SEÇKİ-177- BENDE KALAN MEKTUPLAR-I-
Dün bir dosttan Uzun bir mektup aldım. Beni anlatmış sana, Ve sen ona, demişsin. Hem bu sözü gülerek Medar-ı iftiharla söylemişsin Unutamazsın! Nokta noktam Unutamazsın! Çünkü inan, Unutmak için, Önce unutulmak gerek, Oysaki sen, Hala bende esen, Eski kavak yelisin. Unutamazsın.. Kan değil, tüküremezsin, Ruj değil, Silemezsin, Dişi dudaklarına, dişlerimle yazdığım, Dört heceli
ÇOK DOĞDUM
Çok doğdumVe hep ağladım doğarkenDünya çarpınca yüzüme Çok sevdimVe hep ağladım severkenSevda çarpınca yüzüme Çok yaşadımVe hep ağladım yaşarkenİnsan çarpınca yüzüme Sonra öldümÇok öldümVe hep ağladım ölürkenEcel çarpınca yüzüme Osman GökçeBornova, 02.10.2013www.osmangokce.com
SEÇKİ 44-ÇOBAN ÇEŞMESİ
Derinden derine ırmaklar ağlar,Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,Ey suyun sesinden anlıyan bağlar,Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi. “Göynünü Şirin’in aşkı sarıncaYol almış hayatın ufuklarınca,O hızla dağları Ferhat yarıncaBaşlamış akmağa çoban çeşmesi…” O zaman başından aşkındı derdi,Mermeri oyardı, taşı delerdi.Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi.Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi. Vefasız Aslı’ya yol gösteren bu,Kerem’in sazına cevap veren bu,Kuruyan gözlere yaş
SENİ ÖYLESİNE SEVDİM İŞTE
Ne yüzünü gördümNe elini tuttumNe de değdi nefesim nefesineSeni öylesine sevdim işteDönüşsüz bir yokuştaÖdülsüz ve ödünsüz Uzadıkça uzayan gölgelerimin karanlığındaYeniden doğdum bir sabahaSen yoktun ama ışığın vardıKapıldım bir serap görüntüsüneSeni öylesine sevdim işteKafdağı’nın arkasındaki bir düşteVe mümkünsüz buluşmalarda Ne saçlarınNe gözlerinNe de boyun bosunYalnızca tutunarak gaipten gelen sesineSeni öylesine sevdim işteYaşlanılmayan bir yaştaVe sınırsızlığında sevdanın Sevmenin koşulsuzluğu ülkesindeyim
BÜTÜN HAYALLERİMİ SANA HAVALE EDİYORUM ÇOCUK
-I- Bütün hayallerimi sana havale ediyorum çocukÇocuk dürüstlüğüneVe de çocuk dayatmacılığına Düğün kuracaktım doğmamış yetimlereKınalı keklik gibi sevgililerleYaşanmamış yaşlarındaYetim kalanBaşkalarının kirli savaşlarındaTemiz yürekleri ve hilesiz inançlarıylaBabaları can verenBabasızlaraBaba kimdir bilmeyenlereBaba nedir görmeyenlereÇifte davullar döğdürtecektimSavaşı silecektim sözlüktenÜlkemin bütün yetimlerini kucaklayacaktımOnları yüreğimde saklayacaktımDokunamayacaklardı teline kan emicileri Yüreğim büyürdü onları düşündükçeDeğil göğsüme gökyüzüne bile sığmazdıHeyecanlanırdımSonra ağlardım hırsımdan çaresizceGücüm yetmediÖmrüm yetmediOnlara düğün
UYAN ARTIK
Ben uyudumSen uyudunO uyumadı Biz uyudukSiz uyudunuzOnlar uyumadılar Uyan ülkemUyan ulusumUyan artıkÇakal doldu ortalık Osman GökçeSabah Gülü, Şubat.2014
SABAH GÜLÜ
Ben uyudumSen uyudunO uyumadı Biz uyudukSiz uyudunuzOnlar uyumadılar Uyan ülkemUyan ulusumUyan artıkÇakallar aslan oldu Osman GökçeSabah Gülü, Şubat.2014
TERK EDİLMİŞ EV
Terk edilmiş harap bir ev gibiyimBakışları karanlığa gömülmüşYalnızlığın sultanına tabiyimÜlkesinin en sonuna sürülmüş Kırık dökük cam çerçeve ve kapıNe senet var ne sepet var ne tapuUzaklarda sürgünlerde bir yapıBoyaları sıvaları dökülmüş Sessizliği ürpertiyor göreniEski çağın bir ruhani öreniNe aziz var ne de başka ereniTanrı’nın da defterinden silinmiş Osman GökçeSabah Gülü, Şubat.2014
SEÇKİ-109 SU
Kalbinden kalbime akan bir sesti Akşam gölgesinde çağlayan o su… Sesini en tatlı yerinde kesti Bizi sonsuzluğa bağlayan o su. O su, bir sır gibi mırıldanırdı; Göğsünde bir sarı ay yıkanırdı; Bizi Leyla ile Mecnun sanırdı Gamlı yolumuzda ağlayan o su… Sessiz ruhumuzu o bestelerdi, Bize “Unutalım dünyayı” derdi… Bir aldı sonunda verdi bin
ÇÖPÇÜ ÇOCUK
Kehribar gibiSarı ela gözleri boncuk boncukKir pas içinde elbiseleriKir pas içinde bedenleriÇöp topluyan çöp boyunlu çocukKarıştırıp duruyor bidonları. İş başa düşmüşBabası işsizlikten canına kıyıpAnası yalnız kalıncaTopal eşşek kervanbaşı olmuş.Eh işte, çöp toplamak da bir işmişİmdatlarına yetişmiş. Daha bıldır göç etmişlerdi Mardin’denKurtulmuşlardı kan davasındanTerör merör derdindenBir gecekonduya sığınmışlardıAnlayacağınız bu koca kentteSözümona, bir kentli olmuşlardı. Ne varsa satıp, savupDerleyip, toparlayıp