KAMUDA İFTAR YEMEKLERİ
HeRkesin bildiği gibi, devletin en tepesi en çok olmak üzere devlet parası ile her gün hesaplanamaz rakamları bulan harcamalarla iftar yemekleri verilmektedirler. Bu konuda en üst düzeydekiler yani bakanlar, müsteşarlar, genel müdürler vb. yetkililer adeta birbirleri ile yarış eTmektedirler. Hiç düşünülüyor mu kimlerin parası, hangi amaçlarla kimlere yediriliyor? Ben düşünüyorum. İşte yanıtlarım :
1. Hiç bir yetkili kendi bütçesi ile yapmıyor bu hayrı. Devlet parası ile yapıyor. Yani senin benim paramla yapıyor. Benim buna iznim yok. Sen de bir düşün.
2. İftar yemeği verilenler iftar yemeklerine muhtaç kesimler değildir. İsterseniz araştırın. Milletvekilleri iftar yemeklerine muhtaç mı? Hakimler, savcılar iftar yemeklerine muhtaç mı? Müsteşarlık personeli, genel müdürlük personeli iftar yemeğine muhtaç mı? Aşağı inin. Örneğin muhtarlar iftar yemeklerine muhtaç mı? Bunlar elbette muhtaç değiller.Yoksula, muhtaca destek olmak amaç değilse yani amaç sosyal değilse o hâlde amaç nedir? Oruç bir ibadet olduğuna göre amaç dinî olmalıdır diye düşünülebilir. Gerçekten amaç dinî mi? Dinî diyorsanız iftar gösterisi dinimize nasıl hizmet etmiş oluyor? Hizmet etmek bir yana kanımca gerçek inananları incitiyor bu davranışlar, bu kul hakkı yemeler.
3. Sizler iftar yemeklerini yalnızca en üst düzey yetkililerin basına özel bir biçimde yansıtılan davranışları olarak da görmeyiniz. Bakan iftar yemeği verir de müsteşar durur mu? Durmaz. Müsteşar iftar yemeği verir de genel müdür durur mu? Durmaz. Genel müdür iftar yemeği verir de bölge müdürü, başmüdür ve diğerleri durur mu? Durmazlar. Durmazlar çünkü para elden su gölden. Makbul yetkili olmanın yolu, yerini sağlam tutmanın en etkili yolu herkesten çok dindar olmak değil dindar gözükmektir günümüzde. Yalan mı dediğim? Su müdürünün, orman müdürünün, tarım müdürünün, eğitim müdürünün iftar yemekleri ile ne amaçladıklarını, ne olur gerçek dindarlar herkesten önce sizler düşünün.
Sözün özü şu ki bugünkü iftar yemekleri kutsal dinimizden çok, hayırdan hasenattan çok siyaset kokuyor, menfaat kokuyor. Hiç şüphem yok ki bu kokuyu herkes de duyuyor ve fakat sesini çıkarmıyor. Lûtfen, herkes şahadetini dinin ve vicdanın emrettiği gibi kullansın.
Bu konuda en sorumlu kesimin gerçek inananlar olduğunu düşündüğüm için, gerçekten inananlara, inançlarına kalbi ile beyni ile ve de eylemi ile bağlı ve uyum içinde bulunanlara sorumluluklarına sahip çıkmaları dileğiyle en derin saygılarımı sunuyorum.
Osman Gökçe
06.06.2017
Bir yanıt yazın