KAFKAS TECİRLİLERİ-İki-
Osman GÖKÇE
Erol ÖZER
Benim kendimce Kafkas Tecirlileri diye adlandırdığım Ardahan İli Tecirlileri ile ilgili olarak derleyebildiğim önbilgiler bu konuda bana bir başlangıç oldu (1).
Konunun biraz daha ayrıntılı incelenmesi için yol aradım. Damal Milli Eğitim Müdürlüğü görevinde de bulunmuş olan Emekli Öğretmen Sayın Erol Özer ile iletişim kurmaya çalıştım. Önce telefonla ve daha sonra da yüzyüze görüştüm. Birlikte bir çalışma yapmamız konusunda görüş birliğine vardık ve aşağıdaki metni hazırladık.
Çalışma, olanaklar oranında, Kafkas Tecirlileri ile Çukurova ve Maraş dolaylarında yaşayan Güney Tecirlileri arasında, yazarların bu iki bölgedeki görgül bilgilerine ve bazı yazılı kaynaklara dayanılarak, bir kültürel karşılaştırma bağlamında gerçekleştirilmiştir. Özellikle, Erol Özer’in uzun yıllar boyunca Ardahan ve Damal dolaylarında yaptığı derlemeler sonucu, neredeyse bir kitap hacminde oluşturduğu bu yöre Tecirlileri ile ilgili dosyası bir temel kaynak olmuştur.
1.Tarihçe
Buradaki adlandırma ile Kafkas Tecirlilerinin bugün yaşadığı yerleşim yerleri Orta Asya’dan Avrupa’ya göç eden Türklerin geçiş yolları üzerinde bulunmaktadır. Ardahan adı ile bilinen bu bölge 1064 yılında Alpaslan tarafından Selçuklu topraklarına katılmıştır (2).
Bu yöredeki Tecirlilerin Akkoyunlu Uzun Hasan döneminde 1453 yılında Kahraman Maraş yöresi Dulkadirli Türkmenlerinden gönüllü olarak
getirildiği ileri sürülmekte ve başlangıçta Ilgar ve Cin dağlarının yaylaklarında yaşadıkları, daha sonra da Damal bölgesinde köyler oluşturdukları ve bugün bile Maraş ağzı ile konuştukları bildirilmektedir (2).
Dulkadir Beyliği’nin yıkılışından sonra yalnız Maraş’tan değil Sivas ve Erzincan’dan da bu bölgeye gelen Türkmenlerin olduğu ve bunların tümünün Damal ve Hanak yörelerinde yerleştikleri ileri sürülmektedir. Maraş’tan gelenlere Sarıyaaplı yani Sarı Yakuplu, Sivas’tan gelenlere de Alibabalı denilmektedir. Yöredeki Gündeşlilerin Aşık Gündeşli soyundan geldiği de söylenmektedir.
Ayrıca yörede yerleşen bu topluluklardan Tecirlilere inançsal açıdan Hüseyinli ve Erkenli, Bektaşilere de Pençeli denilmektedir.
2. Köy Adları
Genel olarak adlandırma ve özel olarak yer adlandırmaları da karşılaştırılan toplumlar açısından (köken benzerlikleri göstergeleri) olarak değer taşıyabilir. Bu amaçla Damal’ın köylerinin eski ve yeni adları aşağıda verilmştir :
Eskisi Yenisi
Sors—————-Burmadere (Tecirli köyü)
Dereköy———–Dereköy (Tecirli köyü)
Tepeköy———–Tepeköy (Tecirli köyü)
Erzede————–Otağlı (Tecirli köyü)
Kalenderdere——-Kalenderdere Tecirli köyü)
Çikora—————Obrucak (Tecirli köyü)
Samithev————Uçdere (Tecirli köyü)
Kirpeşen————-Eskikılıç (Tecirli köyü)
————————Çimliçayır (Tecirli köyü)
————————Çat (Tecirli köyü)
Fayatlı—————-Çiçeklidağ (Tecirli köyü)
Seyitören———–Seyitören (Tecirli ve Bektaşi karışık köy)
Aşağı Gündeş——Aşağı Gündeş (Tecirli ve Bektaşi karışık köy)
Saskara—————Koyunpınarı (Tecirli ve Bektaşi karışık köy)
Piklop—————–İncedere (Tecirli ve Bektaşi karışık köy)
Kerkeden ————Güneşgören (Tecirli ve Bektaşi karışık köy)
Nakalaköy————Çavdarlı (Bektaşi köyü)
Daneden—————Serinkuyu (Bektaşi köyü)
Yukarı Gündeş——Yukarı Gündeş (Bektaşi köyü)
————————- Küçük Damal (Tecirli köyü)
————————–Aşağı Damal (Tecirli köyü)
————————–Yukarı Damal (Tecirli köyü)
Bu adlar incelendiğinde, ele alınan konu açısından önemli olmayan ve her yörede kullanılan yaygın köy adları dışında Kirpeşen ve Gündeş adlarının her iki yörede de kullanıldığı, benzerlik gösterdiği ve dolayısıyla da bu açıdan bir değer taşıdığı söylenebilir. Örneğin Kafkas ve Güney Tecirlileri olmak üzere her iki toplumda da hem yer adı, hem aile ya da kişi adı ve hem de türkülerde Gündeş, Gündeşliler, Gündeşlioğlu sözcüklerinin kullanılması bir ipucu gibi değerlendirilebilir.
Burada bir konu daha dikkati çekmektedir. Toplum adlandırmalarında soy kökenleri yanında inançsal özellikler de bir sınıflandırma ölçütü olarak kullanılmıştır. Örneğin Tecirliler Hüseyni inancında sınıflandırılırken, onlara Hüseynîler denilirken Türkmen olan Bektaşi inancındakilerin oymak adı bildirilmemiştir. Bektaşilerin Tecirli oymağından olmayan Türkmen oldukları anlaşılmaktadır.
3. Giyim-Kuşam
Kafkas Tecirlilerinin giyim ve kuşam kültürü, 1950’lerin Kahramanmaraş ili Göksun, Afşin ve Elbistan ilçelerinin Ericek, Tombak, Nadir, Izgın, Kanlıkavak, Yeniyapan, Kitiz vb Tecirli köylerinin yani Güney Tecirlilerinin giyim ve kuşam kültürü ile neredeyse birebir örtüşmektedir. Örneğin kadın giyim kuşamındaki belbağı, saç bağı, fes, çorap, gümüş kemer, döşlük, önlük, üç etek ve bunlarda kullanılan kumaş ve desenlerin her iki yörede de aynı olduğu görülmektedir.
4. İnanç
Kafkas Tecirlileri Alevî inancındadırlar :
-“Hakkın mekanı insandır-Eline, beline, diline sahip ol-Eşine, işine, aşına sadık ol” deyişleriyle özetlenir inanç felsefeleri.
-Abdal Musa ve Şah Hatayı uludur.
-Alevîlikte cennet de cehennem de bu dünyadadır.
-Evlilikte resmi nikâhın yanında bir de cemaat huzurunda ikrar nikâhı yapılır. İkrardan dönülmez.
-Hızır için her yıl şubat ayının 13,14, ve 15’inde Dara-Nara-Cana olmak üzere 3 gün oruç tutulur.
– Kurban Bayram’ından 18 gün sonra On İki İmam adına 12 gün Muharrem Oruç’u tutulur.
-Kadın yücedir. Ana hakkı Tanrı hakkı, baba hakkı peygamber hakkıdır denir. Erkekler kendilerinden yaşlı kadınlara ana, yaştaşlarına bacı ve kendilerinden küçüklere kızım diye hitap eder.
-Semâ, Ali’nin simgelerinden biri olan turnanın uçuşlarının öyküsüdür.
-Alevîlik İslam içinde Şamancılığın en çok yaşadığı bir inançtır.
İnançla ilgili olarak bu kısa bilgiler dışında daha geniş bir ayrıntıya girilmemiştir. Çünkü Güney Tecirlileri arasında Alevîlik yoktur ve tümü Hanefî mezhebine mensupturlar. Ancak bir algısal değerlendirme olarak Güney Tecirlilerinin de geçmişte Alevî inancında olabilecekleri konusunda ikircikli bir bir görüş ortaya çıkmıştır. Bu konunun uzmanlarca araştırılmasının ilginç olabileceği düşünülmektedir.
5. Evlenme
Aşağıda evlenme ile ilgili bazı seçilmiş davranış biçimleri verilmiştir:
-Evlilik çağına gelmiş gençlerin ailelerine küserek evlenme isteklerini yansıtmaları.
-Sevgililer arasında yağlık, ayna, tarak, mendil gibi armağanların verilmesi.
-Gelinin saygı gereği, erkek ailesinin büyükleri yanında ses çıkarmaması ve aracı ya da işaretlerle konuşması.
-Okuntu dağıtılması.
-Düğünlerin genelde bir hafta sürmesi, davullu zurnalı olması, oğlan evine bayrak dikilmesi, gelin alma sırasında at yarışlarının yapılması, damadın bir sağdıcının olması, zifaf ertesinde kanlı çarşafın gösterilmesi.
-Kız kaçırma olayı olmakla birlikte zorla kız kaçırma olayının hemen hemen hiç görülmemesi.
Sayılan bu özet özellikler, belki başka yerlerde de benzer biçimde görülmektedir. Ancak bunlar Güney Tecirlilerinde de hemen hemen tümü ile aynıdır.
6. Ağıt ve Cenaze
Tıpkı Güney Tecirlileri gibi Kafkas Tecirlilerinde de ölenlere ağıt yakma geleneği bulunmaktadır.
Geçmişte var mıydı bilinemiyor. Ancak, Kafkas Tecirlilerinde son 50 yıldır Güney Tecirlilerinde görülmeyen iki ilginç cenaze geleneği vardır. Bunlardan birisi defin esnasında Türkçe dualar okunması. İkincisi de definden sonra yaban hayvanlarının saldırısından ölüyü korumak için mezarın başında üç gün süreyle ateş yakılmasıdır.
7. Koç Katımı
Bu kavram Güney Tecirlilerinde daha çok (Koç Koyrumu-Koç Koyurma) olarak kullanılır. Yüksek, kışı uzun ve çetin geçen yerlerde erken döl dökümünü önlemek ve kuzulamayı bahara getirmek için daha yazdan sürülerde koçlar koyunlardan ayrılır ve ayrı beslenir. Genel olarak kasım başlarında sürüye koçlar salınır, koyrulur. Koyunlarda gebelik süresi 5 aydır. Kuzulama da 5 ay sonra baharda olur. Kendi doğasına bırakılırsa erken aşım (çiftleşme) ve erken yavrulama olur kış aylarında. Bu da beslenme, bakım ve süt verimi üzerinde olumsuzluklar doğurur.
Koç katımı ya da koç koyrumu bir törendir. Gerek Kafkas ve gerekse Güney Tecirlilerinde bu tören çok küçük ayrıntılar dışında aynı biçimde yapılır. Çobanı başında sürü gelir, bir alanda toplanır. Koçlar çeşitli renklere boyanarak ve boynuzlarına elma takılarak bir damat gibi süslenir. Koyunların ikiz doğurması inancıyla koçların sırtına heybe atılır. Kuzuların erkek olmasını isteyenler koçun sırtına erkek, dişi olmasını isteyenler kız çocuk bindirirler ve koçları bağırış, çağırış ve neşe içinde sürüye salarlar.
8. Kirvelik
Kürtçe kirva/kirve erkek çocuğu sünnet ettiren ve yaşam boyu ona sahip çıkan kişidir. Süryanice kariva yakın kişi, akraba, vaftiz babasıdır. Arapça karib yakın kişi, akraba anlamındadır. Kirye Yunanca efendi anlamına gelmektedir.
Kürtçe,
Kir : Cinsel organ
Ker : Bıçak
Va : Ayırma eki.
Bu açıklamaya dayanılarak kirvenin sünnet olacak çocuğu sünnet sırasında tutmayı meslek edinen, bacakları cinsel organdan ayıran kişi anlamında olduğu da ileri sürülmekte ve kirve seçiminde akraba ve hısım dışı gönül bağı yakınlıklarının dikkate alındığı belirtilmektedir (3). Aynı kaynakta kirveliğin temelde Kürt Alevi-Kızılbaşlarının bir geleneği olduğu ve fakat Türk Alevi-Kızılbaşlarının da bu geleneği kullandığı, ancak bu iki gurup arasında bazı ayrıntı farklılıklar olduğu belirtilmektedir.
Kafkas Tecirlilerinde de kirvelik geleneği vardır. Güney Tecirlilerinde böyle bir gelenek yoktur. Kirve sözcüğü Güney Tecirli köylerinde yabancı kelimedir. Ancak son zamanlarda ve özellikle kentsel kesimde kirve geleneği uygulamaları yaygınlaşmaktadır.
9. Yöresel Ortak Sözcükler
Genelde tüm dil özelliklerinin ve özelde sözcük benzerliklerinin toplumlar arasında ilişki ve bağlantı kurmada çok değerli araçlar olduğu bilinmektedir. Bu amaçla iki toplum arasında ortak sözcükler aranıp bulunmaya çalışılmıştır. Bu konuda iki toplum arasında geniş bir liste olabileceği düşünülmekle birlikte her iki bölgede de yapılmış böyle bir alan çalışması olmadığı için küçük bir liste ile yeninilmiştir :
Ortak Sözcükler Listesi
-Asıllım : Çok iyi
-Bayak : Demin
-Buymak : Donarcasına üşümek
-Cıbıl : Çıplak
-Çemkirmek : Car car ötmek, söze saygısızca karşılık vermek, havlamak
-Duluk : Yüzün zülüf sarkıtılan yanı. Duvarın yanı, dibi, duldası
-Dümsük( Kafkasya’da), Sümsük (Güney’de) : Dirsek
-Elcek : Tutacak sap (Güney’de eldiven)
-Gıdıl (Kafkas’ya), Gıdık (Güney’de) : Küçük
-Gilik (Kafkas’ya), Bilik (Güney’de) : Küçük bir börek türü
-Gümrenmek : Ezgili ağlamak
-Halbuise : Halbuki
-İyeşmak : Yarışmak, inatlaşmak
-Kalın : Başlık parası
-Kırtık (Kafkasya’da), Kirtik (Güney’de) : Kullanılmış, incecik kalmış sabun artığı
-Mındar : Haram
-Mısmıl : Helâl
-Sivtimek : Mısırın tanelerini koçandan ayırmak
-Seriklemek(Güney’de zeriklemek) : Otururken uyuklamak
-Yemseme : Hafif aksama
10. Sözlü Edebiyat
Bu başlık altında yöresel atasözleri, beddualar (kargış), dualar (alkış), maniler, masallar, bilmeceler, türküler, aşık deyişleri vb konular akla gelebilir. Bu konularda Kafkas ve Güney Tecirlilerinden derlenmiş bilglerin araştırılması, derlenmesi ve karşılaştırmlar yapılarak çıkarımlarda bulunulması değerli görülmüştür. Ancak bu tür bir çabanın hem bir makale sınırlarını zorlayacağı ve hem de elde yeterince verinin bulunamayacağı düşüncesi ile yalnızca kafkas Tecirlilerinden bazı örnekler sunulmuştur (4).
10.a. Atasözleri
-Atın kişneyeninden yolun işleyeninden vazgeçme
-Azığı evden arkadaşı köyden al
-Allah kötü komşunun eksiğini vermesin
-Boynuzsuz koçun ahı boynuzlu koça kalmaz
-Bitli kaşınmış aç umsunmuş (Umsunmak : Ummak)
-Bir evleğin verdiğini bir bey veremez (Evlek : Dekardan küçük alan ölçüsü)
-Boğayı böğürten daşşağıdır
-Canı yanmış eşek attan yürük gezer
-Çayı görmeden çemrenme
-Deli dedi akıllı inandı
-Ersiz avrat yularsız ata benzer
-Eşeğin kazancı at içindir
-Er dayıya, kız bibiye çeker
-Gelini eşek arkasında değil beşik arkasında gör
-İt ayıbı bilse tuman giyer (Tuman : Uzun don, kilot)
-İtin ahmağı kayganadan pay umar (kaygana : yağda yumurta)
-Kızını istendiğinde, oğlunu istediğinde evlendir
-Köy aşırı köpek ürmez
-Öküz (öldüğümde derimi ham düvenin üstüne atın) dermiş
-Peyniri deri saklar kadını eri saklar
-Tarlayı taşlı kızı kardaşlı yerden alacaksın
-Ürmesini bilmeyen it sürüye getirir kurt
10.b. Dualar (Alkış) Beddualar (Kargış)
-Ayağına taş değmeye
-Ali yardımcın, Bozatlı Hızır kılavuzun ola
-Mansur gibi dara çekilesin, Nesimi gibi yüzülesin
-Dullara duvaksız gidesin
-Balım Sultan’dan bulasın
-Ali’nin kılıcına gelesin
10.c. Türküler ve Aşıklık Geleneği
Türkü 1
Sarı yağlık sar beni
Al koynuna yâr beni
Alacaksan tezden al
Eller alacak beni
Yâr sen de gel sen de gel
Sarı yağlık sararım
Yitirmişim ararım
Sanma ki vazgeçmişim
Her gelenden sorarım
Yâr sen de sen de gel
Sarı yağlık serende
Sevda senin nerende
Sende kabahat yokmuş
Sana meyil verende
Yâr sen de gel sen de gel
Sarı yağlık sendedir
Saçakları bendedir
On iki gelin sevdim
Yine gönlüm sendedir
Yâr sen de gel sen de gel
Türkü 2
Kız sana bahçeye gel demedim mi
Gel demedim mi oy gel demedim mi
Hançeri sineme vur demedim mi
Vur demedim mi oy vur demedim mi
Dikili bayrağı düğün mü sandın
Düğün mü sandın oy düğün mü sandın
Askere gideni gelmez mi sandın
Gelmez mi sandın oy gelmez mi sandın
Şu gelen trene yol mu dayanır
Yol mu dayanır oy yol mu dayanır
Askerlik dört sene can mı dyanır
Can mı dayanır oy can mı dyanır
Yaylaya yukarı çadırım yeşil
Çadırım yeşil oy çadırım yeşil
Kız paşan geliyor bir kahve pişir
Bir kahve pişir oy bir kahve pişir
Aşağıda örnek olsun diye bir türkü de Güney Tecirlilerinden verilmiştir :
Kavaktan yılan iniyor
Bellerini büke büke
Beni bir gelin dağniyor (Bakıyor)
Kaşlarını yıka yıka
Pınarına taş olayım
Yüzüğüne kaş olayım
Gündüz sarhoş gezen kıza
Gece ben yoldaş olayım
Pınarının başı yeşil
Dibinde kumlar kaynaşır
Gelin zülüfünü deşir
Gece koluma dolaşır
-Ericek Köyü, Göksun-
Aşıklık Geleneği
Kafkas Tecirlilerinde aşıklık geleneği yaygındır. Bilinen bazı aşıklar şunlardır :
-Aşık Eşref Cihan
-Aşık Veli Yaycı
-Aşık İsmail Geygel
-Aşık Mustafa Eryıkar
-Aşık Cafer Avalır
-Aşık Aşir Özek
-Soner Huday
Aşık Veli Yaycı’dan Bir Örnek :
Al kayadan at beni
İn aşağı tut beni
Kaç gündür uykusuzum
Irgala uyut beni
İndim çayır biçmeye
Eğilip su içmeye
Dediler yârin geldi
Kanat vurdum uçmaya
Kaya dibi gürgenlik
Ne hoş olur ergenlik
Ergenlikte kız sevmek
O da bir bezirgânlık
Bu gelenek Güney Tecirlilerinde de benzer biçimde vardır. Güney’de her Tecirli köyü bir Türküköydür. Her obadan bir ozan çıkar. Her delikanlının sevgilisine yaktığı bir türküsü vardır. Sünni inanışın hoş görmemesine karşın yine de her mahallede bir saz çalan bulunur. Örneğin yalnızca Kahramanmaraş Göksun Ericek köyünden günümüzde bu geleneği sürdürenlerin bazıları şunlardır :
-Ali Kızıltepe
-İsmail Baltacı
-Ali Gökçe
-Selahattin Kurt
-Osman Tatar
Ali Kızıltepe (Hacıkaye Ali) bir örnek :
ANAMA
Kalk gidelim deli gönül
Bizi burda bilen de yok
Halimizi arzedecek
Yanımıza gelen de yok
Kalkıp geldim gurbet ele
Derdimizi soran da yok
Senede bir bayram günü
Kapımızı çalan da yok
Çukurovalarda kaldım
Candan cananımdan oldum
Ömür boyu hep ağladım
Derdin nedir diyen de yok
Yeter Ali’m bitir sözü
Söndür bağrındaki közü
Nerde kalmış Resul kızı
Mezarını bilen de yok
10.d. Maniler
Kafkas Tecirlileri arasında söylenen manilerden örnekler (Erol Özer’in özel dosyasından) :
-1-
Ulgar bir maral olsa
Saplısı karar olsa
Ulgar seni yıkarım
Yâre bir zarar olsa
-2-
Karadağ’da talan var
Beni derde salan var
Çek bayrakçı bayrağı
Gözü yolda kalan var
-3-
Dereler otlanıyor
Vergiler toplanıyor
Kör olası Osmanlı
Kapılar kitleniyor
-4-
Bir taş attım çeğile
Çeğilin çiçeğine
Kurban olam sarılam
Kızların gökçeğine
Kaynakça
1-(http://www.osmangokce.com/kategori-blogu/617-kafkas-tecrller-bir–2-2-
3-http://gomanweb.org/GOMANWEB2/2008_gomanweb/HABER_YORUM4/Aralik_2008/21Aralik/kirvelik.htm
4-Erol Özer’in özel dosyası
Bir yanıt yazın