UMUT BEKÇİSİ
UMUT BEKÇİSİ
Dağlarımın çiçeklerine sordum seni
Gülümsediler
Yeryüzüne gökyüzüne kokular yaydılar
Taşı toprağı
Yamacı düzü
Geceyi gündüzü
Yedi renge boyadılar
Süslediler
Gelmedin
Kartal yuvalı sarp kayalara
Reçine kokulu
Uğultulu ormanlara sordum seni
Kartallar kanat çırpıp havalandı
Çığlıklarla uçtu urkeklikleri
Öznesiz sesim yamaçlarda yankılandı
Gelmedin
Kurtlara kuşlara börtü böceklere
Söğüt dallarındaki serçelere
Karanlığı uyutmayan
Türkücü kurbağalara
Ayrıksız
Her canlıya sordum seni
Dünyanın en büyük korosunu kurdular
Dev bir orkestra ile
Karşılama müziğine durdular
Daha önce hiç duyulmamış melodiler çaldılar
Gelmedin
Ovalara tarlalara sordum seni
Güneş rengi başaklar
Sevdalandı
Denizler gibi dalgalandı
Dillendi tüm ekilmişler
Dallarda meyveler allandı
Çiftçiler türküye durdu
Gelmedin
Düğünler kuruldu
Çifte davullu çifte zurnalı
Oyunlar oynandı
Köroğlu çalındı
Yiğitler güleşe durdu
Ata bindirildi
Turna teli kalaklı gelinler
Seymenlere sordum
Gelinci alayına sordum
Gelmedin
İçine doğduğum
Bağrında büyüdüğüm
Doğa eksildi
Bir yanı yıkık kaldı
Aşk ıssız ve kimsesiz
Aşık yetim ve öksüz kaldı
Gelmedin
Belki dardaydın
Gün bitmişti
Güneş batmıştı
Belki geceyi
Aysız yıldızsız
Bir uzun karanlık basmıştı
Zamansız kalmıştın
Gelmedin
Belki kar yağmıştı
Çığ düşmüştü
Yollar kapanmıştı belki
Amansız kalmıştın
Gelmedin
Aşk özlemde yaşar
Aşık taş sabırlıdır
Umut bekçisidir
Kim bilir
Belki başka bahara
Osman Gökçe
18.02.2021
Bir yanıt yazın