İZMİR’E KAR YAĞINCA
İzmir’e kar yağınca kor düştü yüreğime
Kar altında köyümü bir gelin gibi gördüm
Hançer gibi saplandı hasretlik sol böğrüme
Malım canım haraçta yad elin gibi gördüm
Kar topu oynadığım ilk sevgilimi andım
Gözü gözüme değdi gözüme bir nur indi
Serin seher yelini onun nefesi sandım
Her derdimi unuttum tüm ağrılarım dindi
Eli elime değdi elime bir od düştü
Kar topunu eriten o günkü eli sandım
Küçük aşık serçeler söğütlerde ötüştü
Ölecek gibi oldum ölmedim de dayandım
Kızağımla kayarken yamaçlardan aşağı
Kendimi ona doğru atsam atamıyorum
Keklik uçuruyoruz delikanlı uşağı
Kekliği tutuyorum onu tutamıyorum
İnci gerdanlık yaptım kırağılı dallardan
Kartal telekleriyle duvağını süsledim
Kimlere dert yanayım geçen bunca yıllardan
Bilsen ne çile çektim neleri göğüsledim
İzmir’e kar yağınca kar altında kışladım
Dalları kar salkımlı ağaçlarla birlikte
Karın üzerlerine yüzünü nakışladım
Kardan bir saray kurdum ikimize Livlik’te
Osman Gökçe
Bornova, 26.12.2010
Bir yanıt yazın