ÇIBIKBELİ
ÇIBIKBELİ
Bu çok bilinen ve çok sevilen bir türküdür. Sözleri şöyle :
Çekemedim Akçakız’ın göçünü
Sırma saçlar bırak dövsün döşünü
Gülüver de görem mercan dişini
Yol ver bana Çıbıkbeli geçeyim
Yaylaların yeli soğuk esmez mi
Sevdiğim de rüyalara girmez mi
Girmese de gönül sana küsmez mi
Yol ver bana Çıbıkbeli geçeyim.
( Yöre: Antalya Kaynak- Kişi: Şevket Yanıkoğlu -Derleyen: Cevat Uyanık)
Ben burada türkü ile değil, türküde geçen ve bir yer adı olan Çıbıkbeli ile ilgili bir açıklama yapacağım.
Çıbık eski Türkçe bir sözcüktür. Asya Türkçesinde yaş dal anlamındaki çıp sözcüğünden gelir. Yaş dal, ağacın yaş dalı, dikmeye elverişli yaş dal anlamındadır. Dilimizdeki çıpmak ya da çırpmak da aynı köktendir. Çıbıkbel de çıbık gibi ince bel anlamındadır. Torosların Batısında ince bir bele halkımız böyle bir ad koymuş. Benim doğduğum yerlerde (Kahramanmaraş) ünlü bir İncebel vardır Berit Dağı’nda. Halkımız bizim orada da çıbık gibi ince bel dememiş İncebel demeyi yeğlemiş. Kim karışır? Elbet bir karışan oluyor. Az bilen çokbilmiş mi yok? Diz boyu, her yerde bulunur. Tutmuşlar halkın Çıbıkbeli dediği yere Çubukbeli demişler. İnce görünüşlü (I) harfi yerine geniş görüşlü (u) harfini koymuşlar. Biraz da Arapça ve Farsça söylenişe daha yakın olan (u) sesini seçmişler. Devletlû, şevketlû gibi söylenişlerde olduğu gibi bir söylenişi seçmişler.
Oysa çubuk Farsça kökenlidir. Farsça çûb sözcüğü kütük, ağaç parçası, çomak anlamındadır. Çûbek bunun türevidir ve davul tokmağı yani çövendir. Çûbe de oklava anlamındadır. Halkımız bu sözcüğü de Türkçeleştirmiş, çubuk demiş. İyi etmiş, ne güzel etmiş, varsın desin. Ama biline ki halkımız çıbıkla çubuğu ayırır. Çıbık ince dal ve fakat çubuk çelik, dikme, sokma demektir. Çubuklamak çeliklemek demektir. Yani yaş dalı toprağa sokarak fidan üretmektir, yeni bir ağaç üretmektir. Dikme de sokma da bu anlamdadır. “Bağ çubuğundan geliyorum” diyen çiftçi bağ dikmekten, bağ çeliği dikmekten geliyordur. Söğüt ve kavak gibi çelikten çoğaltılan ağaçlar için de (dikme diktik) derler. Dikme hem dikilen materyalin hem de yapılan işin adıdır.
Sonuç olarak söylemek söylemek istediğim şudur :
Türkçe kurallara göre Türkçeleştirilen sözcükleri (Aslı gibi söylensin, aslına uygun olsun) gerekçesi ile düzeltme işbilirliğine girişilmemelidir. Özellikle de aslı Türkçe olan sözcükleri Farsçalaştırmaya ya da Arapçalaştırmaya asla kalkışılmamalıdır.
Osman Gökçe
23.02.2019
Kaynakça :
1.http://www.turkuler.com/sozler/turku_cekemedim_akca_kizin_gocunu.html
2. yuboğlu, İ.Z. , Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü, Sosyal Yayınlar, 2004, İstanbul
Bir yanıt yazın