EZİNE’DE AŞK
İsterik kahkahalar yükselirdi bekar odamızdan
Ve çamaşır suları kokardı sokaklarımız
Bir açılır bir kapanırdı karşı evin pencereleri
Perdeler sallanırdı camların arkasından
Bir kadının soyunuşunu seyrederdik geceleri
Nefesimiz kesilirdi
Yıldızlı yıldızsız çok geceler tanık oldu
Gözlerimize bir iğne gibi batan uykusuzluğumuza
Gündüzleri hep bir evvelki karanlığı özlerdik
Karanlıklar darılmasın saygısızlığımıza
Kuş seslerine karşı neşemiz
Tan yerleri gibi vaadimiz vardı
Coşkundu ilkbaharlarca hevesimiz
Ve ayrılık deyince gözlerimiz dolardı
Her neyi varsa da yaşantımızın
Bir batı kasabasında
Zeytin dallarına asılı kaldı
Varsın günah olsun işlediklerimiz
Sevabını zeytin ağacı aldı
Bir yanıt yazın