldüğü gibi, yeni yerleşim yerlerinin adları buralara yeni gelen toplulukların geldikleri yerlerin adları ile bağlantılı olmaktadır. Ancak, ericek adı için böyle bir olasılık çok düşük gözükmektedir. Çünkü Orta Asya’da ve göç yolları üzerinde ericek adına benzer bir yer adı, gerçekte belki vardır ama bu çalışmada bulunamamıştır.
5.3. Ericek ne Orta Asya’da ve ne de göç yolları üzerinde bir yer adı olarak bulunamadığı gibi bir cemaat, bir taife, bir boy ya da benzeri bir topluluk adı olarak da bulunamamıştır.
5.4. Ericek adlı köylerin ve köylülerin çok temel ortak özellikleri vardır. Bunlardan birincisi konuştukları dildir. Tüm ericek köylüleri Türkçe konuşmaktadırlar.
5.5. Bir diğeri, Ericekliler kendilerini tanımlarken bazıları bazı aşiret adları da vererek, bunların tümü Türk olduklarını söylemektedirler. Hem Türk hem de Karakeçili olduklarını söyleyen köy sayısı 3, hem Türk hem de Manav olduklarını söyleyen köy sayısı 2, hem Türk hem de Yörük olduklarını söyleyen köy sayısı 2’dir. Ayrıca 1 köy Çepni olduklarını, 1 köy de Tecirli ve Kıraçlar aşiretlerine mensup olduklarını bildirmişlerdir.
5.6. Başka bir ortak özellik de inançlarıdır. Adı ericek olan bütün köyler kendilerinin Sünni olduklarını ve bazıları da Sünni ve Hanefi olduklarını açıklamışlardır.
5.7. Ericek adlı köylerin nüfus ve yerleşim yerleri özellikleri de çok benzerlik göstermektedir. Bir beldenin (Kahramanmaraş-Göksun) dışında Ericek adlı köylerin hepsi çok küçük dağ ve orman köyleridir. Köylerden kentlere gidenler de sayımda sayıldığı için köy statüsünü koruyorlar. Yoksa hemen hemen hiç birinin köyde yaşayan nüfusu bir muhtarlık olmaya yetmemektedir.
5.8. Benzer kültürler benzer toplumların ve benzer yaşam koşullarının bir ürünü olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye’nin dört bir yanında ericek diye ortak bir sözcük türeten ya da üreten toplulukların da ortak bir kültürü olmak gerekir. İşte böyle bir ortak kültürledir ki bazıları ermekten, bazıları erimekten, bazıları erikten vs şeklinde benzer sözcüklerden yola çıkarak ericek gibi ortak bir sözcük ortaya çıkarılmış olabileceği düşünülmektedir. Yani ericek sözcüğü bu topluluklar arasında var olan ortak bir sözcük türetme ya da üretme geleneğinin ya da kültürünün bir sonucudur denilebilir. Bu nedenle ericek sözcüğü onu üretenlerin yani Türklerin kültürü ve kimliğinin özelliklerini taşıyan Türkçe bir sözcüktür. Özetle, Türklçe yeradbilim çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir sözcüktür.
6. Son olarak şunu da vurgulamak gerekir ki bu çıkarımlara mutlak doğru olarak bakılmamalıdır. Özellikle Osmanlı arşivlerinin incelenmesi ile, bu çıkarımlarla da çelişebilen daha başka sonuçlara da ulaşılabilir.
Bornova, 26.12.2010
Bir yanıt yazın